Türkiye İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Türk olmayanların toplam nüfusun yüzde 25'inin altında kalmasını sağlamak için 16 şehirde göçmenler için bir kota getirildiğini söyledi.
Basın mensuplarıyla yaptığı görüşmede Çataklı, kotanın bir "İltihaplanma Planı"nın parçası olduğunu ve ülke genelinde şehirlerdeki yabancı nüfusu en fazla yüzde 25 ile sınırlamayı amaçladığını söyledi.
Çataklı, "Göçmenlerin toplam nüfusun yüzde 25'inden fazlasını oluşturduğu şehirlerde daha fazla göçmenin kayıt olmasına izin vermeyeceğiz" dedi. "Yeni gelen ve kayıt yaptırmayan Suriyelilere otomatik olarak koruma statüsü verilmeyecek."
Yeni plana göre göçmenler önce kamplara yerleştirilecek ve yetkililer gerçekten korumaya ihtiyaçları olup olmadığını araştıracak. Türkiye, Suriyelilere turist vizesi vermeyi de durduracak.
Plan, geçtiğimiz hafta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından açıklandı. Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlerin göçmenlere kapatılanlar arasında olduğunu söyledi.
Aktivistler, Türk toplumunda yabancı düşmanı tutumları daha da cesaretlendireceğinden korktukları için plana öfkelerini dile getirdiler. Ankara merkezli Dünya Evdir Uluslararası Dayanışma Derneği'nin direktörü Burçak Sel Tüfekçi planı eleştirdi.
Al-Monitor'a konuşan Al-Monitor, "Mültecilere kota uygulaması planı, ekonomik krizler nedeniyle desteği azalan hükümetin karşı karşıya olduğu çıkmazın bir göstergesidir" dedi.
Tüfekçi, son dönemde Suriyeliler ile yerel halk arasında yaşanan çatışmaların, Suriyelilerin yoğun olarak bulundukları mahallelerden taşınmalarına neden olduğunu sözlerine ekledi. Tüfekçi, "Artık bunun ülke çapında bir plan olduğunu ve muhtemelen seçimler yaklaştıkça mülteciler için atılacak daha fazla adım olduğunu biliyoruz" dedi.
Türkiye Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, tüm yer değiştirme ve yeniden yerleşimlerin “gönüllü olarak” yapıldığını iddia ederken, hükümet, planın demografik dağılımı yöneterek ülkedeki gerilimi azaltmak ve hafifletmek amacıyla uygulandığında ısrar ediyor. Ancak aktivistler, planın son birkaç yıldır Türk toplumunun çoğunu kasıp kavuran mülteci karşıtı hissiyatı daha da kötüleştireceğini savunuyorlar.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne (BMMYK) göre, Türkiye dünya çapında en fazla sayıda mülteciye ev sahipliği yapan ülkedir. Türkiye'nin ekonomik sıkıntılarının körüklediği göçmen karşıtlığı, kaynama noktasına yaklaşıyor. İşsizliğin yüksek olması ve gıda ve konut fiyatlarının hızla artmasıyla birlikte birçok Türk, hayal kırıklıklarını özellikle Suriye'deki iç savaştan kaçanlar olmak üzere ülkenin yabancı sakinlerine yöneltti.
Eylül ayında İçişleri Bakanlığı, daha önce mülteci karşıtı bir protestonun düzenlendiği Ankara'nın Altındağ semtinde ağırlıklı olarak Suriyeli mültecilerin yaşadığı binaların yıkılmasını emretti.
Bakanlığa göre, büyük ölçüde Suriyelilerin yaşadığı mahalle bir “getto” haline gelmişti. Bakanlık, konut sakinlerine yıkılmadan önce evlerini boşaltmaları için bir hafta süre verdi.
Binalar yıkılınca, mahalledeki Suriyelilerin çoğu başka yerlerde barınmak zorunda kaldı. İçişleri Bakanlığı daha önce Ankara'da yaşayan ancak farklı şehirlerde kayıtlı Suriyeli mültecilerin bu şehirlere geri gönderileceğini söylemişti. Bu sığınmacıların oturduğu binalar boşaltılacak ve işyerlerinde yasal olup olmadığının tespiti için denetimler yapılacak.
Göçmen karşıtlığı muhalefet politikacıları tarafından da dile getirildi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin iktidara gelmesi durumunda Suriyelileri evlerine geri gönderme sözü verdi.
Soylu'nun 22 Kasım'da verdiği son rakamlara göre Türkiye, dünyanın dört bir yanından toplam 4.038.857 mülteciye ev sahipliği yapıyor. Meclis Planlama ve Bütçe Komisyonu'na konuşan Soylu, bunların 3.731.028'inin Türkiye'de geçici koruma statüsünde ikamet eden Suriyeli mülteciler olduğunu söyledi. Uluslararası koruma statüsüne sahip mülteci sayısı 307.829'dur.
No comments:
Post a Comment