Thursday 30 April 2020

CHP'li Özel'in Darbe İmhlı Sözleri Sonucu Ne Olabilir?!


TBMM Meclisi önünde HDP, İP ve CHP'nin ortak sözcüsü gibi konuşan CHP'li Özgür Özel, Başkan Erdoğan'ı ve devlet memurlarına yönelik tehdit dili kullanmaya başladı.

Özel sakandal açıklamasında "Saray rejiminin sonu geliyor. O son Atatürk'ün kemiklerini sızlatacak bütün bu atamaların, bütün bu liyakatsizliklerin de sonunu getirecek. Herkes şunu bilsin. Bütün devlet memurları. Görevini devlet memuru gibi yapan devlet memurları. Hangi ülkeye hizmet ettiğini bilen çok değerli bürokratlar hiç korkmasınlar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti gelir, saat gibi işlemeye başlar. O saatin en kıymetli çarkları da siz olursunuz. Eğer ki koltuğunuza liyakatla oturdunuz, devletinize sadakatla çalışıyorsanız." Ifade etti.

 

Bunun üzerine bu Özel’in Darbe imalı sözlerine sert tepkiler çığ gibi geliyor.

 

Bu Tepkilerden:

-       İletişim Başkanı Altun, Özel’in bu sözlerine 'Cumhurbaşkanımızın ve Hükümetinin meşruiyetine dil uzatan ve aba altından sopa gösteren hadsizler bilmelidir ki Recep Tayyip Erdoğan ve yol arkadaşları hiçbir tehdide boyun eğmez.' dedi.

-       AK Pakti Gençlik Kolları sosyal medya hesabından, 15 Temmuz'da Başkan Erdoğan'ın halkı darbecilere karşı sokağa çağırdığı görüntüler paylaşıldı.

Paylaşım'da "Biz gençler değil darbeyi ima edeni, icra edeni bile yerin dibine gömmüşüz. Hadsiz "tipitiplerin" tehditlerine mi boyun eğeceğiz Milletimizin desteğiyle, liderimizle omuz omuza, darbeci zihniyetle mücadeleye devam... Sonuna kadar!" ifadelerine yer verildi.

 

 

 

 


Wednesday 29 April 2020

Türkiye Salgın ve Beklenen Erken Seçimler Arasında...


Koranavirüs salgınıyla kararlılıkla mücadele yürütülmesi sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ulusa sesleniş konuşmasında sık sık CHP'ye "ağır eleştirileri" yöneldi.

CHP, HDP ve İYİ Parti temsilcileri, Erdoğan’ın bu tavrı “Erken seçime hazırlık” olarak değerlendirdi.

Örneğin; CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, yaptığı değerlendirmede, “Biz, Erdoğan’ın aklında erken seçim gibi bir plan olduğunu biliyoruz ve bir süredir, ‘Yarın seçim olacakmış gibi’ çalışıyoruz” dedi."

Altay, “Erdoğan azmiyle yükseldi, hırsıyla batıyor. Unutulmasın ki batanlar, kendileri açısından çılgın kararlar alabilirler. Korona belasından kurtulduktan sonra erken seçim olursa sonucu ‘Türkiye’nin Erdoğan’dan kurtuluşu’ şeklinde olur. Arkasına Cumhurbaşkanlığı forsunu alıp Türkiye’nin en çok oy alan ikinci partisinin genel başkanına laf söylemek, Erdoğan’ın gücünü kaybettiğini ve kontrolsüz hareket ettiğini gösteriyor. İtibarını yitirdi. Korona belasını bertaraf ettikten sonra Türkiye’de bir erken seçim yapılması demek Türkiye’nin kurtuluşu demektir” diyerek devam etti.

En Önemli Soru Şimdi; Erdoğan Erken Seçimin Yapılmasını Gerçekten Düşünüyor Mu?

 

 


Tuesday 28 April 2020

Mahkeme Altun'un Haberine Erişim Engeli Kararını Verdi


Birkaç günden önce Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’nde yer alan Kuzguncuk’ta kiraladığı araziye kaç bir şekilde yaptırdığı çardak ve şömine İstanbul Büyükşehir Belediyesi İBB tarafından yıkılmış.

Sonra bu olay hakkkında “Boğaz’da kaçak var” başlıklı habere getirilen erişim engeliyle beraber onlarca habere daha erişim engeli getirildiği ortaya çıktı, yaklaşık 273 haber bağlantısına erişim engeli Ceza Hakimliği tarafından getirildi. 

Bu erişim engeli kararında, "Salgınla mücadeledeki başarı itibarsızlaştırılmaya çalışıyor. Haberde kamu yararı yok. Haberi yapanlar suç duyurusunda bulunabilirdi" denildi.

Sosyal medyada paylaşılan erişim engeli kararının gerekçesi ise dikkat çekti. Karar metninde, “tüm dünyanın içinde bulunduğu salgın bir hastalık olan koronavirüsle mücadelede birçok Avrupa ülkesinin başarısız olmasına rağmen ülkemizin mücadeledeki başarısını sekteye uğratmak ya da gizlemek için sıradan bir olayı sırf milletimizin ve devletimizin mücadeledeki başarısını göstermemek için dikkatleri başka yönlere çekerek itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı bu amaçla Yargıtay’ın haber alma ve verme hakkının sınırlarını belirleyen ilkelerin ihlal edilmiş olduğu” ifadeleri kullandı. 


Türkiye Ekonomisi Yeniden Başlıyor


Küresel ekonomileri vuran koronavirüs salgını, birçok ülkede siyasi dengeleri de sarsacak gibi duruyor. Uluslararası seyahati bitiren, üretim çarklarını durduran salgın, piyasalarda şok dalgalar yaşatıyor. Dünya 1930’lardaki Büyük Buhran’dan bu yana en kötü ekonomik durgunlukla karşı karşıya.

IMF'nin raporuna göre, ABD ekonomisi bu yıl yüzde 5,9 ve Avro Bölgesi ise yüzde 7,5 küçülecek. Avrupa'nın önde gelen ekonomilerinden Almanya'nın yüzde 7, salgından en çok etkilenen İtalya'nın ise bu yıl yüzde 9,1 daralması bekleniyor. İngiltere ekonomisinin ise bu yıl yüzde 6,5 küçüleceği rapor edildi. Türkiye ekonomisinin ise bu yıl yüzde 5 daralacağını öngördü.

Bunun üzerine Türkiye Kovid-19 salgınının etkilerini azaltmak için faaliyetlerine geçici süre ara veren sanayi şirketleri, vaka sayılarındaki ivmenin azalması, dünya genelinde ülkelerin sınırlandırmaları gevşetmeye başlaması ve ekonomi yönetiminin destekleri ile tekrar faaliyete geçmeye başladı.

Borsa İstanbul'da bulunan bu şirketlerin bazıları üretime başladı ya da mayısın ilk haftasına kadar başlayacak.

Analistler, üretim alanında tedarik zincirinin önemli parçalarından biri olan Çin'deki normalleşmeyi, Türkiye'nin en güçlü ticaret partneri ve pazarı olan Avrupa ülkelerinin de takip etmesi durumunda makroekonomik veriler ve şirket faaliyetlerinde hızlı toparlanmaların görülebileceği belirtiyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

0


Sunday 26 April 2020

Emekli Maaşları Bloke Edildi


CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, vatandaşların emekli maaşlarını bankaların bloke etmesini ve haciz işlemi başlatmasını Meclis gündemine taşıdı. Ve Bu bloke işlemi kaldırılması için birkaç ay önce Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk tarafından yazılı olarak yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığına soru önergesi verdi.

Emeklilerin taleplerinin olmaması durumunda ise nafaka alacakları haricinde maaşlarından kesinti yapılamadığını belirten Bulut, “ Maaşların bloke edilmesiyle koronavirüs ve ekonomik kriz ortamında hayatlarını kredi kartı ile idame ettirmeye çalışan emekli vatandaşların borçlarının her gün katlanarak arttığını kaydetti.

Bu konu ile ilgili Bulut, “Emekli maaşlarını bankaların bloke etmesini ve haciz işlemi başlatmasını soru önergesiyle yaklaşık 9 ay önce Bakanlığa sordum. Üzerinden aylar geçmesine rağmen soru önergesi yanıtlanmadı. Emekliler zaten ayın sonunu zor getirirken, koronavirüs salgını nedeniyle bu sıkıntılı günlerde hayatları iyice zorlaştı. Sokağa çıkma yasağı nedeniyle evinden çıkamayan emekli vatandaşlar herhangi bir ek gelir elde edemiyorlar. En azından acil olarak pandemi süresince haciz ve blokeler kaldırılmalı, bu zor günlerde emekli vatandaşlarımıza sahip çıkılmalıdır” dedi.

CHP’li Bulut Meclis’e yönelttiği sorulardan

Pandemi süresince emeklilerin maaşından haciz ve blokelerin kaldırılması yönünde bir çalışmanız olacak mıdır?

 


'vatandaşımızın maskesiz kalmasını istemiyoruz.'


Koronavirüsün çıktığı ilk günden beri halkın yaşamını kolaylaştıracak bir çok çalışmaya ve uygulamaya imza atan İzmit Belediyesi, Başkan Hürriyet’in kurduğu dikimevinde seri bir şekilde maske üretimi gerçekleştiriyordu. Dikimevine getirilen yeni maske kesme makinesiyle üretim kapasitesi günde 30 bin adete çıkarıldı.

Böylece maliyetler de yarı yarıya düşmüş oldu. İzmit Belediye Başkanı Av. Fatma Kaplan Hürriyet üretim sayısını arttırdıklarını ve maskelerin başta sağlık çalışanları olmak üzere tüm esnaflarımıza, taksi duraklarımıza ve evlere dağıtılacağını duyurdu.

İzmit Belediye Başkanı Hürriyet açıklamasında, “Gönüllü kadın arkadaşlarımızın desteğiyle birlikte günde ciddi sayıda maske üretiyorduk. Geldiğimiz noktada vatandaşımızın ihtiyacı daha da çoğaldı. Biz de yeni makineler elde ederek kapasitemizi arttırdık. Üretimi belediye olarak yaptığımız için maliyetleri de yarı yarıya düşürmüş olduk. Bu makinelerle birlikte maske ihtiyacı noktasında günlük 30 bin maske üretmeye başlayacağız” ifade etti.

Konuşmalarına devam eden Başkan Hürriyet, “Pazartesi gününden itibaren esnaflarımıza ve tüm vatandaşlarımıza dağıtmaya başlayacağız. Önce esnaflarımıza tek tek ulaştıracağız. Ardından ciddi bir ekip kurarak evlere maskeleri ulaştırmaya gayret edeceğiz. Bu dönemde maske çok ama çok önemli ve vatandaşımızın maskesiz kalmasını istemiyoruz. Pazarlarda, toplu alışveriş mekanlarında ve bazı bölgelerde dağıtımlarımız sürüyordu. Şimdi bu dağıtımları daha da yoğunlaştırıp arttıracağız” şeklinde konuştu.


Thursday 23 April 2020

Dışarıdan Vatana Dönmüş


Dışişleri Bakan Yardımcısı ve ve Avrupa Birliği (AB) Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, virüs tedbirler kapsamında, şimdiye kadar 76 ülkeden yaklaşık 32 bin Türk vatandaşının vatana getirildiğini açıkladı.

Örneğin; Suudi Arabistan’da bulunan 350 Türkiye vatandaşı, İzmir’e getirildi, ekya’da bulunan ve çoğunluğu Erasmus programı değişim öğrencisi olan 107 Türk vatandaşı Türkiye’ye getirilerek Karabük’te yurda yerleştirildi ve Kuveyt'te çalışan 349 Türk işçisi de ülkeye döndü.

Bu seferlerin Türk Hava Yolları ve Ulaştırma Bakanlığı iş birliğinde başlatıldığını anlatan Kaymakcı, şu bilgileri aktardı:

"Biz sadece kendi vatandaşlarımızı getirme değil, Türkiye'de bulunan başka ülkelerin vatandaşlarının da kendi ülkelerine dönmelerine yardımcı olduk. Hatta bazı uçaklarımızı çift yönlü kullandık. Buradan yabancı ülke vatandaşlarını ilettik, Türkiye'ye de vatandaşlarımızı getirmiş olduk. Bugün itibarıyla 76 ülkeden 32 bin civarında vatandaşımızı Türkiye'ye getirdik. Türkiye'den de 175 bin civarında yabancı ülke vatandaşı ayrılmış durumda."

 


Wednesday 22 April 2020

"Kıskançlıktan Eşimi Rehin Aldım"

Aydın'ın Efeler ilçesi Cumhuriyet Mahallesi'nde gece 01.00 sıralarında meydana gelen olayda, ilçede özel bir bankada güvenlik görevlisi olan Halil T. (38), öğretmen olan eşi Banu T.’nın yaşadığı eve gitti.

Orada ‘Kıskançlık yüzünden’ dediği gibi eşi, iki çocuğu ve eşinin komşusunu tabancayla rehin aldı. Komşular bu gürültüyü duydu böylece polisler adrese geldi ve Halil T.’nın bulunduğu binaya binaya girmek için hazırlık yaparken, Halil T., pencereden teslim olacağını söyleyip, rehin aldığı kişileri bıraktı ve  gözaltına alındı.

Mahkemede Halil T.’nın kendisini savunmasında "Bir aydır eşimle ayrı yaşıyoruz. O gün ise eve barışmak için geldim. Ancak, eşim kabul etmeyince tartışma çıktı. Kendimi kaybettim. Kıskançlıktan böyle bir şey yaptım" dedi.

Bunun üzerine Mahkeme, Halil T.'yi adli kontrol şartıyla serbest bıraktı.


Jandarma Bölgesinde Köylüleri Vuran Bekçiler


Ankara’nın Polatlı ilçesine bağlı Basri Mahallesi’nde, Jandarma bölgesinde iki bekçi çiftlik yapan iki köylüden kimlik göstermeyi istedi, fakat kendilerinin çiftçi olduğunu ve buranın jandarma bölgesini olduğunu söyleyerek Bedirhan Y. ve Hüseyin S. isimli köylüler buna itiraz etti.

Böylece  köylüler ile bekçiler arasında tartışma başladı ve bu tartışma büyüdü.

Polatlı Haber Ajansı‘nın haberine göre bölge jandarma sorumluluğunda olmasına rağmen resmi kıyafetleri ile köye gelen bekçiler, köylüleri vurup olay yerinden hemen kaçtı.

Bu haber üzerine olay yerine çok sayıda jandarma ve sağlık ekibi sevk edildi.

Polatlı Devlet Hastaneye kaldırılan 2 kişinin durumunun iyi olduğu öğrenilirken, mahalleli bekçilere tepki gösterdi.

Jandarma olayla ilgili soruşturma başlattı.

 

 

 


Tuesday 21 April 2020

Almanya Mültecilerinin Kamplarında Korona Yaşıyor!

Almanya vatandaşlarına Korona virüsünden korummak için gerekli sağlıklı tedbirleri almaya çağrısı yaparken kasabalarında binlerce mülteciler her gün korona tehlikesine uğrar.

Almanya’nın iki kasabasında hapis hayatını yaşayan bu mülteciler hiçbir gerekli önlemleri alamıyor örneğin;  Bir odada 6 mülteci yaşıyor. Her katta ise sadece bir banyo var. Yemeklerini ise hep birlikte kantinde yemek zorundalar. Bu koşullarda koronavirüse yakalanmamak adeta mucize. 

Bu kasabaların biri, Stuttgart kenti yakınlarında bulunan Ellwagen kasabasında, kışladan mülteci kampına çevrilen kampta yaşayan 600 mülteciden 250’sı koronavirüse yakalandı.İkisi ise; Saksonya-Anhalt eyaletindeki Halberstadt kasabasında 850 mültecinin kaldığı mülteci kampında da meydana geldi. Bu kampta 40 mülteci koronavirüse yakalandı.

Bunun üzerine; Barınma şartlarının düzeltilmesi talebiyle 150 kişinin katıldığı eylem polis tarafından bastırıldı. Çıkan olaylar sırasında hamile bir kadın yaralandı.

Soru şimdi, bu mülteciler ne zaman hükümet sağlık haklarına önem verecek?

 


Siz ŞOV Yapmak İstiyorsunuz!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘CHP'li belediyeler Cumhurbaşkanlığı, Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, valiliği, kaymakamlığı hiçe sayarak yardım toplamaya, ekmek dağıtmaya, hastane kurmaya kalkışıyorlar.’ Söyleyerek CHP’li Başkanları korona salgını dönemine eylemleri eleştirmeye başladı.


Erdoğan, bu eylemlerin Türkiye’nin vatandaşlarına yardım etmek amacı değil ama sadece ŞOV yapmak istiyorlar. “Bu tür teşebbüsler geçmişte FETÖ ve PKK gibi örgütler tarafından denenmişti” diyerek konuşmasını sürdüren Erdoğan “Ülkemizin bu hastalıklı siyaset zihniyetinden kurtulmasını en az Kovid virüsünden arınması kadar önemli görüyorum” dedi.

Sonra farklı yardımların türüne yöneldi; ‘’Biz vatandaşlarımıza nakit yardımı yaparken hukukumuza ve inancımıza aykırı şekilde zekat toplama yarışına düştüler. Bu noktada müracaat edilecek tek yer vardır. Diyanet İşleri Başkanlığı'na sorarsanız zekatı kimler toplar, kimler toplayamaz onlar size gerekli cevabı verir.’’ Söyledi.

Birkaç saatten sonra CHP’li Başkanların bu sert sözlere yanıtı geldi.

Birinci nokta, nasıl Yardım Toplaması, Ekmek Dağıtması ve Hastane Kurması terör eylemleri sayılır.

İkinci nokta; Erdoğan belediye başkanıyken Halk Ekmek’in üretim kapasitesini 5 katına çıkarmakla övünüyordu.

 

 


Monday 20 April 2020

Sağlık Sistemi Ciddi Sıkıntı Yaşıyor...

 İstanbul Tabipler Odası’nın son raporunda açıkladığına göre;

Corona salgını ile ilgili Nisan ayının ilk 3 haftasınında Türkiye’de sağlık durumları karışık durumlar yaşıyordu.

Örneğin; 11-12 Nisan günleri uygulanan iki günlük sokağa çıkma yasağının sonrasında İstanbul sokakları vatadaşlarla doludur. Sonra Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca'nın 14 Nisan akşamı salgının yayılma hızını kontrol altına aldıklarını açıklamasının ertesinde de sokağa çıkan insan sayısının arttığı görüldü.

Covid-19 hastaları artmasıyla ve sağlık çalışanlarının büyük gayretleriyle Sağlık sisteminde ciddi sorunlar bulunmaya devam ediyor.

Bunun yanında İstanbul'da bugüne kadar enfekte olan sağlık çalışanı sayısı 2 bine yaklaştı. Böylece sağlık çalışanların sayısı bölümünde bir sıkıntı ortaya çıktı.

Öte yandan; Covid-19 dışı hastaların ertelenemez sağlık hizmeti ihtiyaçları için sıkıntılar giderek büyüyor, bu hastalar hizmet alacak sağlık kurumu bulmakta zorlanıyorlar.

Bütün yukarıdaki noktaların üzerine; Şimdilik günlerimizde Covid-19 pandemisinin altıncı haftasında da İstanbul'daki sağlık kurumlarında ciddi sıkıntılar yaşanmayi söylenebiliriz.


Dünyaya Örnek Olacak...

İnsanların hastane koridorlarında evlerinde öldüğü bir dönemde elimizdeki bu kıymeti iyi bilmeliyiz. Türkiye bu sürece oldukça avantajlı girmiştir. Sözleriyle Başakşehir Şehir Hastanesi'nin açılış törenini başladı.


Sağlık Bakanlığı tarafından Kamu Özel İşbirliği modeli ile yapılan İstanbul Başakşehir Şehir Hastanesi'nin ilk etabı bugün açılıyor ve ikinci etabını da Mayıs'ın 20'sinde açacak. Başakşehir Şehir Hastanesi yaklaşık 1 milyon metrekare kapalı inşaat alanı ve 2 bin 682 yatak kapasitesine sahip. (469 yatak kapasiteli Genel Hastane, 327 yatak kapasiteli Kalp ve Damar Hastalıkları, 311 yatak kapasiteli Ortopedi ve Nöroloji, 521 yatak kapasiteli Çocuk, 359 yatak kapasiteli Kadın Doğum, 367 yatak kapasiteli Onkoloji, 128 yatak kapasiteli Psikiyatri ve 200 yatak kapasiteli Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi bulunuyor.)

Başakşehir Şehir Hastanesi'nde koronavirüs hastaları için hizmete açılan bölümlere, 155 solunum cihazı, 475 hasta başı monitör, 150 defibrilatör, 75 EKG cihazı, bin 35 hasta yatağı, 150 acil muayene ve müdahale sedyesi yerleştirildi.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, ‘Tüm dünyanın hayranlıkla izlediği kamu ve özel işbirliği ile hayata geçirdiğimiz 10 hastaneyi hizmete aldık. Toplam yatak kapasitemiz 13 bin 417'dir. Başakşehir Şehir Hastanesi ile bu rakam 16 bin 96'ya çıkıyor. Hem bina, hem cihaz, hem de hizmet kalitesi açısından en üst seviyedeki şehir hastaneleri sağlık turimi açısından da büyük önem taşıyor. İnşaatı devam eden 8 şehir hastanesini daha bu yıl bitireceğiz.Söyleyerek devam ett.

 

 

 


Salda Gölü'nü Korumuş --- Silahlı Saldırı ile Yaralandı

15 Gün Önce Ne Oldu??

Mars’ın yüzeyindeki aynı kumlara sahip olup Burdur’un Yeşilova ilçesi sınırlarında bulunan ve turkuaz renkli suyu, beyaz kumsalı nedeniyle ‘Türkiye’nin Maldivleri’ olarak anılan Salda Gölü’ne iş makinelerini sokarak kamyonlarla kum taşıyan müteahhit firmanın faaliyeti gelen tepkiler üzerine durduruldu ve ceza kesildi. Geriye lastik ve palet izleriyle kum çukuru kaldı. Salda Gölü’ne yapılması planlanan Millet Bahçesi projesini yürüten yüklenici firmaya ait iş makinesi ve kamyonlar, bir kaç gün önce alandaki kumsalı tahrip etti.

Fakat o zamandır kamuoyu Salda’nın paha biçilemez kumlarının nereye götürüldüğünün öğrenilmesi için yetkililerden açıklama bekliyor.


Bunun özerine Burdur Yeşilova Belediye Başkanı CHP'li Mümtaz Şenel ”Beyaz kumların olduğu yerden o beyaz kumları alıp kum olmayan yerlere yol yapmaya çalışıyorlar. Kumları taşıdığı yere bu yapacakları Millet Bahçesi’nin binalarını oturtacaklarmış. Bu dediğimiz yere de yürüyüş yolu yapacaklarmış. İş makineleriyle henüz düzeltme fırsatları olmadı, biz olaya müdahale edince zaten durdu” şeklinde konuşmuştu.

Bundan sonra Bugün saat 04.30 Burdur'un Yeşilova ilçe Belediye Başkanı CHP’li Mümtaz Şenel (68) ve eşi Fatma Şenel (64) evlerinde uğradıkları silahlı saldırıda ayaklarından yaralandı. Sağlık durumlarının iyi olduğu belirtilir. Şüpheliler Başkan Mümtaz’ın sağ ve sol ayaklarına 5 el ateş etti ve eşi Fatma Şenel'i de ayağından vurduktan sonra kaçtı.

Bu saldırıyla ilgili 2 kişinin gözaltına alındığı belirtilerek, şunlar kaydedildi:

"Şu an itibarıyla 2 kişi gözaltına alınmış olup, olayın aydınlatılması ve failin yakalanması ile ilgili çalışmalar bütün imkânlar kullanılarak kapsamlı olarak sürdürülmektedir. Geçmiş olsun dileklerimiz ile kamuoyuna saygı ile duyurulur."

 

 

 

 

 


Sunday 19 April 2020

Yunanistan'dan Dönen Geminin Türk Yolcuları

İzmir'in Çeşme ilçesinden 383 kişiyle İspanya'ya gitmek üzere 9 Mart tarihinde yola çıkan 'El Venizelos' isimli 176 metre uzunluğundaki gemi, koronavirüs nedeniyle alınan önlemler kapsamında İspanya'ya giriş yapamadı. Gemi, İsviçre vatandaşı Remy Kim'in (72), 21 Mart'ta koronavirüs belirtileri göstermesi üzerine karantinaya alındı. Bu süreçte gemide, aralarında Türklerin de bulunduğu bazı kişilerin testleri pozitif çıktı.


Bunun üzerine Kovid-19 testi pozitif çıkan mürettebat ve yolcular gemide tedavi edilmiş, testleri negatif çıkanlar ise Atina'daki farklı otellerde 14 gün süreyle karantina altına alınan o gemisinin 152 Türk yolcuları ve 8 yabancı, dönüş yolculuğu dün saat 09.00'da başladı ve Edirne’nin İpsala Sınır Kapısı'ndan gece yarısı Türkiye’ye giriş yaptı.

Şimdi o türkler 14 gün boyunca karantinada kalacakları Tekirdağ ve Çanakkale'deki Kredi Yurtlar Kurumu'na bağlı öğrenci yurtlarına götürüldü.


Salgın Türkiye Ekonomisini Kontrol Ediyor

Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin’de baş gösteren ve onlarca ülkeyi etkisi altında alan koronavirüs salgını, küresel ticarete dair endişelerin artmasına neden oluyor. Başta ABD ve Avrupa Birliği (AB) ülkeleri olmak üzere, dünya ticaretine yön veren ülkeler, Çin ile ticareti azaltıyor.


Çin ile yaklaşık 22 milyar dolarlık ticaret hacmi bulunan Türkiye'de de salgın tehdidi, kırılgan olan ekonomi üzerindeki etkisini artırıyor.

Türkiye’de de salgının tehdidi bulunuyor, iki yandan. Birinci;  Çin ile yaklaşık 22 milyar dolarlık ticareti azaltıyor, ikinci;  İran ve Irak sınırının kapatılması ile yaklaşık 17 milyar dolarlık ticaret tehlikeye giriyor.

Bu gibi ekonomik etkiler, Türkiye’nin iş adamlarını rahatsız etmiştir. Denetim, vergi ve danışmanlık hizmetleri şirketi KPMG Türkiye’nin tüm sektörlerden yaklaşık 250 kişinin katılımıyla yaptığı Covid-19 Etki Araştırmasına göre;

Korona salgını yüzünden ekonomik etkiler en az bir yıl devam edecek ve bu yıl esnasında Türkiye’de farklı ekonomi sektörlerinde değişik oranlarda etkilenecekler.

Bu araştırmanın bilgilerine göre;

-        katılan şirket temsilcilerinin yüzde 80’inden fazlası, bu yıl Türkiye ekonomisinde yüzde 3’ten fazla daralma bekliyor.

-        Yüzde 30’u ise yüzde 6’dan fazla daralma öngörüyor.

-        yüzde 35’i, salgının Türkiye ekonomisi üzerinde etkisinin ortadan kalkması için en az 12 ay gerektiğini söylüyor.

-        Covid-19’dan en fazla etkilenen sektör ise KOBİ’dir. Araştırmaya göre; bu bölümün dünyasındaki oran yüzde 95 olarak telaffuz ediliyor.

Bu durumu iyileştirmek için bazı işlemler yapılabilir:

- Ekonomik İstikrar Kalkanı paketinde sunulan desteklere ek olarak kapsamın genişletilmesi ve şartların iyileştirilmesi.

- Vergi alanında uzun dönemli erteleme ve borçların silinmesi.

 

 

 

 


Türkiye Borsası'nda 24 yıl sonra ilk kez deprem nedeniyle işlemler durduruldu.

Türkiye Menkul Kıymetler Borsası, deprem nedeniyle yaşanan yoğun satışların ardından bugün 24 yıl sonra ilk kez hisse senedi alı...