Yerli solunum cihazı üretildi!

Yeni tip koronavirüs salgınından etkilenen ve hastanede yatması gereken ileri düzey Covid-19 hastalarının tedavisinde solunum cihazları ve yoğun bakım üniteleri kritik rol oynuyor.

Dünyada birçok ülke yoğun bakım yatak sayısını artırmak için çaba gösterirken, yeni solunum cihazı siparişi vermeye başladı.

Türkiye'de de benzer bir durum söz konusu.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, geçen hafta içinde yaptığı açıklamada yoğun bakımlarda herhangi bir sorun olmadığını ve Türkiye'de bir firmaya sipariş edilen 5 bin adet solunum cihazının 2 bininin Nisan sonunda teslim edileceğini açıkladı.

Türkiye'de yetişkin yoğun bakım yatak sayısı 25 bin; mevcut solunum cihazı sayısının da 17 bin civarında olduğu belirtiliyor.

Yerli solunum cihazının ilk prototipi üretildi. Baykar Teknik Müdürü Selçuk Bayraktar, sosyal medya hesabı üzerinden o cihazın ilk görüntülerini paylaştı.

 

Koronavirüs nedeniyle tüm dünyada solunum cihazı ihtayacı arttı. Yerli solunum cihazı için ilk çalışmayı, Biosys Biyomedikal tasarladı, Arçelik üretti. ASELSAN ve Baykar Savunma Mühendisleri teknik destek verdi.

 

Selçuk Bayraktar, ilk yerli solunum cihazını sosyal medya hesabından, "Birlikte başaracağız" etiketiyle paylaştı.

 

Salgın ve işsizlik arasına sıkışan emekçiler.. Ne Yapabileceler???

Koronavirüs salgını ile ilgili önlemlerde işçi ve emekçilerin durumuna dikkat çeken Emek Partisi İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros; “Salgın ve işsizlik arasına sıkışan emekçiler için acil tedbirler alınmalı” dedi.

Hükümet yetkililerinin koronavirüs salgınının önlemesi için her gün açıklama yaparak çeşitli tedbir kararları aldığını ifade eden Barbaros; “Hükümetin açıklamaları milyonlarca işçinin emekçinin yaşadığı İstanbul’da kaygıyı azaltmak yerine her geçen gün daha da arttırıyor. Patronlara, eğitime, 65 yaşının üzerinde olanlara, park ve bahçelere, toplu ulaşım araçlarının kullanımına vb. dair birçok açıklama var ancak yüzlerce, binlerce işçinin yan yana çalıştığı aynı servis ve yemekhaneyi kullandığı koşullara dair hiçbir açıklama yok. Sanayi sitelerinde, fabrikalarda, işyerlerinde milyonlarca işçi sağlıksız, salgının boyutunun küçümsendiği kısmi tedbirlerin alındığı, canlarının hiçe sayıldığı koşullarda ve işten atılma korkusu ile çalışmaya devam ettiriliyor” dedi.

Gülçin Karabağ konuğu Doç. Dr. Hakan Koçak ile koronavirüs salgını sürecini sınıfsal açıdan değerlendirdi. Koçak, “Toplum şu anda iki slogan temelinde iki sınıfa ayrıldı: Orta ve üst sınıflar için ‘evde kal’ ve toplumun dar gelirli çoğunluğu (emekçiler) için ‘ücretli izin’ , İşsizlik fonunun yarısı ile 10 milyon işçiye 3 ay boyunca asgari ücret düzeyinde ödenek sağlanabilir durumda.” dedi.

 Bunu karşın alınan tedbirlerin işçi ve emekçilerin hak kayıplarıyla ilgili bir çözüm üretmediğinin vurgulandığı açıklamada platformun taleplerinden:

1.       İşten çıkarmalar yasaklansın. Sağlık emekçileri ve zorunlu sektörler dışında çalışan tüm emekçiler ücretli izne çıkarılsın.

2.       İşsizlik fonu sendika ve meslek örgütlerinin gözetiminde işsizler için değerlendirilsin. Güvenceli ve güvencesiz tüm işçilerin sağlığı SGK tarafından karşılansın.

3.       Tüm faturalar (su, elektrik, doğalgaz) salgın süresince alınmasın. Zorunlu ihtiyaçlardan (gıda, temizlik ürünleri vb) alınan vergi kaldırılsın. İhtiyaç sahibi herkes için bu zorunluluklar karşılansın. Ev emekçisi kadınlara asgari geçim ücreti tutarında maaş bağlansın.

 

Corona Salgını ve İşçi Çıkarma Yasağı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yeni tip Koronavirüs salgını nedeniyle, evlerinde kalanların geçimlerinin iktidar tarafından sağlanması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, bu süreçte Hazine garantili köprü, tünel, hastane, havalimanı işletmecilerinden de fedakârlık beklediklerini söyledi.

"Salgın hastalık süresince işçi çıkarma yasağı getirilirse destek veririz"

“Gerek vatandaşların geçim ihtiyaçları, gerek sektörlerin ekonomik destek ihtiyaçları konusunda, daha önce önerdiğimiz önlemlerin de derhal alınması zorunludur.

Süreç içinde yasal bir desteğe ihtiyaç duyulması halinde (örneğin; salgın hastalık süresince işçi çıkarma yasağı öngören bir düzenlemenin Parlamentoya gelmesi gibi…) TBMM'de bu kararların alınması için tam destek vermeye de hazır olduğumuzu belirtmek isteriz. Artık sorun ‘evde kal' aşamasından ‘evde tut' aşamasına geçmiştir. Bir an önce iktidarın bu önlemleri alması gerekmektedir.”

“Koronavirüs sebebiyle çalışan işten çıkartılırsa işçilik alacaklarını talep edebilir”

Torun şöyle anlatıyor: “Koronavirüs sebebiyle işten çıkarılma gündeme gelirse işçinin tazminat hakları bakidir. Çünkü haksız bir iş akdi feshi sözkonusudur ve işçi haklarını talep edebilir.”

İşçinin raporlu olmamakla birlikte bulunduğu yerde uygulanan karantina sebebiyle işe gidememesi durumunda bunun bir "zorlayıcı sebep" olacağını ve işverenin bu işçilere bir hafta boyunca yarım ücret ödemesi gerektiğine dikkat çeken Dr.Öğr.Üy. Başak Güneş, iki şart dışında işverenin pandemiyi gerekçe göstererek işten çıkarma hakkının bulunmadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan koronavirüs ile mücadele kapsamında alınacak ekonomik tedbirler kapsamında, faaliyetine ara veren işyerlerindeki işçilere geçici bir gelir desteği sağlayacak 'kısa çalışma ödeneğinin' devreye sokulacağını açıkladı.

Koronavirüs tehdidine karşı işçilere 'ücretsiz izin' kullanmak ya da işe gelmediği günleri yıllık izin saymak gibi seçeneklerin sunulduğu, bazı işyerlerinin ise ücretsiz izni bile masaya getirmeyip çalışanların işe gelmesini şart koştuğu ifade ediliyor.

 

Türkiye Sosyal İzolasyonun uygulamasına başladı...

Sosyal izolasyon nedir?

Sosyal izolasyon, grip ve tüberküloz gibi havadan bulaşan hastalıkların yayılmasının önüne geçmek için kişinin kendini toplumdan kısmi veya tamamen uzaklaştırmasıdır. Sosyal izolasyonda okul, festival, toplu taşıma araçlarının, bankaların ve marketlerin kapanışları gibi uygulamalar yapılır. 

Şimdi Türkiye ne yaptı; TCDD Taşımacılık A.Ş. tarafından yapılan açıklamada, corona virüsü salgınıyla mücadele kapsamında, şehirler arası yolculukların kısıtlanması nedeniyle 28 Mart 2020 tarihinden itibaren Başkentray ve Marmaray dışındaki Yüksek Hızlı, Anahat ve Bölgesel Trenlerin geçici olarak işletilmeyeceği belirtildi.

Ankara’da Başkentray, İstanbul’da Marmaray seferleri devam edeceği, işletilmeyecek trenlere bileti olan yolcuların istedikleri takdirde biletlerini kesintisiz olarak iade edebilecekleri veya ileri bir tarihte kullanmak üzere açığa aldırabilecekleri ifade edildi.

Öte yandan açıklamada, “İstanbul´da Marmaray ve Ankara’da Başkentray trenleri işlemeye devam edecektir. Corona virüsü salgınının önüne geçilmesinde en önemli unsurun kişisel hijyen ve sosyal izolasyon olduğu gerçeğinden hareketle ‘Evde Kal Türkiye’ çağrısına uyulmasını bir kez daha hatırlatırız” denildi.

Böylece ve Econix Araştırma yaptığı rapora göre; vaka sayısının artış hızını azaltmak için etkin önlemleri almaya başladı.

Fakat en güvenli senaryoya ulaşılmak ve vaka sayısı mart ayı itibariyle düşüş göstermek için sosyal izolasyon daha etkin şekilde uygulanabilir.

Örneğin; Marketler, İçişleri Bakanlığı'nın aldığı karar doğrultusunda sabah saat 09:00'da açılacak ve 21:00'da kapatılacak, ve bu karar Sosyal İzolasyona uygun değildir.

Türkiye’da virüs daha önce ortaya çıkmış ve farkedilmeden yayılmış olabilir...

Genetik Mühendisi Çağan Kızıl kendisine ait resmi sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Salgındaki vaka artışları oranlandığında dünyada ilk sıradayız. Bu iyiye işaret değil! Test sayılarının bu denli düşük ve sosyal hareketin toplumun üçte ikisi için hala serbest olması büyük hatadır!” dedi.

·       Türkiye’de test kriteri ilk birkaç hafta sadece “yurtdışı” teması idi. Hep bu vurgulandı. Ancak bu yanlış olabilir! İtalya’da virüs bir ay önce ortaya çıkmış ve farkedilmeden yayılmış olabilir!

·       Türkiye’deki testler ve vakalara baktığımızda durum: 19 Mart %8.5, 26 Mart % 16.4. Bu, hastalığın gidişatının engellenemediğine işaret.

Önlemler ve tedbirler yetersiz. Bir hafta önce ilan edilmesi gereken sokağa çıkma yasağı hala ortada yok! Bu sadece krizi büyütecek.

Salgının hızlanmasına rağmen tedbirlerin sertleşmemesi tepkilere yol açıyor. Ekonomi yazarı Erdal Sağlam’a göre “Hükümet, daha çok insanın yaşamını yitirmesini, ‘Ekonomik tabloyu bozdular’ algısına tercih edebilir.”

Econix Araştırma, Türkiye özelinde korona virüs salgını ile ilgili yaptığı çalışmalar sonucu 3 senaryo hazırladı:

 

Birinci senaryo: Sosyal izolasyon etkin yapılırsa, vaka sayısı mart ayı itibariyle düşüş gösterir. Türkiye’de 30 Haziran 2020 tarihine kadar 52 bin 614 vaka ve 2 bin 616 ölüm gözlenebileceği belirtildi.

İkinci senaryo: Kısıtlı tedbirler neticesinde vaka sayısı 183 bin ve 9 bin 143 ölüme ulaşabilir.

Üçüncü senaryo: Haziran sonunda vaka sayısı 3,5 milyonu aşabilir.

 

Söz konusu öngörüye göre, yoğun bakım ve nitelikli yatak ihtiyacı kapsamında Türkiye ‘deki sağlık sisteminin kapasite aşımına uğrayacağı belirtiliyor.

 

En önemli soru şimdi: Hükümet neden sokağa çıkma yasağı ilan etmiyor?

Türkiye'de Güven ve İktisat arasında savaş...

11.3.2020 tarihinde Erdoğan AKP grup toplantısındaki onuşmasında Türkiye’de tespit edilen ilk corona virüsü vakası hakkında açıklamasında 'Hiçbir virüs bizim tedbirlerimizden daha güçlü değildir.' söyledi. Fakat 15 gün o tarihten geçtikten sonra Devlet Koronavirüsten kurtulmak için yeterli tedbirleri aldı mı?

Evde kalın söyledi ama işçiler henüz iş yerlerine gidiyor.

17.3.2020’de BİLİŞİM FİRMALARI EVDEN ÇALIŞTIRIYOR:

Dünyada yaşanan corona virüsü tehlikesi teknoloji şirketlerini doğrudan olumsuz etkilerken, birçok firma personeline evden çalışmalarına yönelik talimat verdi. Yazılım sektrünün dev ismi Microsoft corona virüsü nedeniyle evden çalışma sistemine geçiş yaparken San Francisco ve Seattle'da ofislerindeki çalışanlar evden çalışmaya başladı. Google uzaktan çalışmaları için çalışanlarını evlerine gönderme kararı alırken, Amazon da birçok şehirdeki çalışanlarına ofislere gelmeme çağrısı yapmıştı.

Bu tarihten 5 gün sonra yani 22.3.2020 tarihinde Devlet nihayet karar aldı; 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla, koronavirüsle mücadele kapsamında kamu çalışanlarına yönelik ilave tedbirler konulu genelge Resmi Gazetede yayımlandı. Genelge ile kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlara uzaktan çalışma, dönüşümlü çalışma gibi esnek çalışma yöntemleri uygulanabilecek.

Fakat bu karar farklı olumsuz yanları vardı;

bazı şirketler ve fabrikalar tarafından bu fırsattan yararlanmaya başladı, yani mesela;

Çerkezköy’de birçok fabrika fırsattan istifade işçilerini ücretsiz izne mecbur ediyor.

İstanbul’da bir şirket’te corana covid-19 hastalığı nedeniyle işçilerine zorla yıllık izin kullandırıyorlar.

Gaziantep’te bir otelde bazı memurlarına Mart ve Nisan aylarında iki hafta ücretsiz izine gönderecekler.

Bu gibi kararlar birçok insan ve aileyi etkileyecek çünkü böylece bu işçiler maaşlarını alamıyor ya da eksik alıyor. Yani MADDİ OLARAK ÇOK SARSILACAKLAR.

Şimdi bu insanların sorunları çözümü ne olabilir???

Ne Olur, Şimdi şaka yapmayın!!

Yaşlı adama zorla maske takıp başından aşağı kolonya döken kişi gözaltına alındıktan sonra adliyeye sevk edildi.

Cezası belli oldu; ona 14 gün ev hapsi ile koronavirüs salgınının ardından 15 gün süreyle en yakın huzurevine haftada iki kez ziyaret etme cezası verildikten sonra "Amca arkadaşımız. Şaka yapıyoruz birbirimize. Pişmanım" diye konuştu.

Görüntüleri inceleyerek kimliğini belirleyen ekipler, şüpheli Osman K.'yı gözaltına aldı.

Osman K. sağlık kontrolünün ardından Bağcılar İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde sorguya alındı. Osman K. sorgusunun ardından Bakırköy Adalet Sarayı'na sevkedildi.

Orada ifadesinin alınmasının ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakılması talebiyle sulh ceza mahkemesine sevk edildi. Osman K. ifadesinde "Söz konusu olan cep telefonu ile çekilen görüntülere ilişkin olay bundan 20 gün öncesine aittir. O tarihte ülkemizde koronavirüs tehlikesi yoktu. Bu yaşlı adam Öztürk, benim yanıma gelerek 'Ben korona oldum 20 TL versene' şeklinde sözler söyledi. Ben bu sözleri şaka mahiyetinde söylediğini anladım, ben de şaka mahiyetinde 'Maskeyi tak kolonyayı da dök, git hemen evine' şeklinde sözler söyledim. Bu esnada şakayı kameraya çekmek istedim. Benim farklı bir kastım yoktur. Çekilen görüntüleri sosyal medya hesabımdan yayınladım. Ben herhangi bir internet fenomeni olan bir şahıs değilim. Videoyu yayınladığımda İhsan Öztürk'ün oğlu benden videoyu silmemi istedi, ben de sildim. Hesabı da kapattım. İhsan Öztürk'ü herhangi bir şekilde tehdit de etmedim. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Bu şekilde savunma yapmak durumunda kaldığım için de üzgünüm."

Neden şimdiye kadar hiç resmi açıklama yok?????

Merak edilmeye devam edilen birkaç sorular var;
- Hangi şehirde tedavi gören hastalarımız var?
- İstanbul ve İzmir'de #Covid19 görüldü mü??
- Türkiye'de kaç kişi karantinadadır?
- Bütün vakamız Türkiye vatandaşlarından mı?
Bu sorulara şimdi cevap vereceğiz:

1) Hangi şehirde tedavi gören hastalarımız var?

Başlangıçta hepimiz biliriz ki; Ankara'da üç Konya'da iki olmak üzere 5 yurdun karantinaya uygun hale getirildiğini öğrencilerin de başka yurtlara nakledildiğini açıklandı. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın da 10 bin 330 kişinin karantinaya alındığı bilgisini paylaştı.

Daha var Bursa'da umreden dönen bir kişi, Corona virüsü şüphesiyle tedbir amaçlı İznik Devlet Hastesi'nde karantina altına alındı.

Bakan Fahrettin Koca tarafından yapılan açıklamada Tükiye'de ili bilinen vakalar İstanbul'dadır. Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde positif test vermiş vakalar bulunmaktadır. Van'da ise gözlem altındaki 10 kişinin test sonucu pozitif çıkmıştır. 

Çeşme'de gümrükte çalışan bir kişinin coronavirüs şüphesiyle hastaneye yattığı ve pozitif test ettiği iddia edildi.

Daha önce başka ilgili haber de var, bu haber Artvin Sağlık Müdürlüğünden koronavirüz şüphesiyle hasta getirildiğini tamamen asılsız belirtildi. 

2) İstanbul ve İzmir'de #Covid19 görüldü mü??

Böylece söyleyebiliz ki; İstanbul koronavirüsü vakaları var ama İzmir hakkında kesin bilgi henüz yoktur.

3) Türkiye'de kaç kişi karantinadadır?

4) Bütün vakamız Türkiye vatandaşlarından mı?

İlk 12 vakalarımızdan Avrupa'dan gelmiş 7, Amerika'dan gelmiş 3 vaka vardır.

Kredi ödemeleri ertelendi mi? Bankalardan kredi kararları...

Vatandaşların yüreğine su serpti; Halk Bankası, Vakıfbank ve Ziraat Bankası’ndan gelen peş peşe gelen açıklamalar sonrasında kredi ödemeleri 3 ay ertelendi, ek olarak yapılandırma imkanı sunuldu.

Ziraat Bankası'ndan yapılan basın açıklamasında;

1) 31.03.2020 tarihinde ödenmesi gereken dönem sonu taksit, faiz ve anaparasını ödeyemeyen firma ve bireysel müşterilerin talepleri üzerine söz konusu ödemelerin ötelenmesine imkan verilmesi,

2) Nakit akışı bozulduğu için ödeme sorunu yaşayan müşterilerimizin mevcut kredilerinin.

3) Personel maaşlarını, Bankamız  üzerinden ödeyen firmaların 2020 Şubat ayı sonu itibarıyla mevcut istihdamlarını  azaltmamaları kaydıyla.

tedbirlerini bugünden itibaren uygulamaya almış bulunuyoruz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur." ifadelerine yer verildi.

VAKIFBANK'tan yapılan basın açıklamasında;

"Firmaların 30 Haziran'a kadarki tüm kredi taksitleri ve ödemeleri konusunda esneklik sağlanacak, işletmelere 3 aylık maaş gideri kadar uzun vadeli kredi kullandırılacak.

İşletmelerin mevcut kredileri ödemesiz dönemli yeniden yapılandırılacak. Turizm ve şehir içi toplu taşıma dahil en çok etkilenen sektörlere özgü krediler de 12 aya kadar ödemesiz dönemli yapılandırılacak."

HALKBANK'tan yapılan basın açıklamasında;

"31 Mart 2020 tarihine kadar taksit, faiz ve anaparasını ödeyemeyen firmalar ile bireysel müşteriler, bu döneme dair ödemelerini erteleyebilecek.

Müşteriler, 6 aya kadar ödemesiz dönemle kredilerini uygun vadeli yapılandırabilecek. Ödemesiz dönem, turizm gibi dönemsel faaliyeti olan sektörlerde 12 aya kadar uzatılabilecek.''

İSİG İzmir Temsilcisi Mustafa Güven: İşten atmalar yasaklansın, faturalar ertelensin

İzmir İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi Temsilcisi Mustafa Güven, hükümetin acilen koronavirüse ilişkin işçilere yönelik politika yürütmesi gerektiğini ifade etti.

“İşsizlerin korunması için şart aranmadan tümüne işsizlik fonu açılmalı” diyen Güven,  devlet bütçesinin açlık sınırının altında yaşayan insanlara açılması gerektiğini vurguladı. İnsanların evde kalabilmesi için gıda ve hijyen malzemelerinin ücretsiz olarak dağıtılması gerektiğini vurgulayan Güven, “Bunun için devlet bütçesi kullanılmalı. Seçimlerde yoksul halka verilen makarnaların, kömürlerin asıl şimdi dağıtılması gerekiyor. Düzenli olarak ödenen tüm faturaların kalkması gerekiyor. Cep telefon faturası da dahil olmak üzere su, elektrik, doğalgaz gibi tüm hizmetler ücretsiz bir şekilde sağlanmalıdır.                                                               

Kredi kartı ve benzeri borç ödemeleri de bu süreç sonlanana kadar ertelenmeli” diye belirtti.

İYİ Parti Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu TBMM Başkanlığı’na verdiği önergede, Corona virüsün ülke üzerinde ekonomik etkileriyle baş edilmesi için başta kamu alacakları olmak üzere vatandaşların, ticari işletmelerin ve esnafın fatura ve kredi benzeri zorunlu ödemelerinin bir süreliğine ertelenmesi gibi tedbirlerin alınmasını istedi. Önerge AKP ve MHP’nin oyları ile reddedildi.

Çekmeköy metrosunda yere çöp atıp fotoğrafını çeken temizlik görevlisi

İBB Sözcüsü Murat Ongun, Çekmeköy belediyesinden bir temizlik görevlisinin metro girişi önünde yere çöp atıp, fotoğrafını çektiğinin görüldüğü bir video paylaştı.

Ongun, Twitter'da yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: "Metro girişine çöpü bırakıp sonra fotoğraf çeken ilçe belediyesinin bu temizlik görevlisini kamu vicdanına havale ediyoruz."
                                                                                                                                       Öte yandan Çekmeköy Belediyesi Koronavirüs (Covid-19) ‘a karşı alınan tedbirler kapsamında çalışmalarını sürdürüyor.

Çekmeköy Belediyesi’ne bağlı ekipler uluslararası bir salgın olan Koronavirüs (Covid-19) ‘e karşı ilçede tedbirlerini almaya devam ediyor. Alanında uzman ekipler ilçedeki ibadethane, okul, kamu binaları, taksi durakları, muhtarlıklar , aile sağlığı merkezleri, askeri üsler, kapalı ve açık pazar alanları, park ve bahçelerde dezenfekte çalışmaları yapıyor. Çekmeköy’de ki 1616 cadde ve sokakta, 5 bine yakın çöp konteynerını 5 yıkama aracı ve 20 personelle dezenfekte eden ekipler,  7/24 çalışmalarını sürdürecek.

 

Asılsız 'corona' mesajı atan müftülük memuru tutuklandı

Adana'da, yaklaşık 10 bin kişiye asılsız 'corona' mesajı atan Çukurova İlçe Müftülüğü'nde görevli memur A.T., 'halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak' suçundan tutuklandı.

Adana Valiliği, kentte gazeteci ve vatandaşların cep telefonuna, 'Sayın K.K.A, daha önce yaptırmış olduğunuz tahlil sonuçlarında pozitif bulgulara ulaşılmıştır. Adana Şehir Hastanesi'nde 1. katta bulunan laboratuvarda Dr. S.D. Bey ile görüşmeniz gerekmektedir' mesajı geldi. Bir süre sonra aynı numaradan, 'Az önce mesaj yanlış, özür dileriz' ifadelerinin yer aldığı bir başka mesaj daha iletildi. Adana Valiliği, mesajlar üzerine harekete geçti. Yapılan araştırmalar sonucunda gönderilen mesajın asılsız olduğu tespit edildi. Mesajda belirtilen isimde bir doktorun da olmadığı bildirildi.

Konuyla ilgili olarak mesajı gönderdiği tespit edilen Çukurova İlçe Müftülüğü'nde görevli memur A.T. hakkında Çukurova Kaymakamlığı tarafından soruşturma açılıp, açığa alındı. Olayın ardından İl Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Güvenlik Şube ekipleri, A.T.'yi gözaltına aldı. Şüphelinin yaklaşık 10 bin kişiye asılsız 'corona' virüs mesajı attığı ve mesajda adı geçen K.K.A'nın yine aynı müftülükte çalıştığı öğrenildi. Emniyete götürülen A.T., sorgusunun ardından çıkarıldığı mahkemece 'halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak' suçundan tutuklanarak cezaevine konuldu.

ARKADAŞINA ŞAKA YAPMAK İSTEMİŞ

A.T.’nin emniyette verdiği ifade ortaya çıktı. Aynı müftülükte çalışan arkadaşı K.K.A.’ya şaka yapmak için mesaj gönderdiğini öne süren A.T.’nin, “Şaka yapmak istedim. Hazırladığım mesaj, toplu olarak gitmiş. Herhangi bir kastım yok” dediği öğrenildi.