Wednesday 31 March 2021

İsviçreli parlamenterler Erdoğan'ın otoriterliğine ve diktatörlüğüne son verilmesini talep ediyor.

İsviçreli parlamenterler, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın “otoriterliği ve diktatörlüğünü” durdurmak için ülkelerini müdahale etmeye çağırdılar ve iki ülke arasındaki yeni serbest ticaret anlaşmasının onaylanmamasını talep ettiler.


  Ve 32 milletvekilinin imzaladığı mektup, Erdoğan'ın ülkedeki çeşitli muhalefet biçimlerini marjinalleştirdiğini, eleştirel medya kuruluşlarını susturduğunu veya seçimlere katıldığını, bağımsız yargıçları partisine sadık olanlarla değiştirdiğini ve daha birçok gazeteci ve aktivisti hapse attığını açıkça ortaya koydu.

  Milletvekillerini, insan haklarını ihlal etmeye devam etmesi halinde Türkiye'ye yaptırımları imzalamaya ve Türkiye ile yeni serbest ticaret anlaşmasının onaylanmasını ertelemeye çağırdı.

  Ayrıca milletvekillerini, yurtiçi ve yurtdışında muhalefetin zulmüne, siyasi tutuklu ve vicdan tutuklularının serbest bırakılmasına, HDP'ye getirilen yasağın kaldırılmasına ve İstanbul Anlaşması'ndan çekilmeye derhal son vermeye çağırdı.

  Mesajda ayrıca “Birlik, insan haklarına saygıyı teşvik etmeye kararlıdır. Bu anlamda, dünya çapında önemli bir rol oynamaktadır ve onlarca yıldır taahhüt edilen bir görevdir. Bu değerleri sizlerle paylaşıyoruz, bu nedenle Türkiye'de insan haklarını ihlal eden mevcut durumu sizlere yazıyoruz. Türk hükümetine baskı yapmanızı istiyoruz. "

  Mektupta, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dış politikasının da zamanla daha agresif hale geldiği belirtildi. Son yıllarda Suriye'de "İslam Devleti" ile savaşan Kürtler, ülke yetkililerinin egemenliğini tamamen ihlal ederek Kuzey Irak'a saldırdılar ve askeri müdahalelere katıldılar. Azerbaycan'ı Ermenistan ile bölgesel ihtilafı çözmek için şiddet kullanmaya teşvik etti. Libya'daki çatışmalarda, Türk devleti paralı askerleri topladı ve uluslararası hukuku açıkça ihlal ederek bu ülkelere gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2016 yılında başarısızlıkla sonuçlanan darbe girişiminden sorumlu tuttuğu Türk vatandaşlarının iadesi için İsviçre de dahil olmak üzere bir dizi ülkeye baskı yapmaya çalıştı.

Milli Eğitim Bakanlığı ‎2.160 ‏liraya ‎4 ‏araç kiraladı

Türk hükümeti tarafından gündeme getirilen tasarruf sloganına rağmen, Milli Eğitim Bakanlığı günde 160 bin liraya 4 araba kiraladı.


  12 Mart'ta açıklanan ekonomik reform paketinde, kamuda araç alımına, israfı önleme ve düşük maliyetli politikanın uygulanmasına ve yerli üretime öncelik verilmesine kısıtlamalar getirileceği vurgulandı.

  Reform planının geçtiğimiz günlerde duyurulmasına rağmen, Milli Eğitim Bakanlığı 18 Mart'tan itibaren günde 2 bin 160 pound'a 4 lüks koruma arabasının kiralandığını duyurdu.
  4 adet 150 atlık 2020 model arabanın toplam kiralama fiyatı 9 ay süreyle 583.200 TL oldu.

  Araçlar, Milli Eğitim Bakanı Diaa Selçuk ve bakanlık üst düzey yöneticilerinin koruma hizmetlerinde kullanılacak.

  Sözleşmeye göre 2020 dizel otomatik otomobiller siyah olacak ve en az 150 hp'ye sahip olacak. Araçlar 24 saat hizmette olacaktır.

  Araçların ön, arka ve dikiz ay nalarında sirenler, farlar, amplifikatör ve mavi-kırmızı flaş lambaları bulunacak, kapı camları ve arka cam siyah renkte kaplanacaktır.

Tuesday 30 March 2021

Türk paralı askerlerini Libya'dan kovma ve askeri anlaşmaları iptal etme perde arkasında bir hançer çıkarıldı ve bir isyan ‎...

  "Sürgüne gönderilen" dosyalar, olayın merkezinde "Erdoğan" ile dronlar ve Paris dahil olmak üzere tartışılıyor

  Libya kaynakları, Libya Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı Muhammed El Manfi'nin geçtiğimiz ay Konsey başkanlığından bu yana üçüncü yurt dışı ziyareti olan Türkiye'ye Cuma günü yaptığı ziyaretin gündemini açıkladı.

  Kaynaklar Sky News Arabia'ya, Türkiye'deki "sürgün" gündeminin Libya'da barışın önünü kesebilecek birçok önemli ve çözülmemiş dosyayla, özellikle de başkanın bulunduğu güvenlik ve askeri anlaşmalarla dolu olduğunu söyledi. Libya Başkanlık Konseyi'nin iptalini talep etmesi planlanıyor.

  Libya hükümeti içinde yer alan ve kimliklerini açıklamayı reddeden kaynaklar, sürgünün Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a gerekliliğin yanı sıra şu anda ülkede bulunan Türk uzmanlara ihtiyaç duyulmadığını bildireceğini belirtti. Suriyeli paralı askerlerin Libya'dan sınır dışı edilmesi taahhüdü ve uçak odasının Libya'da faaliyet gösteren yürüyüşün de "sürgünden" sökülüp Ankara'ya sevk edilmesini isteyeceğini sözlerine ekledi.

  Kaynakların açıklamasına göre, uluslararası ve bölgesel durumlara uygun olarak iki taraf arasında imzalanan denizcilik anlaşmasına ilişkin istişarelerin de yapılacağını belirtti.

  Öte yandan Libya hükümeti içinden bir başka kaynak, geçtiğimiz günlerde Abdülhamid el Dabaiba hükümeti ile Türk istihbaratı arasında bir görüşmenin yaşandığını belirterek, Türk tarafına Trablus'un geleceğine dair bilgi verildiğini "Sky News Arabia" da bildirdi. Suriyeli paralı askerlerle sözleşmeye devam etmeyecek ve onları Türk hava sahası üzerinden sınır dışı etmeye başlayacak. Çünkü onlarla sözleşme uzlaşma hükümeti tarafından yapıldı.

  Ticaret mübadelesine gelince, kaynak, bu dosyanın işbirliğinde bir artışa tanık olabilecek tek dosya olduğunu ve iki tarafın iki ülke arasındaki ihracat ve ithalat hacminin artırılması gerektiği konusunda hemfikir olduğunu vurguladı.

  Türkiye daha önce şirketlerinin Libya'nın yeniden inşasında aktif rol oynayacağını açıklamıştı ve yeni Libya Başbakanı Abdul Hamid Dabaiba şunları söyledi: Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin Türkiye ile imzaladığı ekonomik anlaşmalar, güvenlik ve denizcilik anlaşmaları.

  Libya hükümeti daha önce Dışişleri Bakanı Najla Al-Manqoush aracılığıyla, Trablus'taki Fransız, Alman ve İtalyan meslektaşlarıyla düzenlediği basın toplantısında tüm paralı askerlerin ülkeden "derhal" çekilmesi için çağrıda bulunmuştu.

  Uluslararası baskı altında, Türkiye, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nin "Suriye'ye dönmeleri için Libya'daki Suriyeli paralı askerlere Türk emirleri verildiğini" onaylaması ve bu grupların üyelerini aktardığı için yabancı paralı askerleri Suriye'den geri çekme kararını uygulamaya başladı. "Şimdiye kadar geri dönmeye hazırlanmaları istendi" derken.

  Paralı asker dosyası, bir haftadan uzun süre önce iktidara gelmesinden bu yana yeni otoritenin çalışmalarına gölge düşüren en önemli ikilemlerden biridir ve uygulanması oldukça karmaşık bir konudur. Başbakan Abdül Hamid Dabaiba'nın "Libya'nın arkasındaki hançer" olarak nitelendirdiği bu dosyaya birkaç iç ve dış partinin müdahalesi göz önüne alındığında, onları dışarı çıkarmak ve gitmek için çalışacağını vurgulayarak, " onları gönderen ülkelerle bilgelik ve anlaşma. "

  Aynı düzeyde, Libya'daki Türk paralı askerleri de "Mali'ye ayrılma" haberinin ardından bir isyana tanık oldu ve kaynaklar, Türkiye'nin Libya'da kendisine bağlı terörist milisleri Güney Libya'daki Mali eyaletine nakletmek için çalıştığını ortaya koydu.

  Libya'daki Türk yanlısı milislere yakın kaynaklar, "Sky News Arabia" ya, başkent Trablus'taki Subay Koleji'nin merkezindeki Suriyeli paralı askerlerin kamplarının, geri dönüşlerini talep ettikleri için iki gündür bir isyana tanık olduklarını doğruladı. ülkelerine, Ankara ve liderlerinin onları geri getirme çekinceleri arasında.

Suudi gümrükleri ‎1,3 ‏milyondan fazla Captagon hapı kaçakçılığını engelledi


Cidde İslam Limanı'ndaki Suudi gümrüğü, gümrük tarafından teslim alınan bir sevkıyatta saklı bulunan 1.323.000 hap tutarında bir miktar Captagon hapı kaçırma girişimini engelledi.

  Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü Müsteşarı Muhammad Al-Naim, Türkiye'de "İskenderun" limanından gümrüklere (kürk) oluşan bir "giysi" sevkiyatının alındığını ve gümrük işlemlerine tabi tutulduğunu açıkladı. x-ray kontrol cihazlarıyla incelendiğinde, çok miktarda Captagon hapı bulunduğu ve saklandığı görüldü. Sanatsal bir şekilde, Captagon haplarının içlerine gizlendiği ve sonra yeniden örüldüğü "kürk" boşluklarının içine.




  Kaçakçılık girişiminin engellenmesinin ardından, Narkotik Kontrol Genel Müdürlüğü ile koordinasyon sürecinin, Krallık içindeki miktarın geleceğini kontrol etmek için gerçekleştirildiğini, Allah'a şükürler olsun, yakalandıklarını ve iki kişinin numaralandırıldığını belirtti.

  Al-Naeem, Suudi Gümrüklerinin tüm ithalat, ihracat ve yolcular üzerindeki gümrük kontrolünü sıkılaştırmaya devam ettiğini ve her türlü şekilde kaçakçılıkla mücadele ettiğini doğrulayarak, Nisan 2020'den bu yana aynı limandan 12,5 milyondan fazla hapın sevk edildiğine işaret etti.

Monday 29 March 2021

Suriyeli mülteciler Türkiye'de işlemedikleri vakalarla karşı karşıya

Türkiye'deki birçok Suriyeli mülteci, telefon hatlarının kendi adlarına kaydedilmesi ve bilinmeyen kişiler tarafından yasadışı faaliyetlerde kullanılması nedeniyle hukuki sorulara maruz kalmıştır.

  İsimleri telefon hatlarında kayıtlı olan Suriyeliler, Türk polisinin ifadelerini almaya çağırması üzerine şaşırdılar, ancak karakollara gittiklerinde "suç" işlemekle suçlandıkları için şok oldular.

  Ve bu sorun, her gün yüzlerce mültecinin yaşadığı ortak sorunlardan biri haline geldi, özellikle de birçok cep telefonu mağazası, kendi bilgisi olmadan kendi adlarına kayıtlı telefon hatlarını satmaya devam ediyor.

  Suriyeli mültecilerden biriyle, Türkiye'nin güneyindeki # Antab'da yaşayan "Ali Ahmed" (takma ad) (32 yaşında) ile yaptığı telefon görüşmesinde (Al-Hall Net) şunları söyledi: " devlet ”uygulamasında üç satır olması şaşırttı. Onun adına kayıtlı bir telefon. "

  Ahmed, hatların kullanıcılarıyla iletişim kurmaya çalıştığını, ancak kendisine yanıt vermediğini, bu da kendisine "Türk Telekom" u gözden geçirip kendi adına kayıtlı hatların kaldırılması için şikayette bulunmasını sağladı.

 
  Suriyeli sığınmacıların hapsedilmesine yol açabilecek herhangi bir sorundan kaçınmak için. Kayıtlı telefon hatlarını periyodik olarak “e devlet” uygulaması üzerinden kontrol etmeleri gerekmektedir.

  Öte yandan, önceden kaydedilmiş telefon hatlarının satılması hizmeti veren veya "QJQ hatları" olarak bilinen bazı cep telefonu mağazaları faaliyetlerini sürdürmektedir.
  Bazı Suriyelilerin para gönderme ve alma veya komisyoncularla iş yapma gibi günlük işlemler sırasında kişisel "kimlik" belgelerini göstermeye veya bir kopyasını almaya zorlandıklarını ve bu belgelerin kötüye kullanılmasına ve buna göre telefon hatları.

Ahmet Şık AKP'li danışmanın teslim aldığını iddia ettiği para balyaları görüntülerini paylaştı


İstanbul milletvekili Ahmet Şık bir arabanın bagajındaki para balyalarının görüntülerini paylaştı ve paraları teslim alan kişinin AKP'li milletvekilinin danışmanı olduğunu iddia etti.



İstanbul Bağımsız Milletvekili Ahmet Şık, Twitter hesabından bir arabanın bagajındaki para balyalarının göründüğü videoyu paylaşarak görüntülerde paraları teslim kişinin AKP Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın kuzeni ve danışmanı Ömer Işık olduğunu iddia etti.

Kürşat Ayvatoğlu olayının madde bağımlılığı üzerinden değil de bunca mala mülke nasıl eriştiği üzerinden masaya yatırılması gerektiğini söyleyen Şık, para balyalarının olduğu bir videoyu paylaşarak "Meclis'te AKP dışındaki partilere mensup milletvekili danışmanları isyan etse hakkıdır. Balyalar halindeki Eurolar ile görüntülenen kişi AKP Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın kuzeni ve danışmanı Ömer Işık" açıklamasını yaptı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, Ayvatoğlu'yla ilgili açıklamasına da yanıt veren Şık " 'Meseleyi siyasallaştırmaya çalışıyorlar' diyen Süleyman Soylu, aşağıdaki videoda yer alan görüntülerdeki balyalar halindeki paranın kimlere gittiğini, neyin karşılığı ödendiğini araştırabilir. Zaten işgal ettiği makam kendisini bununla görevlendiriyor" paylaşımını yaptı.


Sunday 28 March 2021

IRGC Quds Force ile bağlantısı nedeniyle ABD tarafından yaptırılan iş kadını Türkiye'de serbestçe faaliyet göstermeye devam ediyor

Nordic Monitor soruşturmasına göre, şirketleri İslam Devrim Muhafızları'na (IRGC) yardım ve yataklık ettiği için Özel Olarak Belirlenmiş Küresel Teröristler (SDGT'ler) olarak listelenmiş olan ABD onaylı bir Türk kadını Türkiye'de faaliyetlerini sürdürüyor.

 45 yaşındaki Gülnihal Yegane Akşit, 24 Mayıs 2018'de ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıklar Kontrol Dairesi (OFAC) tarafından yaptırım uygulanan bir İran havayolunun ihracatı kontrollü ABD menşeli malları teminat altına alan bir kişi olarak cezalandırıldı.

 Şirketi, Trigron Lojistik Kargo Limited Şirketi, "İranlı havayolu şirketi Mahan Air'in temel havacılık ürün ve hizmetlerini güvence altına almasını ve Batı yapımı uçak filosunu sürdürmesini sağlamak için" olarak atandı. Mahan Air, IRGC Quds Force'a finansal, maddi ve teknolojik destek sağladığı için ABD tarafından 2011 yılında yaptırıma tabi tutuldu.

 Tayin, Akşit'in Trigron'u tasfiye etmek için acele etmesine neden oldu ve 7 Haziran 2018'de firmayı feshetmek için evrakları doldurdu. Tasfiye hala beklemede. Nitekim 29 Ocak 2021 tarihli bir ticaret sicil dosyasına göre, Bakırköy'deki bir ticaret mahkemesinin bir ay önce karar vermesi üzerine sınırlı yetki ile şirkete kayyum olarak atandı.

 Akşit’in firmaları kısa ömürlü ve belirli bir amaca hizmet etmek ve sonra feshedilmek üzere tasarlanmış gibi görünüyor. 26 Nisan 2011 tarihinde kurulan BGS Lojistik ve Turizm Hizmetleri Limited Şirketi de iştirak ettiği bir diğer firmadır. 27 Şubat 2015 tarihinde tasfiye edilerek feshedilmiştir. Lojistik, turizm ve havayolları şirketi Pioneer Logistics Havacılık'ta hisseleri bulunmaktadır. Turizm Yönetim Danişmanlik İthalat İhracat Sanayi Ticaret Limited Şirketi. Şirket 7 Ekim 2010 tarihinde kurulmuş ve 25 Şubat 2014 tarihinde feshedilmiştir.



 Akşit, son yıllarda kuruluşuna yardım ettiği feshedilen firmaların geçmişine rağmen iş dünyasında faaliyetlerine devam etmektedir. Etkinlik planlamadan reklamcılığa, sergi ve toplantılara kadar pek çok sektörde faaliyet gösteren bir danışmanlık ve eğitim firması olan Yegane Akademi Eğitim Danışmanlık Limited Şirketi adına tescilli bir şirketi bulunmaktadır.

 Ticaret sicil verileri, şirketi 6 Eylül 2017'de kurduğunu gösteriyor. Ofis adresi başlangıçta İstanbul'un Eyüp semtindeki bir konut kompleksinde listelenmiş ve ardından aynı semtteki ofis alanına taşındı.

 Şirketleri ABD tarafından hedef alınmasına ve IRGC Quds Force'a yönelik 2011 yılında başlatılan gizli bir Türk soruşturması kendisini Türk hukukuna göre suçlasa da, Akşit, Recep Tayyip Erdoğan'ın sağladığı koruma sayesinde hukuki sıkıntılardan uzak kalmayı başardı. Türkiye'deki Kudüs Kuvvetleri hücrelerine.

Adalet ve Kalkınma Yardımcısının sekreterine ait lüks arabaların listesi

Türkiye Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekili Gürsal Takin, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Yardımcısı Korshad Evatoğlu'nun sosyal medya kullanıcıları tarafından video paylaştığı en lüks otomobillerin bir listesini yayınladı. kokain kullanarak.

  Cumhuriyet internet sitesinde yayınlanan habere göre Takin, Korshad Evatoğlu'nun 1 milyon ABD doları değerinde çok sayıda araca sahip olduğunu açıkladı.

  Takin, 165 bin lira fiyatına sahip "Volkswagen Golf 1.2 Comfort Line", "Land Rover Sportage" 670 bin liralık ve "Porsche Kayan" 940 bin liralık otomobillerin bir listesini yayınladı. Türk lirası, arabaların varlığına ek olarak. Sıradan, lüks türler listesine girmez.


  Sosyal paylaşım sitesi Twitter'ın Türkiye'deki öncüleri, Türkiye Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Sekreteri Kürşad Ayvatoğlu'nun özel arabasında kokain kullanırken video klibini paylaştı.

Saturday 27 March 2021

UYGURLAR, ‏TÜRKİYE İLE ÇİN ARASINDA PAZARLIK KONUSU OLMAKTAN ENDİŞELİ


Türkiye’de yaşayan bir Uygur Abdullah Metseydi’nin geçtiğimiz ay kapısını polis çaldı. 

Bir düzine kadar tam teçhizatlı terörle mücadele polisi evine girdi ve Metseydi’ye Çin aleyhinde herhangi bir hareket içerisinde yer alıp almadığı soruldu. 

Karısı ve çocukları sınır dışı edilmekle tehdit edildi. Daha sonra eşi ile birlikte göçmenlerin sınır dışı işlemlerinin yapıldığı tesise götürüldü. Bugün hala bu mekanda akıbetini bekliyor.

Metseydi’nin karısı Melike AP muhabirine gözyaşları içinde, “Sınır dışı edilmekten korkuyorum” dedi ve intikam korkusuyla soyadını vermeyi reddetti. “Kocamın akıl sağlığı için endişeliyim” diye de ekledi.

Siyasi muhalefet liderleri, Türkiye’de hükümeti Çin aşısı karşılığında Uygurları gözden çıkarmakla suçluyor. Vaat edilen Çin aşılarının on milyonlarca dozu henüz teslim edilmedi.

Avukatlar, son aylarda yaklaşık 50 Uygur’a baskın düzenlenerek gözaltına alındıklarını ve Türk polisinin sınır dışı etme merkezlerinde onları tuttuğunu söylüyor. Bu da geçen yıldan bu yana bu şekilde alınan insanların sayısında önemli bir artışa işaret ediyor.

Avukatları Uygurların pazarlık konusu olmasından endişe ediyor. Türkiye ile Çin arasındaki aşı anlaşması bir yıl önce imzalandı ve Pekin tarafından aralık ayında onaylandı.

Henüz bu anlamda bir değiş tokuşa dair herhangi bir kanıt yok ancak Çin aşılarının ilk sevkıyatının aralık ayında haftalarca bekletildikten sonra yapılması konuya şüpheyle bakanların aklında soru işaretleri yarattı.

CHP’li Kaya: Türkiye’ye şantaj mı yapılıyor?
CHP’li YIldırım Kaya da parası ödenmiş aşıların sadece üçte birinin geldiğini onun da geç gelmesini şüpheli bulduğunu belirtiyor ve “Çin Türkiye’ye ek koşul mu ileri sürüyor? Şantaj mı yapıyor?” diye soruyor. Kaya, resmi olarak Türk hükumetine Çin’den gelen baskıyı sorduğunu ancak henüz bir yanıt almadığını söyledi.

Hem Çin hem Türk yetkililer bu tür bir pazarlık olduğu iddialarını tamamen reddediyor ve iddiaların karalama kampanyası olduğunu ileri sürüyorlar.

Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu aralık ayında yaptığı bir açıklamada aşılardaki gecikmenin Uygurlarla bağlantılı olmadığını ifade ederek “Uygurları politik malzeme etmiyoruz, insan haklarını savunuyoruz” demişti.

Anlaşma Uygurlar için kabusun başlangıcı mı?
Uygurlara göre ise bu aşı anlaşmanın onaylanması onların hayatlarını tehlikeye sokabilecek bir kabusun başlangıcı olabilir. Çin’e iade edilerek toplama kamplarına gönderilebileceklerini düşünüyorlar.

Şimdiye kadar çok az sayıda Uygur Çin’e iade edildi ve bu iadeler de Türkiye’de bulunan 5 bin Uygur’un protestoları ile karşılaştı.

Son haftalarda Türkiye’nin Pekin Büyükelçisi de Çin’in aşı çalışmalarını överek Ankara’nın Çin ile yargısal işbirliğine önem verdiği açıklamasında bulundu.

Bugün Çin’de bir milyondan fazla Uygur bu tür kamplarda tutuluyor. Çin hükumeti bu kampların son derece normal ve gönüllü eğitim ve meslek beceri edinme kampları olduğunu ileri sürüyor. Aynı zamanda bu adımın terörle mücadele için atıldığı belirtiliyor. ABD ise Uygurların yaşadıklarını ‘soykırım’ olarak ilan etti.

Geçmişte az sayıda Uygur militan eğitimi almak için Suriye’ye gitti. Ancak Türkiye’deki Uygurların çoğu cihatçılarla görünmekten kaçınıyor çünkü bunun Uygur davasına zarar vermesinden endişe ediyor.


Thursday 25 March 2021

Bir belge, ‏yeni Türk merkez bankası başkanının mafya yararına kara para aklamaya karıştığını ortaya koyuyor


İsveç "Nordic Monitor" web sitesi tarafından elde edilen mahkeme belgeleri, Türkiye Merkez Bankası'nın yeni atanan başkanı Shihab Qafcioğlu'nun hükümetin genel müdür yardımcısı olduğu sırada bir mafya çetesi yararına kara para aklamakla suçlandığını ortaya koydu "Halkbank ".

  20 Mart 2021'de Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atanan 54 yaşındaki Shihab Qafji ile ilgili iddialar, Milli Hareket Partisi (MHP) üyesi Özcan Kurt adlı aktivist tarafından çok sayıda suçtan hüküm giydi.

  Hem Kurt hem de Kafcıoğlu, Türkiye'nin kuzeydoğusundaki Bayburt iline kadar izlenebilir. Kurt, İstanbul ve Antalya'da birkaç gece kulübü işletti, Türkiye'de cinayet işleyen ve kriminal komplolar düzenleyen yasadışı bir gruba karıştı. Suçlu bulundu, hapishanede bir süre kaldı ve Erdoğan hükümetinden gelen af ​​üzerine erken serbest bırakıldı.

 



  Kurt'un 4 Ocak 2010'da polise yaptığı açıklamaya göre Kavçioğlu, mafyadan ve organize suçtan ünlü isimler tarafından yönetilen bir grubun topladığı parayı aklıyordu. Çetenin, daha sonra skandalların gizlenmesi için para ödemeleri için onlara şantaj yapmak üzere cezbedilen işadamlarının cinsel ilişkilerini kaydetmek için otellerde, lüks villalarda ve kumarhanelerde gizli video gözetimi kurduğu anlaşılıyor.

  Gizli video kayıt cihazlarıyla donatılmış yerler, İstanbul'un Kimborgaz semtinde bulunan ve ildeki birçok otelde fuhuş çetesi işleten ve yabancıların seks kaçakçılığına karışan tanınmış suçlu Mustafa Kalender'e ait bir oteldi. KADIN. Kalender ve arkadaşları, Kasım 2009'da Türk Başsavcısının örgüte baskı yapması üzerine tutuklandı.

  Kurt'un ifadesine göre, suç örgütünün sağladığı tüm fonlar Kavçioğlu tarafından transfer edildi, aklandı ve çeşitli planlara yatırıldı.

  Kurt, 2010 yılında tutuklandı ve 2014 yılına kadar cezaevinde kaldı. 2013'teki duruşmasının sonunda suçlu bulundu ve 13 yıl altı ay hapis cezasına çarptırıldı. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan, davaya müdahale etti ve Meclis'ten geçirdiği bir yasa tasarısıyla Kurt'un da aralarında bulunduğu çete üyelerinin serbest bırakılmasını sağladı.

Macron: ‏Türkiye resmi medya aracılığıyla yalan söylüyor

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Türkiye'nin devlet kontrolündeki medya aracılığıyla yalanlar yaydığını söyledi.

  Macron, bunun kabul edilemez olduğunu düşünerek, önümüzdeki yıl Fransa cumhurbaşkanlığı seçimlerine Türkiye'nin müdahalesine karşı uyarıda bulundu.

  Macron, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Libya, Suriye ve Dağlık Karabağ'daki ihtilaflardaki farklılıklardan zarar gören Fransa ile ilişkileri iyileştirme arzusuna ve Türkiye'nin Fransa'da İslam'a karşı nefreti ateşlediği yönündeki suçlamalarına da değindi.

  Fransa Cumhurbaşkanı, Avrupa'nın Türkiye'ye asla sırtını dönmeyeceğini vurguladı ve aynı bağlamda Ankara'nın davranışları değişmedikçe ilişkileri iyileştirmenin zor olacağını söyledi.

Wednesday 24 March 2021

Macron, ‏Fransa seçimlerine ‎"Türkiye'nin müdahalesini" ‏bekliyor


Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Türkiye'nin 2022'de Fransa'da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahale etmeye çalışabileceğini belirtti.

  Macron, Salı günü "France 5" televizyonuna verdiği röportajda, "Önümüzdeki seçimlere müdahale girişimlerinin olacağını" belirterek, konuşmanın Türkiye ile ilgili olduğunu ve tehlikenin gerçekçi olduğunu vurguladı.

  Yine de Fransa Cumhurbaşkanı, Paris ile Ankara arasındaki normal ilişkilerin geri dönmesi umudunu dile getirdi. "Bu yolun mümkün olduğuna güvenmek isterim, ancak yineleme olduğunda ilişkileri yeniden kurmanın mümkün olmadığına inanıyorum ve arkamdan eylemler olursa ilişkileri yeniden kuramayacağım" dedi.

  2 Mart'ta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iki ülke arasındaki ilişkilerde yaşanan gerginlik ve cumhurbaşkanları arasında, özellikle de Cumhurbaşkanının öldürülmesinden sonra sert bir dil konuşması sonrasında Macron ile "başarılı" görüşmelerin yürütüldüğünü duyurdu. öğretmen Samuel Patti ve Macron'un İslam'a saldıran karikatürlerle ilgili açıklamaları.

Tuesday 23 March 2021

İnsan Hakları Derneği başkanı ve Kürt partisi yetkililerinin tutuklanması

Türk makamları, bugün Pazartesi günü üç Türk devletinin de yer aldığı yaygın güvenlik kampanyaları sırasında İnsan Hakları Derneği başkanı ve Kürt Halkların Demokratik Partisi (HDP) yetkililerini tutukladı.

  Ankara, İstanbul ve Adana eyaletlerindeki güvenlik operasyonu, Ankara'da İnsan Hakları Derneği Eşbaşkanı Öztürk Türkdoğan'ın tutuklanmasıyla sonuçlandı.

  HDP'den Ankara Kadın Meclisi Sözcüsü Zeno Piramoğlu ve parti meclis üyesi Ali Özcan'ın yanı sıra Türkiye'nin bazı illerinde partinin şikayette bulunan üç genel başkanı da tutuklandı: “Shukriya Erkan, Hossein Cefer ve Petul Koca ”.

  İstanbul'da 15 adrese düzenlenen baskın sırasında 10 kişi gözaltına alındı ​​ve tutuklular arasında Kağıthane'de HDP eşbaşkanları, Ayhan Yıldız ve Bahia Demir ile Beşiktaş bölgesi Eşbaşkanı Ramzipur da yer aldı.

  Adana'da sosyal medya hesapları üzerinden “organizasyon reklamı yaptıkları” iddiasıyla 15 kişi gözaltına alındı.

  Şu anda Anayasa Mahkemesi Kürt HDP'nin kapatılması için bir dava düşünüyor. Dün, Pazar günü polis, milletvekilliğinin düşmesini protesto etmek için mecliste dört gün oturma eylemi düzenleyen Omar Faruk Jarirlioğlu'nu tutukladı.

Hurda kağıt toplayan gencin dövülüp, ‏motosikletinin yakılma anı kamerada


Antalya'da 3 kişi, hurda kağıt toplayan Suriye mülteci genci darbetti, motosikletini kamyonetle ezdikten sonra yaktı.

Antalya'da 3 kişinin, hurda kağıt toplayan Suriye uyruklu genci darbedip, motosikletini kamyonetle ezdikten sonra yaktığı anlara ilişkin görüntüler ortaya çıktı.

Olay, dün saat 22.30 sıralarında Muratpaşa ilçesi Fener Caddesi’nde meydana geldi. Üzerinden kimlik bilgisi çıkmayan Suriyeli genç, hurda kağıt toplamak için motosikleti ile birlikte Fener Caddesi üzerinde bir çöp konteynerinin yanına yaklaştı. Bu sırada Ömer B. (18) yönetimindeki 07 BVR 49 plakalı kamyonet, yabancı uyruklu gencin motosikletine çarptı. Kaza sonrası araçtan inen Ömer B., Ali R. ve Haktan Ç., çıkan tartışmanın ardından Suriyeli genci yumruk, taş ve sopa ile darbetti. Suriyeli genç başına aldığı darbelerle baygınlık geçirirken, şüpheliler ise gencin motosikletinin üzerinden kamyonetle geçip, ardından yaktı.
ÇEVREDEKİLERİN TEPKİSİ ÜZERİNE ŞÜPHELİLER KAÇTI
Çevredekilerin tepkisi ile saldırganlar olay yerinden kaçtı. 112 Acil Çağrı Merkezi'ne ihbar üzerine olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri, üzerinden kimlik çıkmayan 30 yaşlarındaki Suriyeli genci Atatürk Devlet Hastanesi'ne kaldırırken, durumunun ağır olduğu öğrenildi.

3 KİŞİDEN 2'Sİ YAKALANDI
Polis, görgü tanıkların verdiği eşkal doğrultusunda şüphelilerin Ömer B., Ali R. ve Haktan Ç. olduğunu belirledi. Olayla ilgili başlatılan çalışmada plakası belirlenen kamyonet, Fener Mahallesi 1907 Sokak’ta park halinde bulundu. Çevrede yapılan aramalarda şüphelilerden Ömer B. 1907 Sokak’ta, Ali R. ise 1977 Sokak üzerinde yakalandı. Diğer şüpheli Hakan Ç.'nin yakalanması için çalışmalar sürdürülüyor.

Bu arada, saldırı anına ilişkin güvenlik kamerası görüntüler ortaya çıktı. Görüntülerde, saldırganların hurda toplanan motosikletin üzerinden kamyonetle geçme anı, motosikleti yakmaları, Suriyeli genci darbettiği anlar yer aldı. 

Monday 22 March 2021

TRT, ‏CNN Türk ve Habertürk döviz kuru barını kaldırdı

Asya piyasalarının açılmasıyla geçen haftayı 7,21 ile kapatan dolar/TL kuru 8,47’lere yükseldi. TRT, CNN Türk ve Habertürk ise çözümü dolar kuru barını ekranlarından kaldırmakta buldu.


TRT, CNN Türk ve Habertürk televizyonları, döviz kuru barını televizyon ekranından kaldırarak yükselişi gizlemeye çalıştı.

Evrensel’in aktardığına göre; haber kanallarının standardı olan döviz kuru fiyatları ve Borsa İstanbul endeksinin yer aldığı bölümde TRT Haber ve Habertürk artık sadece saate yer verirken, CNN Türk sadece internet adresine yer veriyor.

Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın yerine Şahap Kavcıoğlu’nun getirilmesi ve Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin ardından dolar/TL için ilk fiyatlamalar Asya piyasalarından gelmişti. Piyasaların açılmasıyla dolar/TL İlk işlemlerde 8,47 seviyesine kadar yükselmişti.

Dolar/TL kuru geçen haftayı 7,21 seviyesinde kapatmıştı.

Asya piyasalarındaki ilk tepkilerin ardından bu sabah saatlerinde kurlar bir miktar gevşedi. Dolar/TL, 8,05’ler düzeyinde dengelenirken euro/TL ise 9,60’ın altına geldi.

Sunday 21 March 2021

Erdoğan'ın partisindeki bir lider, ‏şafak vakti gözaltına alınan milletvekili ile alay ediyor: ‏Tanrı dualarınızı kabul etmeyecek

Türkiye'nin Edirne ili Adalet ve Kalkınma Partisi Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Okur, HDP milletvekili Umar Faruk Cırcıolu ile Türkiye parlamentosundaki görevinden tutuklanmasının ardından alay etti. 

 şafak namazına hazırlık olarak abdest alırken oturma eylemine devam ediyordu ve dualarının asla kabul etmeyeceğini söyledi.

  Okur, sosyal paylaşım sitesi Twitter'da resmi hesabından attığı bir tweet'te, "Gürgenoğlu mu? Kontrol edilmesi ve zincirlenmesi gereken bir sınırdışı etme" dedi. "Allah namazınızı asla kabul etmeyecek" dedi.
  Türk polis güçleri, Pazar günü şafak vaktinde parlamento binasına baskın düzenledi ve protesto için Temsilciler Meclisi'ndeki ofisinde dört gece oturma eylemine devam eden Türk Halkların Demokratik Partisi temsilcisi Umar Faruk Cırcıolu'nu tutukladı Twitter'da bir tweet yayınladıktan sonra terör örgütünü desteklediği iddiasıyla üyeliğinin düşmesi. Halk Partisi, polisin onu şafak namazına hazırlanırken tutukladığını söyledi.

Gizli bir belge ‎... ‏Türkiye ‎132 ‏Ege adasını işgal etmeyi planladı

 Türk ordusu, Ege Denizi'nde Yunanistan ile anlaşmazlık yaşayan yaklaşık 132 ada ve kaya oluşumunu listeledi ve onları ele geçirmek için planlar hazırladı.

  İsveç "Nordic Monitor" web sitesi Cumartesi günü, iki ülke arasındaki tartışmalı bölgeleri belirten 16 haritayı içeren gizli bir belge yayınlayarak, bu belgenin "Türk savaş akademileri tarafından hazırlanmış göründüğüne" işaret etti.

  Belge aynı zamanda - İsveç sitesine göre - Yunanistan ile Türkiye, NATO müttefikleri arasında bir kriz anında Türk silahlı kuvvetlerinin kolları arasında koordinasyonun varlığını ortaya çıkaran ve NATO'daki müttefiklerden beklenen olasılıklara odaklanan bir çalışmanın parçası. her biri Ege Denizi ve hava sahasında bir takım anlaşmazlıklarda.

  Belgede, havadan ve denizden özel kuvvetlerin konuşlandırılmasıyla Türk ordusunun adaları kontrol etmek için nasıl hareket ettiği anlatılıyor.

  Gizli belge, İzmir'deki gizli bir dava dosyasının eklerinde bulundu.


  Ve Nordic Monitor, "Görünüşe göre İzmir Başsavcısı Okan Batu, gizli planı istemeden başka bir dava dosyasına dahil etti."

  "Bu belgeler ancak gizli bir mahkeme oturumunda incelenebilir, ancak belgenin Ankara Başsavcısı Caihat İpekçi'ye başka bir davaya iliştirilmesi için sunulması sırasında hassasiyetini gözden kaçırdı" dedi.

  Belgede, Türkiye ile Yunanistan arasında Ankara'nın ele geçirmek istediği tartışmalı adalar, adacıklar ve kaya oluşumlarının adları yer alıyor.

  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve onun neo-milliyetçi müttefiklerinin hükümeti tarafından daha fazla oy almak veya halkın dikkatini dağıtmak için genellikle yerel bir gündem tarafından yönlendirilen katı tutumların artması nedeniyle Türkiye ile Yunanistan arasında son yıllarda gerginlikler tırmandı. ekonomik krizlerden.

  Erdoğan hükümetinin düşmanca söylemi ve Ege ve Doğu Akdeniz'deki askeri varlıkların seferber edilmesi, yanlışlıkla veya kasıtlı olarak patlayabilecek potansiyel bir askeri çatışma hakkında endişelere yol açtı.

  Yunan adaları Türkiye'nin batı kıyıları boyunca sıralandığı için Ege Denizi'ndeki karasuları ve hava sahası sınırları konusunda iki komşu arasında bir anlaşmazlık var. Ege'nin kıta sahanlığının tasviri çözülememiştir.

  İki ülke arasında, münhasır ekonomik bölgelerin sınır çizgisinden hava sahasına kadar uzanan bir dizi başka konuda da farklılıklar var. Türkiye ayrıca, 1974'ten bu yana kuzeydeki üçüncü adayı kontrol ettiği bölünmüş Kıbrıs adasında da asker bulundurmaktadır.

Saturday 20 March 2021

Türkiye-Mısır ilişkileri tamamen onarılabilir mi?

Türkiye’nin Mısır ile ilişkilerini düzeltmeye yönelik adımlarını ve iki ülkenin ilişkilerini Türk ve Mısırlı uzmanlar Sputnik’e değerlendirdi. Dr. Babüroğlu, Türkiye’nin olumlu adımlarına devam etmesi gerektiğini söylerken, Mısırlı uzman Ragheb gelişmelerin Mısır’da güvensizlikle karşılandığını ifade ediyor.


İlişkileri yaklaşık 8 yıldır maslahatgüzar seviyesinde süren Türkiye ve Mısır’dan normalleşme adına çağrılar sürüyor. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Mısır ile istihbari, diplomatik ve ekonomik işbirliği sürecinin devam ettiğini söylerken, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’ndan Mısır ile diplomatik görüşmelerin başladığı haberi geldi.

İki ülkenin ilişkileri, Doğu Akdeniz denkleminde değişim yaratma potansiyeli sebebiyle anlamlı. Halihazırda, Atina’yla deniz yetki alanları imzalamış olan Kahire’nin Türkiye ile kapıları kapatmaması da önemli bir husus. Zira birkaç gün önce Mısır Dışişleri Bakanı Sameh Şükri, Türk yetkililerin Kahire ile diplomatik ilişkileri normalleştirme niyetiyle ilgili ifadelerin ilgili eylemlerle desteklenmesi gerektiğine değindi. 

Zorluklar tamamen aşılabilmiş değil
Ancak ilişkilerin düzelmesinin önündeki zorluklar da tamamen ortadan kalkmış değil. Mısır yönetimine yakın el Vatan gazetesi, Kahire’nin Ankara’da 10 beklentisine işaret eden bir yazı kaleme aldı. Yazıda, Türkiye’nin BM Deniz Hukuku Sözleşmesini uygulamasından Yunanistan ve Güney Kıbrıs'la anlaşmasına, Libya ve Suriye'den çekilmesinden Körfez krallıklarından özür dilemesine kadar pek çok madde var. 

Değişen MEB haritası
Geçen hafta ise, önce Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile deniz yetki alanlarının belirlenmesi anlaşmaları yapmış bulunan Mısır'ın, bu anlaşmalar uyarınca çizdiği Münhasır Ekonomik Bölgesi'nde (MEB) çıktığı hidrokarbon ihalesiyle ilgili yayımladığı haritayı yenilediği belirtilmişti. Ancak Türkiye’nin memnuniyetle karşıladığı haritaya Yunanistan’dan gelen tepkinin ardından Mısır'ın, 28. boylamın doğusunda Yunanistan'ın hak iddialarına geçit veren yeni MEB haritası da yayınlanmıştı. Söz konusu gelişmeler bağlamında Türkiye-Mısır ilişkilerini Türk ve Mısırlı uzmanlar Sputnik’e değerlendirdi. 

‘Mısır’ın Yunanistan ile yaptığı deniz yetki alanlarının sınırlandırma anlaşması Türkiye’nin ulusal çıkarlarına aykırı’
Türkiye-Mısır ilişkilerinin Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi öncesi döneminde iyi olduğunu anımsatan İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi ve emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu “Ortadoğu-Arap coğrafyasında en önemli ülke Mısır. Şöyle bir söz vardır; bölgede Suriyesiz barış, Mısırsız savaş olmaz derler. Bu söz Suriye ve Mısır’ın coğrafyadaki önemini belirtmek için söylenir. Mısır’ın Doğu Akdeniz’de de Arap coğrafyasında da önemli bir konumu var. Dolayısıyla Mısır’la ilişkilerin kötüye gitmesi, askıya alınması, Mısır’ın 2020 yılında Yunanistan’la Münhasır Ekonomik Bölge ya da deniz yetki alanlarının sınırlandırılması için bir anlaşma yapmasına neden oldu. Bu anlaşma Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki ulusal çıkarlarına aykırıdır” ifadelerini kullandı.

‘Türkiye, sadece Mısır ile değil, İsrail ve Suriye’yle de ilişkileri düzeltmek adına adımlar atmalı’
Türkiye’nin şimdilerde Mısır’la ilişkilerini düzeltmek adına olumlu adımlar attığına işaret eden Babüroğlu “Elbette Türkiye sadece Mısır’la değil, İsrail ve Suriye’yle de ilişkilerini düzeltmek için tüm adımları atmalıdır. Çünkü Doğu Akdeniz’deki bu ülkeler önemli. Mısır’la, Suriye’yle, İsrail’le ilişkiler iyi olsaydı Yunanistan’ı tercih eden bu geniş cephe, Türkiye’nin karşısında kuvvetli bir cephe olmayacaktı. En azından İsrail, Mısır Yunanistan ile beraber olmayacaktı” diye konuştu. 

‘Türkiye’nin, Libya’daki askeri varlığın çekilmesi şartını kabul edeceğini zannetmiyorum’
Babüroğlu, Mısır’ın Libya’daki Türk askeri varlığının çekilmesini istediğinin anlaşıldığına da vurgu yaptı. Türkiye’nin bunu karşılamayacağını ifade eden Babüroğlu, Türkiye’nin Mısır ile istihbari görüşmelerinin devam etmesinin olumlu olduğuna işaret etti:

Türkiye olumlu adımlarına devam etmeli, diplomasinin çözemeyeceği konu yok’
Babüroğlu “Ama şunu da unutmayalım; Mısır ile Yunanistan arasında yapılan Münhasır Ekonomik Bölge anlaşmasını ABD istemişti. Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, Mısır’ı arayarak Yunanistan ile bu anlaşmanın imzalanmasını istedi. Bu anlaşmanın mimarı aslında ABD. Benim tahminime göre Mısır, bu konuda ABD ile birlikte hareket ediyor. Mısır, ABD’nin de sözünden çıkmaz. Mısır’ın ABD ve Rusya’yla da arasındaki ilişkileri iyi. Türkiye’nin yapması gereken diplomasiyi etkili bir şekilde kullanarak Mısır İsrail ve Suriye ile diplomatik ilişkileri düzeltecek şekilde adımlar atmalı. Mısır Dışişleri Bakanının yaptığı açıklama ne yazık ki duruma olumlu bakmamızı engelliyor ancak Türkiye buna rağmen diplomatik ilişkileri düzeltmek bağlamında adımlarına devam etmeli. Diplomasinin çözmeyeceği bir konu yok” diye ekledi.

İstanbul Sözleşmesi feshedildi


İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Karar’ı Resmi Gazete’de yayımlandı. Türkiye, Sözleşme’yi imzaya açıldığı 11 Mayıs 2011 tarihinde imzalamış, 14 Mart 2012 tarihinde ise onaylamıştı.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla Resmi Gazete'de yayımlanan Karar'a göre, Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedildi. Karar, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin 3. maddesi gereğince alındı.

ASİLTÜRK KALDIRILACAĞINI AÇIKLAMIŞTI

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk’ü geçtiğimiz ocak ayında ziyaret etmişti. Buluşma sonrası açıklama yapan, Erdoğan'ın İstanbul Sözleşmesinin kaldırılacağını kendisine kesin olarak ifade ettiğini söylemişti.

AKP’den bazı yetkililerin kendisine gelerek, İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması konusunu Erdoğan’a iletmelerini istediğini açıklayan Asiltürk, “Bu sözleşmeyle ilgili olarak bana AK Parti’nin yetkili kişileri geldiler ve ‘Bu sözleşmeyi biz de Cumhurbaşkanı da kesinlikle kaldırmak istiyor. Ama bizim içimizde de bazı sıkıntılar olduğu için lütfen bizi destekleyin’ dediler. Kesinlikle kalkacak. Kaldıracaklarını kendisi de kesin olarak ifade etti” demişti.


CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, karara tepki gösterdi. Gökçen, “TBMM’nin açık iradesini yok sayan ve İstanbul Sözleşmesi’ni hukuksuzca fesheden bu mantığın Türkçesi: ‘Kadınlar ikinci sınıf vatandaş olmaya devam etsin ve hatta öldürülsün.’ Size ve tüm kötülüklerinize rağmen biz yaşayacağız ve Sözleşmeyi geri getireceğiz!” ifadelerini kullandı.

Thursday 18 March 2021

Terör bağlantısı olduğundan şüphelenilen bir İslamcı, ‏ulusal seçimlerde Türkiye’nin iktidar partisi adaylığına aday oldu


Terör örgütüyle bağlantısı olduğundan şüphelenilen bir Türk İslamcı figür, Türk cumhurbaşkanının aile vakfı tarafından genç nesle vaaz vermesi için bir platform sağladı ve bir seçimde iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) adaylığı için yarışmasına izin verildi. bir Nordic Monitor araştırması bulundu.

  Bayburt vilayetinde yaşayan 54 yaşındaki Türk vatandaşı İkram Soltan, silahlı cihatçıların üreme alanı işlevi gören yasadışı Müslüman Gençlik Örgütü (Müslüman Gençlik Örgütü) ile bağlantılı olduğundan şüphelenilen bir polis istihbarat birimi tarafından izleniyordu. El Kaide gibi gruplar.

  Belgeler, polis istihbaratının 27 Şubat 2009'da telefonunu dinleme emri çıkardığını gösteriyor. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi talebi inceleyerek polise Soltan'ın telefon görüşmelerini engelleme izni verdi.

  Telefonunun izlenmesi 2010 yılında, Gmail hesabının polisin gözetimine eklenmesiyle devam etti. 6 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Soltan’ın telefon görüşmelerini dinlemesi için polis tarafından yenilenen telefon dinleme talebini kabul etti.

 

  Polisin İkram Soltan'ın telefon görüşmelerini dinlemesi için İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi tarafından telefon dinleme izni verildi:

  Polis, kendisinin ve diğerlerinin üniversitelerde ve diğer yerlerde "sansasyonel faaliyetler ve gösteriler" olarak tanımlanan eylemleri başlatmayı planladıklarını gösteren istihbaratı topladığında Soltan'ın adı kırmızı bayrak kaldırdı. Saldırıları gerçekleşmeden önce önlemek amacıyla radikal dini grupları ve terör örgütlerini izleyen istihbarat bölümünün C birimi tarafından takip edildi.

  3 Ekim 2012'de gizli olarak sınıflandırılan ve telefon dinleme emri için destekleyici delil olarak İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunulan ayrı bir belge, Müslüman Gençlik grubunun istihbarat tarafından izlenen tehlikeli bir örgüt olarak kabul edildiğini açıkladı.

 

  2011 yılında polis, Soltan’ın telefonunu dinlemek için mahkemeye yeni bir arama emri talebinde bulundu; mahkeme talebi kabul etti:


  İstihbarat dosyasına göre grup ilk olarak 1985-1986'da hükümetin başörtüsü yasağını protesto eden üniversite öğrencileri arasında ortaya çıktı. 1985-1992 yılları arasında İstanbul Teknik Üniversitesi'nde okuyan Tahir Gül adlı radikal bir figür tarafından kurulmuştur. Amaç, dini bir şeriat devleti kurmak ve ülke yönetiminin laik ve demokratik yapısını ortadan kaldırmaktı.


  Üyeleri, halk arasında bölücü konuları istismar ederek, Cuma namazının hemen ardından mitingler düzenleyerek ve gençlik protestolarına önderlik ederek kendilerine bir isim yapma fırsatını yakaladılar. 2003 yılında İstanbul'da iki sinagogun, bir HSBC banka şubesinin ve İngiliz Başkonsolosluğunun bombalandığı ölümcül El Kaide saldırılarının ardından tutuklanan üç şüpheli - Harun İlhan, Adnan Ersöz ve Baki Yiğit - Müslüman Gençlik örgütü üyeleriydi. dosyaya göre. Müslüman Gençlik şemsiyesi altında El Kaide militanları olarak yetiştirildiler.

Meclis'te Gergerlioğlu protestosu: ‏Genel Kurul'a ara verildi

Meclis Genel Kurulu'nda HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin tezkerenin görüşüldüğü sıralarda protesto yaşandı.


Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu, HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun Meclis'e gelen kesinleşen yargı kararı sonrası vekilliğinin düşürülmesine ilişkin tezlerenin görüşülmesi sırasında protestoya sahne oldu.

Genel Kurul görüşmeleri sırasında basın locasında oturan AKP 22. Dönem Milletvekili Abdürrahim Aksoy, Gergerlioğlu'yla ilgili tezkereyi "Kahrolsun otokrasi" diye bağırarak protesto etti.


DEVA Partisi Kurucular Kurulu Üyesi Abdürrahim Aksoy'un protestosu üzerine Genel Kurul'a ara verildi.

HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu da olaya ilişkin Twitter hesabından "Az evvel TBMM dinleyici localarında oturan eski Ak Parti Bitlis mv. Abdürrahim Aksoy, (yeni Deva partili imiş) vekilliğimin düşürülmesini "Demokratik Türkiye istiyoruz' diyerek protesto etti" diye paylaşımda bulundu.

Wednesday 17 March 2021

Ekrem İmamoğlu'na valiye hakaretten ‎7 ‏bin ‎80 ‏lira para cezası


İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, eski Ordu Valisi Seddar Yavuz'a hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davada, "Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı gıyabında alenen hakaret" suçundan 7 bin 80 lira para cezasına çarptırıldı.

Ekrem İmamoğlu'nun, İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adaylığı sırasında Karadeniz gezisi kapsamında 5 Haziran 2019’da Ordu programının ardından İstanbul’a gitmek üzere geldiği Ordu-Giresun Havalimanı’ndaki VIP Salonu'nda dönemin Valisi Seddar Yavuz'a hakaret ettiği iddiasıyla açılan davanın görülmesine devam edildi.


Ordu 4. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tarafların avukatları, CHP Genel Başkan Yardımcıları Muharrem Erkek ve Seyit Torun, CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel katıldı.

Müşteki avukatı Resul Yılmaz, sanığın önceki celsedeki savcı mütalaası doğrultusunda cezalandırılmasını talep etti.

Önceki beyanlarını yineleyen sanık avukatları Sercan Polat ve Kemal Polat, İmamoğlu'nun üzerine atılı suçu işlemediğini belirterek, beraatini istedi.

Mahkeme heyeti, sanık Ekrem İmamoğlu'na, "Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı gıyabında alenen hakaret" suçundan 354 gün karşılığı 7 bin 80 lira adli para cezası verdi.



İmamoğlu ile Ordu Valisi arasında ne olmuştu?
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz'a Ordu Valiliği döneminde hakaret ettiği iddiasıyla dava açılmıştı.

Davanın 2 Mart'ta görülen duruşmasında, cumhuriyet savcısı mütalaasında, "Seddar Yavuz'a gıyabında ve olay yerinde bulunan tanıklarla ihtilat ederek hakarette bulunduğu ve bu şekilde üzerine atılı 'kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret' suçunu işlediği anlaşılmakla sanık Ekrem İmamoğlu'nun TCK'nın 125/1, 125/3-a, 125/4 maddeleri gereğince cezalandırılmasına, sanığın hapis cezası ile mahkumiyeti halinde TCK'nın 53/1 maddesinde yazılı bulunan hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmesi talep ve mütalaa olunur." ifadelerini kullanmıştı.

"Türkiye’nin Suriye halkına karşı savaşı" ‏Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Ankara’nın Fırat Nehri’nin Suriye’ye akan suyunu azaltma kararını tek taraflı olarak tanımladı.

Türkiye'nin barajları Suriye'de Fırat nehrini kurutmak ve tüketmekle tehdit ediyor

  27 Haziran 2020 Cumartesi günü, Suriye'nin kuzeyindeki Kürt Özerk Yönetimi, Türkiye'yi Fırat Nehri'nin suyunu kesmekle suçlayarak, ülkeye gelen su kıtlığı konusunda uyarıda bulundu.


  Suriye Demokratik Güçleri Fırat Barajları Genel İdaresi yaptığı açıklamada, Haziran ayı başından bu yana alınan ortalama su miktarının "kararlaştırılan miktarın dörtte birinden az" olduğunu ve bu durumun üçünün seviyelerinde düşüşe neden olduğunu söyledi Fırat Nehri üzerine Suriye baraj gölleri inşa edildi.

  Açıklamada, "su rezervlerinin yetersiz olmasının çevre üzerindeki önemli olumsuz etkileri" ve "tarım ürünleri, toplum ekonomisi ve genel gıda güvenliği" üzerindeki yansımaları konusunda uyarıda bulunuldu.

  Ayrıca Özerk Yönetim Enerji ve İletişim Ofisi, elektrik dağıtım saatlerinin azalmasının barajların su seviyesinin düşük olmasından kaynaklandığını, Türkiye'nin de ay boyunca alınan su miktarını yarı yarıya düşürmekle suçlandığını söyledi. nisanın.



  Türkiye, Dicle ve Fırat nehirlerinde Iraklı ve Suriyeli komşularıyla her zaman su kotası konusunda tartışmalara neden olan devasa barajlara sahip. Ankara, Fırat nehrine başka bir dizi baraj inşa ediyor ve bu da buradan gelen sürdürülebilir bir su kıtlığına yol açabilir.

  Suriye Demokratik Konseyi'nin CEO'su İlham Ahmed de, Twitter hesabında Fırat'ın bazı bölgelerinde yaşanan kuraklığı anlatan bir video klip yayınladı. Ahmed, nehrin suyunun “nüfusun ihtiyaçlarına çağlar ve yıllarca yettiğine” dikkat çekerken, Türkiye daha çok baraj yaparak ihtiyacı olanların suyunu kurutuyor.

Tuesday 16 March 2021

Kürt lider Erdoğan'ın yargıçlarına saldırıyor: ‏bir diktatör oldunuz ve o kaçınılmaz olarak gidecek


  HDP'nin eski Eşbaşkanı Selahaddin Demirtaş, bugün Ankara'daki Ondokuzuncu Ağır Ceza Mahkemesi yargıçları huzuruna çıktığında, "tek kişilik bir diktatörlük" kurulmasına yardım ettiklerini belirterek mahkemeye saldırdı.

  Türk internet sitesi T24'e göre Demirtaş, Ankara Ondokuzuncu Ağır Ceza Mahkemesi hakimlerinin huzuruna çıktı; Duruşmaya sesli ve görüntülü bilgi sisteminden katılmak ve mahkeme heyetini anayasayı ve yasayı ihlal etmemesi konusunda uyardı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde sorumlu tutulacağına söz verdi.

  Görüşmede Demirtaş, yasanın uygulanmasını talep etti. Mahkemeye, "Anayasayı değil, kanunu uygulayalım" dedi. Desteklediğiniz partileri iktidara getirmek için siyasi faaliyetler yürütüyorsunuz. Tek kişilik bir diktatörlüğün kurulmasına yardım ettiniz. "


  Mahkemeyi ve yargıcını uyararak, “Anayasayı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararını tanımadığımızı ve umursamadığımızı söylüyorsunuz. Erdoğan, Bahçeli ve Soylu'nun istediğini yapıyorsun. Güç için kendinizi feda etmeyin ». “Bu seçimlerde otorite% 99 değişecek. Parlamentodaki Yargı Komitesine çağrılacaksınız ve bir sonraki parlamento bizi soracak ve o zaman kanun önünde yaptıklarınızdan sorumlu tutulmanızı talep edeceğim. "

  Oturuma HDP temsilcileri, Serbil Kamalbay, Saruhan Oluch, Kamal Beykoz, Hossein Qashmaz, Zeliha Gollum, Mahmud Tugrul, HDP Başbakanı Doğan Erbaş, parti direktörleri, üyeler katıldı. basın ve avukatlar.

  Duruşmada Demirtaş'ın avukatı Mahsuni Karman, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 22 Aralık 2020 tarihli Demirtaş'ın derhal serbest bırakılması kararına atıfta bulundu.

  Carman hâkime hitaben "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararı bağlayıcı değilmiş gibi davranıyorsunuz" dedi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararını düşünmeden duruşmaya devam edeceğiniz anlaşılıyor. Yine de, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararını kaydetmenizi bekliyorum. "Mahkeme başkanı" İddialarınızı daha sonra iletebilirsiniz "yanıtını verdi.

Her kuyumcudan ‎500 ‏gram altın alınacak, ‏kamu bankalarında ‎20 ‏ton altın birikecek



Ankara Kuyumcular ve Saatçiler Odası Başkanı Hasan Çavuşculu, düzenlemedeki 500 gram altın maddesinin çok ağır olduğunu, esnafta rahatsızlık yarattığını belirtti


Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan sürpriz yönetmelik taslağına göre, ülke genelinde faaliyet gösteren tüm kuyumculardan 500'er gram altını (yaklaşık 210 bin lira) kamu bankalarına yatırmaları istenecek. Altını teminat olarak yatırmayanlar kuyumculuk yapamayacak.

Sektör temsilcilerinin görüşleri alınarak hazırlandığı belirtilen “Kuyum Ticareti Hakkında Yönetmelik” taslağına göre kuyumcu, teminat hesabına yatıracağı altına sektörde kaldığı süre boyunca hiç dokunamayacak, işletemeyecek, kullanamayacak. Sadece faizini alabilecek. Türkiye'de yaklaşık 40 bin kuyumcu olduğu, taslağın resmiyet kazanması halinde devletin kuyumculardan yaklaşık 20 ton altın (yaklaşık 8.4 milyar lira) toplanacağı hesaplandı.

Aygun: Esnafa çöktüler

Yönetmelik taslağını eleştiren CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, “Ülkenin kasasını boşaltan iktidar, kaynak arayışı için Osmanlı'daki ‘salma vergisi' gibi halkın, esnafın üzerine çökmeye başladı” dedi.
Kuyumcuların hepsinin kazancının aynı olmadığını, birçok kuyumcunun yarım kilo altını devlete karşılıksız veremeyeceğini belirten Aygun, salma vergi yüzünden birçok kuyumcunun kapanacağını söyledi.

Kuyumcu esnafını ziyaret ederek görüşlerini de toplayan Aygun, “Esnaf bu taslaktan çok şikayetçi. Tüm kuyumculardan yarımşar kilo altın istenmesi insafsız ve adaletsiz bir durum. Üstelik yönetmeliğe aykırı hareket edenin belgesi iptal edilip altını Hazine'ye irat kaydedilecek” uyarısında bulundu. Aygun, taslaktaki en az 20 metrekare dükkan ve lise mezunu olma şartlarının da çok ağır olduğunu belirtti.



“Düzenleme çok ağır, mutlaka iptal edilir”

Ankara Kuyumcular ve Saatçiler Odası Başkanı Hasan Çavuşculu, düzenlemedeki 500 gram altın maddesinin çok ağır olduğunu, esnafta rahatsızlık yarattığını belirtti.

Çavuşculu, “Bakanlıktaki ilgili bürokratlarla görüştük. İtirazlarımızı yerinde buldular. Biz bu altın maddesinin iptal edileceği izlenimi edindik. Zaten olacak iş değil. İnşallah düzeltecekler, orta yol bulunacak” dedi.

 

Monday 15 March 2021

AK Parti Elazığ ‎6. ‏Gençlik Kolları Olağan Kongresi Gerçekleşti


AK Parti Elazığ İl 6. Gençlik Kolları Olağan Kongresi Doğukent Mahallesi'nde bulunan Şehitleri Spor Salonunda gerçekleşti. Kongrede mevcut başkan Emre Burak Kürüm güven tazeledi.

AK Parti'nin Elazığ İl 6. Gençlik Kolları Olağan Kongresi, Şehitleri Spor Salonunda gerçekleşti.

Kongreye AK Parti Elazığ Milletvekilleri Metin Bulut, Sermin Balık ve Zülfü Demirbağ, Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, AK Parti Elazığ İl Başkanı Şerafettin Yıldırım, AK Parti Merkez İlçe Başkanı Ömer Faruk Çelik, partililer, il yönetimi; genel merkezden AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları Teşkilat Başkanı Furkan Leventoğlu, AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanı Hasan Murat Öz, AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları MYK Üyesi Osman Şahin ve AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları Doğu Anadolu Bölge Koordinatörü Veli Vedat Akyıldız teşkilat üyeleri ve Elazığlı vatandaşlar da katıldı.


Pandemi kurallarına uyarak yapılan Kongreye misafirler HES kodu uygulaması kullanılarak alındı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından kongre AK Parti İl Gençlik Kolları tarafından hazırlanan tanıtım filmi ile başladı, okunan Kur’an-ı Kerim tilaveti ile devam etti.

GÜLEÇ: BAŞLAYAN HER ŞEY ELBETTE BİR GÜN BİTECEK

Kongrede konuşma yapan AK Parti eski Elazığ Gençlik Kolları Başkanı Uğurcan Güleç, “İnsanlığın kurtuluşu için ortaya çıkmış en hayırlı hareketin mensupları olan ak davanın ak mensupları ak gençler gençlik kolları 6. olağan kongremizin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Hepiniz tekrardan hoş geldiniz, şeref verdiniz. Başlayan her şey elbette bir gün bitecek. Gençlik Kolları MYK üyemiz Hasan Murat Öz ağabeyimden görevi devralmıştım şimdi ise görevi devrediyorum. 

Bugün bu salonda görevi layıkıyla yapacağına inandığım Emre Burak Kürüm kardeşime görevi devretmenin bahtiyarlığını yaşıyorum” ifadelerini kullandı.

9 ‏temizlikçi için ‎1143’ü üniversite mezunu ‎5217 ‏başvuru

Adıyaman’da 9 kişilik temizlik görevlisi alımı için 4 günde 5 bin 217 şahıs başvuruda bulunmuş oldu. Başvuranların 1143’ü üniversite mezunu.
Hakkaniyet Bakanlığı’nın Türkiye İş Kurumu üstünden Adıyaman’da açmış olduğu 9 kişilik temizlik görevlisi ekibine dört günde üstün dereceli müracaat yapılmış oldu.

Cumhuriyet’ten Mustafa Çakır’ın haberine nazaran; TBMM Başkanlık Divanı üyesi, CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere, iktidarın gündemi ne kadar değiştirmeye çalışırsa çalışsın, Türkiye’de ve Adıyaman’da milletin tek gündeminin işsizlik ve yoksulluk bulunduğunu altını çizdi. Tutdere, “İşte, AKP’nin 18 yılda Adıyaman’ı ve Türkiye’yi getirmiş olduğu tablo bu. Listeye baktığımızda başvurucuların 156’sı lisans, 987’si ön lisans olmak suretiyle 1143 şahıs üniversite mezunu” dedi.


İŞSİZLER DERNEĞİ


Adıyaman’daki ağır işsizlik tablosuna dikkat çeken Tutdere, “TÜİK’in verilerine nazaran vatanımızda azalmış haliyle işi olmayan sayısı 3 milyon 861 bin şahıs. Kısa emek verme ödeneği ve parasız izin ödeneği alanlar işi olmayan sayılmıyor. TÜİK’in verileri pembe dizi şeklinde” dedi. 

Tutdere, Türkiye’de ilk ve tek olarak trajikomik bir halde Adıyaman’da “İşsizler Derneği” olduğuna da dikkat çekti. 

Sunday 14 March 2021

AKP seçmenlerinin heyecan verici anketi


Türkiye'deki siyasi partiler hakkında yapılan bir kamuoyu yoklamasının sonuçları, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi seçmenlerinin yüzde 70'inin muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi'ne (CHP) oy vermeye gidebileceğini ortaya koydu.


  Anket geçen Şubat ayında "Metropole" Araştırma Vakfı tarafından yapıldı.

  Ankete katılanlara, "Hangi siyasi partiye oy vermeniz imkansız?" Sorusunu sordu ve sonuç şöyle:

  CHP seçmeninin% 60,4'ü adalete ve kalkınmaya oy vermenin imkansız olduğunu söyledi. Al-Khair üyesi sendikaların% 47,8'i de adalet ve kalkınma için oy kullanmanın imkansız olduğunu belirtti.

  Adalet ve Kalkınma Partisi'ne üye olanların% 30'u Cumhuriyet halkına oy vermenin imkansız olduğunu söylerken, Adalet ve Kalkınma Partisi mensuplarının% 1,0'i İyilik Partisi'ne oy vermenin imkansız olduğunu belirtti.

  MHP seçmeninin yüzde 6,5'i AKP'ye oy vermeyeceğini belirtirken, İYİ Parti'ye oy vermeyeceğini söyleyenlerin oranı 0,9 olarak açıklandı.

  Bu sonuçlar Metropole Şirketi Başkanı Ozar Sangar tarafından açıklandı.

128 ‏milyar dolar polemiği sürüyor


Erdoğan'ın 3 farklı açıklamasına muhalefetten tepki.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, AKP Grup Toplantısı'nda muhalefetin kayıp olduğunu öne sürdüğü 128 milyar dolarla ilgili dünkü açıklaması tartışmayı yeniden alevlendirdi.

Muhalefet, Erdoğan'ın daha önceki açıklamalarını hatırlatarak "128MilyarDolarNerede?" diye sordu. Sosyal medyada da Erdoğan'ın sözleri en çok konuşulan konular arasına girdi.

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ekonomi Politikaları Başkanı Erhan Usta, Erdoğan'ın geçen haftaki açıklamasını hatırlatarak "Rezervleri geçen hafta salgında harcadık dedin, şimdi ise hazinede duruyor diyorsun. Sahi Sayın Erdoğan, #128MilyarDolarNerede? sorusunu yöneltti.

CHP'Lİ VEKİL: ŞİMDİ HAZİNEDE DİYOR

CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve Burdur Milletvekili Mehmet Göker ise "Bir hafta önce “salgında harcadık” dediği paraya şimdi “hazinede”diyor. Öyleyse soralım:#128MilyarDolarNerede? ifadeleriyle Erdoğan'ın iki açıklamasının videolarını paylaştı.

ERDOĞAN'IN 3 FARKLI AÇIKLAMASI

128 milyar dolarla ilgili muhalefetin tepkilerine Erdoğan 22 Şubat, 24 Şubat ve 10 Mart'ta değinmişti.

22 Şubat: Bunlar sahtekar, 'Şu anda Merkez Bankasının döviz rezervi sıfırlandı. Hatta daha da ileri gittiler, sıfırın altına düştü.' diyorlar. Göreve geldiğimizde Merkez Bankasının 27,5 milyar dolar döviz rezervi vardı. Şimdi 95 milyar dolar döviz rezervimiz var. Ancak bir rakam daha söyleyeceğim.

Başbakanlığım döneminde bu döviz rezervi, 132 milyar dolara kadar çıktı. Ondan sonra bir düşüşle 95'e indik. Bu ne demektir? Biz yeniden 132'ye de çıkarız 200'e de çıkarız. Çünkü biz bu işi biliyoruz. Bizim akıl hocalarımız Batı değil. CHP'nin akıl hocaları orada, IMF. Bizim akıl hocalarımız kendi içimizde. Biz birbirimizle dayanışma halindeyiz ve kendi işimizi kendimiz görürüz. Bu adımları da böyle attık. Şu anda 95 milyar dolar döviz rezervimiz var."

Saturday 13 March 2021

Türkiye, ‏bu yıl Corona yaralanmalarında en yüksek günlük artışı kaydetti

Türkiye, son 24 saatte Coronavirüs ile 14941 yeni enfeksiyon kaydetti ve bu yıl başından bu yana en yüksek günlük ücret oldu.
  Bu sonuç, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın salgınla yüzleşmek için getirilen kısıtlamaların hafifletildiğini açıklamasından iki haftadan kısa bir süre sonra geldi.

  Yetkililerin söylediği bir artışın virüs mutasyonlarından kaynaklandığını söylediği gibi, günlük ücret geçen aya göre neredeyse iki katına çıktı.

  Erdoğan geçen hafta okulların, kafelerin ve restoranların kısmen yeniden açıldığını duyurdu ve yetkililer, yeni vaka sayısının günde 10.000'in altına düşmesinin ardından hafta sonları kapatmalara getirilen kısıtlamaları gevşetti.

  Bugün Cuma günü, Türkiye Sağlık Bakanlığı verileri son yirmi dört saat içinde 66 kişinin hasrtalıkla öldüğünü göstererek ölü sayısını 29.356'ya çıkardı.
  Veriler ayrıca, ülkedeki ölü sayısının Cuma gününe kadar iki milyon 850.930 yaraya yükseldiğini gösterdi.

  83 milyon nüfusa sahip olan Türkiye, Ocak ortasından bu yana yaklaşık 10,87 milyon kişiyi aşıladı ve önümüzdeki sonbahara kadar 50 milyon aşılamayı hedefliyor.

Thursday 11 March 2021

CHP, ‏HDP ve İYİ Parti'nin araştırma önergeleri AK Parti ve MHP'nin oylarıyla reddedildi


İYİ Parti'nin Doğu Türkistan, HDP'nin "Kovid-19 pandemisinin 1. yılı" ve CHP'nin "ücretli öğretmenlerin durumu" konusunda verdiği araştırma önergeleri AK Parti ve MHP'nin oylarıyla reddedildi.


Genel Kurulda ilk olarak İYİ Parti'nin Uygur Türkleri'ne yönelik baskıların araştırılması ve sonuçlarının uluslararası topluma deklare edilmesi önergesinin görüşülmesi önerisi ele alındı.

"BU, TARİHTE EŞİ BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ BİR ALÇAKLIKTIR"

İYİ Parti Grup başkanvekili Lütfü Türkkan, Doğu Türkistan'da 1950'li yıllarda yüzde 4 olan Çinli oranının günümüzde yüzde 50 seviyesine ulaştığını söyledi.

Çin Halk Cumhuriyeti yönetiminin "aile planlaması" adı altında Uygur Türkü kadınları zorla doğum kontrolüne ve kısırlaştırılmaya maruz bıraktığını ifade eden Türkkan, şöyle konuştu:

"Çin Halk Cumhuriyeti tarafından Doğu Türkistan bölgesinde yaşayan Uygur Türklerine karşı yürütülen eylemlerin amacı Müslüman Türk varlığını yok etmektir. Uygur Türkü erkekler esir kamplarında işkence altındayken Çin devleti onların mahremlerine, hanımlarının, kızlarının bulunduğu evlere Çinli erkek memurları sözde 'Kardeş Aile Projesi' adı altında yerleştiriyor. Bu, tarihte eşi benzeri görülmemiş bir alçaklıktır. Bu mezalime karşı sessiz kalan kim varsa, bu zulüm karşısında susan kim varsa Müslüman Türk Uygur halkının çektiği bu zulmün vebalini ilanihaye boynunda taşıyacaktır."

Türkkan, TBMM'ye yakışanın, Doğu Türkistan'daki Çin zulmü karşısında ortak bir iradeyi ortaya koymak olacağını belirtti.

CHP Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal da Uygur Türklerinin yıllardır artan baskılara ve insan hakları ihlallerine maruz kaldığını, Çinli yetkililer tarafından "yeniden eğitim kampı" adı verilen kamplarda akıl almaz işkencelere tabi tutulduklarını söyledi.

Uygur Türklerinin hiçbir gerekçe gösterilmeksizin tutuklandığını dile getiren Köksal, "Bu insanlar aileleriyle görüştürülmemekte ve hatta her türlü özgürlükleri ellerinden alınmaktadır. Bu kamplarda, maalesef, dini inanışlarından, yaşam biçimlerinden ve kendi kültürlerinden vazgeçmeleri için ağır baskılar uygulandığını da hepimiz gayet iyi biliyoruz." dedi.

"ENDİŞE DUYUYORUZ"

AK Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu ise AK parti olarak soydaşların, akraba toplulukların kimliklerinin, kültürlerinin uluslararası hukuka uygun şekilde dünyanın her yerinde korunması gerektiğini söyledi. 

Türkiye olarak tüm soydaşların ihtiyaçlarının karşılanması için çalıştıklarını ifade eden Uslu, şöyle devam etti:

"Sincan Uygur Özerk Bölgesinde uluslararası kuruluşların raporlarına yansıyan insan haklarına aykırı davranışlardan da endişe duyuyoruz. Kültürel ve dini bağlara sahip olduğumuz Uygur Türklerinin temel hak ve özgürlüklerine saygı gösterilmesine, dini ve kültürel haklarının güvence altına alınmasına, eşit vatandaş olarak huzur ve güven içerisinde yaşamalarına önem veriyoruz. Türkiye, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Uygur Türklerinin mağduriyetlerinin giderilmesi, haklarının güvence altına alınmasıyla konuyu BM'ye, İslam İşbirliği Teşkilatına ve diğer uluslararası platformlara taşımaya devam edecektir."

Uslu, Çin'in şeffaf bir tutum izleyerek uluslararası toplumun giderek artan endişelerini gidermesi gerektiğini vurguladı. 

Bu hususta Dışişleri Bakanlığı'nın Çin ile görüştüğünü, Çin'in daveti üzerine Türkiye'den bir heyetin gönderilmesinin gündemde olduğunu anlatan Uslu, "Salgın koşulları elverdiği zaman Türkiye heyeti bölgeye gidecek. Bununla ilgili hazırlıklar yapılmaktadır." diye konuştu.      

ÖNERGELER REDDEDİLDİ 

Öte yandan HDP'nin "Kovid-19 pandemisinin 1. yılı" ve CHP'nin "ücretli öğretmenlerin durumu" konusunda verdiği araştırma önergelerinin ele alınması önerileri de ayrı ayrı görüşüldü.  

Grup önerileri, yapılan oylamalar sonucunda kabul edilmedi.

Türkiye son ‎10 ‏yılda en çok otoriterleşme gösteren ilk ‎10 ‏ülke arasında

İsveç merkezli V-Dem Enstitüsü”nün ‘2021 Demokrasi Raporu’na göre, Türkiye son 10 yılda en çok otoriterleşen ilk 10 ülke içerisinde.

2010’dan 2020’ye doğru olan değişimi gösteren 178 ülkelik listede Türkiye; Tanzanya ve Togo’nun bir basamak gerisinde Uganda ve Venezuela’nın bir basamak üzerinde 166. sırada yer alıyor.

Türkiye ile birlikte Brezilya, Sırbistan ve Hindistan da en kötü düşüşü yaşayan ilk 10 arasında yer alıyor.

1789 – 2020 yılları arasında 202 ülkeden elde edilen 30 milyondan fazla veriye sahip olan V-Dem Enstitüsü, binlerce akademisyen ile çalışan bir organizasyon olarak hazırlanan raporlarda çok sayıda değişkeni göz önünde bulundurulduklarını kaydediyor.

Beşinci yıllık raporlarını sunan Enstitü, 2020 yılı boyunca özellikle Covid-19 salgını ve önlemlerinin 144 ülkedeki demokratik gelişmeyi nasıl etkilediğini de inceledi.

Pandemi döneminde yaşananlar

Buna göre pandemide demokratik ülkelerin çoğu sorumlu davranırken, demokratik olduğu varsayılan 9 ülkede ciddi, 23 ülkede ise orta düzeyde uluslararası demokrasi normları zarar gördü. Türkiye demokrasisi en ciddi düzeyde zarar gören ülkeler arasında.
55 otokratik rejim pandemi sürecinde gelişmeleri daha da baskıcı hale gelmek için kullandı. Tüm ülkelerin üçte ikisi basın özgürlüklerine kısıtlama uygularken, üçte biri de acil durum önlemlerini süresiz olarak hayata geçirdi.

Bunlarla birlikte küresel ölçekte liberal demokraside yaşanan gerilemenin son 10 yıldır olduğu gibi bu yılda da devam ettiği kaydediliyor.

Dünya nüfusunun yüzde 68’nin otokratik rejimler altında yaşadığı belirtilirken, seçimlerin olduğu otokasilerin en yaygın tip olduğuna dikkat çekiliyor. Seçimsiz otokrasilerle birlikte bu tür ülkelerin sayısı 87’yi buluyor.

Rapora göre 1,37 milyar kişilik nüfusu ile bir dönem dünyanın en kalabalık demokratik ülkesi olarak anılan Hindistan artık seçimlerin olduğu bir otokrasi. Benzer şekilde son 10 yılda 41 ülke liberal demokrasiyi kaybederek seçimlerin olduğu otokrasilere dönüştü.

Wednesday 10 March 2021

Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a güldüren aşı yanıtı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisine 'sıran geldiğinde aşı olacaktın neden gidip oldun' diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yanıt verdi: Sıram geldi de ondan aşı oldum

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın kendisinin aşı yaptırmasına yönelik sorusuna yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, “Yalan söyleyenler utanır ben yalan söylemedim asla öyle bir laf da etmedim.

‘Sen vatandaş Kemal’im diyordun, sıram gelirse aşımı olacağım diyordun, neden gidip aşı oldun?' diyor. E sıram geldi de ondan aşı oldum. Allah akıl fikir versin ne diyeyim, işte bu zihniyet ülkeyi yönetiyor” dedi.

12 ŞUBAT’TA AŞI OLMUŞTU

Türkiye’ye corona virüsü aşısının ilk geldiği günlerde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca genel başkanları “topluma örnek olmak için” aşı olmaya davet etmişti.  

Bu çağrıya olumsuz yanıt veren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise ‘aşı için sırasını bekleyeceğini’ açıklamıştı. 72 yaşındaki Kılıçdaroğlu, 70 yaş üstüne yapılmaya başlanmasının ardından 12 Şubat günü aşısını oldu.


Tuesday 9 March 2021

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Başkanı istifa etti


Mart 8, 2021 Billur Alptekin
Borsa operatörü olan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası operatörü CEO’su, İran’ın yaptırımlardan kaçmasına yardım ettiği iddiaları nedeniyle eski bankasının ABD’deki davası öncesinde istifa etti.

Borsa, yaptığı açıklamada, Borsa Yönetim Kurulu’nun Hakan Attila’nın istifasını kabul ettiğini söyledi. Cuma günü izne ayrıldı ve yerine geçeceği henüz açıklanmadı. Önümüzdeki yıl halka arz planlayan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, 26 Mart’ta yıllık hissedarlar toplantısını yapacak.

Attila, devlet tarafından yönetilen Halkbank’ta başkan yardımcısı olarak görev yaptığı 2012 ve 2013 yıllarında İran’ın ABD’nin nükleer programı üzerindeki yaptırımlarını atlamasına yardım etmek için bankacılık dolandırıcılığı, kara para aklama ve komplo suçlarından 2017 yılında New York mahkemesinde mahkum edildi.

Halkbank, kısıtlı İran fonlarıyla mevduat tuttuğu iddiasıyla Amerika Birleşik Devletleri’nde yargılanmaya hazırlanıyor. İddianamede, Halkbank’ın İran’ın ABD finans sistemine erişmesine yardımcı olduğu ve yurtdışında yaklaşık 20 milyar dolar petrol ve gaz geliri harcadığı iddia ediliyor. Ayrıca Türkiye ve İran’daki “üst düzey hükümet yetkililerini” de programa katılmakla ve on milyonlarca dolarlık rüşvet almakla suçluyor. Halkbank herhangi bir suçu yalanladı ve işlemlerin mevzuata uygun olduğunu söyledi.

Davanın ABD ile Türkiye arasında son yıllarda gerginleşen ilişkileri daha da germesi bekleniyor. Geçen yılın sonlarında, ABD hükümeti Türk yetkililere ve bir devlet savunma teşkilatına, hükümetin bir Rus uçaksavar sistemi satın alması nedeniyle yaptırımlar uyguladı.

ABD hükümetinden Halkbank’a yöneltilen suçlamaları reddetmesini isteyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Joe Biden’in ABD başkanı seçilmesinden bu yana uzlaşmacı bir tavır alarak NATO ortakları arasında daha fazla işbirliği çağrısında bulundu.

Halkbank mahkemeye çıkmayı kabul etmedi ve bir finans kurumu aleyhine açılan nadir bir davada hukuk ekibinin onu temsil etmesi bekleniyor. İngiltere merkezli danışmanlık şirketi Teneo Intelligence’ın eşbaşkanı Wolfango Piccoli, Halkbank’ın suçlu bulunması ve ağır para cezası verilmesi halinde bunun Türk finans sisteminde şok yaratabileceğini söyledi.

Türkiye, Attila’nın istifasını bir jest olarak görebilir, ancak konu dışıdır. Yargılananın tüm Halkbank bankası olduğunu, siyasi bir yön alırsa ve sorumluları açığa çıkarsa büyük olasılıkla Türk hükümeti olduğunu söyledi.

Erdoğan, Türkiye’nin yatırımcılar nezdindeki itibarını yeniden inşa etmek için siyasi ve ekonomik reformlar sözü verdi ve bu hafta, sürdürülebilir ekonomik büyüme planlarını ana hatlarıyla belirten ve yüksek enflasyonu sınırlayan bir ekonomik paketi açıklayacak.

Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak, Attila’yı 2019’da İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nı yönetmesi için atadı, ancak Albayrak, merkez bankasının faiz oranlarını düşük tutarken lirayı desteklemek için dövizlerini tüketmesi üzerine Kasım ayında maliye bakanlığı görevinden istifa etti. Yerine Patfi Elvan ve Merkez Bankası Başkanı Nasi Ağbal’ın da dahil olduğu yeni ekonomi ekibi, Türkiye’yi daha geleneksel para politikalarına doğru itti.

“Amaç, kilit kurumlarda yeni çalışanlar atama ihtiyacını kabul etmekse, [Atilla’s resignation] Piccoli, “Yatırımcılar için bir hedef olarak Türkiye imajının cilalanmasına yardımcı oluyor” dedi. “Ancak uzun bir sorun listesi var ve daha sorunlu olanlar yerine kolay çözümü seçebilirler.”

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, Türkiye Varlık Fonu’na aittir. Geçen yıl Katar Yatırım Otoritesi, 200 milyon dolara İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda yüzde 10 hisse satın aldı.


Türkiye Borsası'nda 24 yıl sonra ilk kez deprem nedeniyle işlemler durduruldu.

Türkiye Menkul Kıymetler Borsası, deprem nedeniyle yaşanan yoğun satışların ardından bugün 24 yıl sonra ilk kez hisse senedi alı...