Önce Yardımları Gönderdi.. Sonra Zam Yaptı ve Vergi Arttı..

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, daha önce yaptığı açıklamada 116 ülkenin Türkiye'den yardım talebinde bulunduğunu ve bunların 55'ine yardım gönderildiğini söyledi.

Türkiye salgının başlangıcında Çin'e tıbbi malzeme gönderen ilk ülkelerden olmuştu.

Öte yandan; hükümet belli süre için bazı hizmetlerine zam yapılmasına başladı. Örneğin; Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) Başkanı Fevzi Apaydın, yaptığı yazılı açıklamada “Yolcu taşımacılığının yoğun olduğu büyükşehirlerde taksici, dolmuşçu ve halk otobüsçü esnafı zor günlerden geçiyor. Acilen yeni bir düzenlemeyle fiyatların güncellenmesi gerekir. En azından temmuz sonuna kadar bakanlığımız bize de bir el atmalı. Minibüsçü esnafımız batmak üzeredir. Bakanlığımız talimat verirse kendilerine yardımcı da olabiliriz. Yolcu seviyemiz yüzde 50 aşağı çekildi. Taksilerde yüzde 30, minibüsler ile halk otobüslerinde yüzde 50 zam bekliyoruz. Bununla birlikte bilet fiyatlarının yanı sıra ticari akaryakıt verilerek esnafımızın bu zor günlerinde destek olunmalı” ifadelerini kullandı. 

Aynı günde yani dün başka benzin hakkında bir karar alındı. Benzinin litre fiyatına bu gece yarısından geçerli olmak üzere 9 kuruş, motorinin litre fiyatına 11 kuruş zam geldi.

Ayrıca ithal birçok ürüne yeni vergiler getirildi. Ek gümrük vergisi 30 Eylül'e kadar yüzde 30, sonrasında ise yüzde 25 oranında olacak.

Vergi duyurusunda, "Dünya genelinde yaşanılan KOVID-19 hastalığı tüm ülkelerin ekonomilerini ve dış ticaretlerini olumsuz şekilde etkilemektedir" ifadeleri kullanıldı.

Bu ürünlerden:

- Altından ve kıymetli taşlardan mücevherat

- Buzdolabı ve derin dondurucular,

- Bulaşık makineleri, çamaşır makineleri, split klimalar

- Ocak ve yemek pişirme cihazları, su filtreleri, turbo kompresörler, motor parçaları, golf arabası,

- Mensucat açma sarma makineleri, çeşitli el ve ziraat aletler, metalden eşyalar,

- Alçıdan inşaat malzemeleri, ahşap kapı ve pencereler, prefabrik yapılar.

 

 

İş Verenin Talimatıyla Kurala Uymadı..

Türkiye koronavirüs önlemleri nedeniyle sosyal mesafe kuralı getirdi. Geçen ayda Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı açıklama ile getirilen sosyal mesafe kuralının en az 3 adım olduğunu ve buna uymayanlara ceza verileceğini duyurdu. Bugün bu kurala uymayanları Adana’da polis tarafından yakalandı.

Olay Ayrıntıları; Polis ekipleri, dün Tarsus- Adana- Gaziantep (TAG) yolunda oluşturulan kontrol noktasında araçlarda salgın tedbirlerine uyulup uyulmadığını denetledi.

Durdurulan 14 kişilik minibüsten, salgın tedbirleri kapsamında en fazla yedi kişi taşıması gerekirken sürücüyle birlikte 35 kişi çıktı.

Bir kısmı Suriyeli olan yolcuların mevsimlik tarım işçisi ve bu yasaklardan haberi olmadıklarını belirtildi. Minibüs sürücüsü Ahmet Sefa (30) ise iş verenin kararı ile olması gerektiğinden fazla kişi taşıdığını söyledi.

Bunun üzerine, Polis ekipleri, yaptıkları incelemenin ardından sürücüsüye ticari taşıma yolcu belgesi ve ehliyeti olmadığından, araç sahibine minibüsün amacı dışında kullanılmasından, araçtaki 35 kişiye ise sosyal mesafe kuralına uymadıkları gerekçesiyle toplamda 44 bin 452 TL idari para cezası kesti. Minibüs ise çekilerek 60 gün trafikten men edildi.

Türkiye Pandemide Normalleşmeye Hazır Mı?

Normalleşme planı ya da normalleşme takvimi adı altında sosyal medyada yer alan planla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan değerlendirme geldi. Milliyet’in haberine göre Erdoğan videokonferans yöntemi ile gerçekleştirilen toplantıda kamuoyunda oluşan beklentiyi ele aldı. 

Bu planın ilk aşamsında AVM’lerin bazı bölümleri açılmış, 65 yaş üzerine ve 20 yaş altına belirli gün ve saatlerde sokağa çıkma izni gelmiş ve berberler faaliyetlerine yeniden başlamıştı.

Edinilen bilgiye göre; haziran, temmuz, ağustos ve eylül aylarında hayata geçirilecek normalleşme takvimine dair hazırlandı.

Örneğin;

·     Nikâh salonları yüzde 25'i doluluk şartıyla haziranda açılacak.

·     15 Haziran’dan itibaren piknik alanları açılıyor, mangal keyfi başlıyor.

·     12 Haziran’da cuma namazını kılabilecekler, Camilerin iç ve dış alanlarında olacak.

·     Umre için 1 Eylül tarihi esas alınarak hazırlıklar yapılacak.

·     27 Mayıs’ta ise oteller, moteller hatta pansiyonlar müşteri kabul etmeye başlayacak.

·     İç hat uçuşları bayramdan sonra yani 27 Mayıs’ta başlıyor.

Bunun üzerine; Türkiye’de insanların yüzde 80’inin henüz virüsle karşılaşmadığını belirten Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Torun, "Haziran ayında ikinci bir dalga olabilir” uyarısında bulundu. 

Kısıtlamaların kaldırılması programının erken olduğunu söyleyen Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Torun, “Salgına dair net veriler ve şeffaflık olmadığından neye göre önlemlerin erkenden kaldırıldığına dair bir bilgimiz yok. Devrede Türk Tabipleri Birliği (TTB) ile Türk Eczacılar Birliği ve diğer demokratik kitle örgütleri olmadığı için sadece bakanlığımızın açıkladığı verileri biliyoruz. Bu da bizi hatalara sevk edebilir” dedi.

Soru Şimdi, Türkiye pandemide normalleşmeye hazır mı?

 

 

RTÜK'ün Halk TV'ye baskısı devam ediyor! 5 kez yayın durdurma cezası!

Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) Halk TV'de yayınlanan Şirin Payzın'ın sunduğu 'Sözüm Var' program gibi muhalif medyaya baskısı devam ediyor. 

RTÜK, beş yayın durdurma ve 30 bin lira idari para cezası verilmesini kararlaştırdı.

Karar bugün saat 11.30 sularında Halk TV'ye tebliğ edildi ve tebligatta cezanın bugünden itibaren uygulanacağı ifade edildi. Bu akşam yayınlanacak Sözüm Var programı için kesilen ceza; yargısal başvuru süreci zaman açısından daraltan bir saatte ve günde tebliğ edildi. 

Bunun üzerine Halk TV'nin avukatları karar tebliğ edildikten sonra yürütmeyi durdurma kararı için harekete geçti.

Gün içerisinde bu süreç sonuçlanırsa, Halk TV'de saat 21.00'da Sözüm Var programında Şirin Payzın, programında daimi konuk olan Levent Gültekin ve Murat Sabuncu'nun izleyicilerle buluşacağı belirtildi.

Sosyal media hesablarında Halk TV’e farklı destek verenler ortaya çıktı.

Örneğin; Haberi Twitter hesabı üzerinden duyuran gazeteci İsmail Saymaz, "Karar bugün tebliğ edildi. 'Tesadüfe' bakın ki, 'cezayı bugünden itibaren uygulayın' deniyor. İtiraz için süre bile verilmiyor!" diyerek tepki gösterdi.

Cumhuriyet gazetesi eski genel yayın yönetmeni Murat Sabuncu da sosyal medyadan yaptığı açıklamada, "Sadece kendimiz için değil; sözü, sesi kesilen, iftira dolu iddianameler, algı operasyonları ile tutuklu olan/ ceza alan tüm meslektaş ve baskı altındaki tüm yayın kuruluşları ile dayanışma içindeyiz." dedi.

 

 

İBB sosyal yardım verilerini açıkladı!

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Askıda Fatura uygulamasıyla 100 binden fazla ihtiyaç sahibi ailenin faturasının ödendiğini duyurdu. İmamoğlu, “Ailelerden o kadar samimi mektuplar geliyor ki, Türkiye'nin dört bir yanındaki tüm hayırseverlere teşekkürler” dedi. Bu uygulama kapsamında ihtiyaç sahibi olduğu ailelerin ödemek zorluk çektiği ve İSKİ ile İGDAŞ'a ait su ve doğalgaz faturaları ödendi.

Sonra İBB bu uygulamasında sosyal yardımların verilerini açıklamaya başladı.

Buna göre 12 Mayıs itibariyle sosyal yardım için yapılan başvuru sayısı 934 bin 128, ihtiyaç tespiti yapılan kişi sayısı 613 bin 743 olarak açıklandı, ve en çok sosyal yardım başvurusunda bulunan ilçelerin Esenyurt, Bağcılar, Küçükçekmece ve Sultangazi olduğu belirtildi.

Gıda ve hijyen kolisi teslim edilen aile sayısı 186 bin 53, alışveriş destek kartı teslim edilen aile sayısı 31 bin 201, psikolojik danışmanlık verilen vatandaş sayısı 11 bin 119 olarak açıklandı.

Askıda bekleyen fatura sayısı 136 bin 427, askıda alınan fatura sayısı 115 bin 98, toplam ödenen fatura miktarı 14 milyon 836 bin 533 TL oldu.

İBB Sözcüsü Murat Ongun son verilerle ilgili bir açıklama yaparak, “İstanbul’da kimseyi geride bırakmıyor, yüz binlerce ihtiyaç sahibine ulaşıyoruz. İBB’nin sosyal yardım faaliyetlerini size düzenli verilerle iletmeye devam edeceğiz” dedi.

Sonunda;

·     Askıda fatura başvurusu için askidafatura.ibb.gov.tr sayfasına giriş yapıyorsunuz.

·     Ardında sayfada “ASKIDA FATURA BIRAK” butonuna tıklıyorsunuz.

·     Karşınıza çıkan sayfada kişisel bilgileri doldurup “ASKIDA FATURA BIRAK” butonuna tıklıyorsunuz.

 

Böylece Salgın İkinci Dalgasınıı Başlattınız!

Yeni koronavirüs salgınıyla beraber faaliyeti geçici olarak durdurulan işkollarından biri de, berber, kuaför ve güzellik merkezleri idi. 45 günden fazla kapalı kalan işyerleri, 11 Mayıs 2020 itibariyle yeniden açıldı. Salgının halen devam ettiği bu günlerde berber, kuaför ve güzellik merkezlerinin açılmasının nasıl bir etkisi olacağı merak konusu. Ayrıca AVM saat 11.00'da yeniden kapılarını yeniden açtı. AVM'ye girmek isteyenler sabah saat 10.00'da gelerek uzun kuyruklar oluşturdu. Bazı vatandaşlar AVM önündeki banklarda oturarak açılışı bekledi. Kuyruktakilerin maske taktıkları görülürken, bazı vatandaşların ise sosyal mesafe kuralına uymaması dikkat çekti.

Bu bütün işyerlerinin açılması kararının salgın mücadelesinde gerçek ve çok riskli etkisi vardır.

Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Hacettepe Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan bu etkisiden bahsedip koronavirüs taşıyan 400 bin kişinin aramızda dolaştığını belirterek, virüsü bulandırma riski yüksek olan sağlık personeli, garson, kasiyer, berber, otobüs şöförü, otel çalışanı, satış elemanı gibi meslek sahiplerine test yapılmasını gerektiğini söyledi.

Yaptığı paylaşımda şunları kaydetti:

"Ülkemizde virüsü bulaştırabilecek, ancak kendisinde virüs bulunduğunun farkında olmayan 400 bin civarında insan aramızda dolaşıyor.

Bir araya toplanmaların arttığı bu günlerde en azından virüsü bulundurma riski yüksek olan sağlık personeli, garson, kasiyer, berber, otobüs şoförü, otel çalışanı, satış elemanı gibi meslek sahiplerine, belirti olmasa bile test yapılması ve bulunanlara izolasyon yararlı olur."

Soru Şimdi; Hükümet AVM ve Güzellik Merkezlerinin Açılması Riskini Fark Eder Mi?!

 

Beyaz Meleklerimizin Günü...

Bugün, modern hemşireliğin kurucusu Florence Nightingale’in doğum günü de olan “12 Mayıs Uluslararası Hemşireler Günü”. Dünyayı kasıp kavuran koronavirüs salgınında yoğun bakım servislerinin savaşçıları olarak cansiperane görev yapan hemşireler, “Meslek hayatımızın en zor dönemini geçirsek de taburcu olan her bir hasta bizim için en büyük mutluluk” diyor. Salgına karşı canı pahasına çalışan hemşireler verdikleri bu mücadeleyi Milliyet’e anlattı.

Yoğun bakım hemşiresi 27 yaşındaki Gizem Temeltaş, salgın ile mücadele günlerinin başında zorlandıklarını ancak etkili mücadele sayesinde hasta sayısının azaldığını söyledi.

Kendisinin de enfekte olduğunu belirten Temeltaş, şöyle konuştu:

"Vaka ve ölüm sayısı azaldığında çok mutlu oluyorum. Bana çalışma gücü veriyor. Vaka sayısı o gün tek hasta bile azalsa bize umut veriyor. Hemşire olarak yaptığımız işin ne kadar kutsal olduğunu bu süreçte daha iyi anladım. Hemşire olduğum için komşularım sürekli yemek getiriyor. Otobüslerde ise vatandaşlar bana yer veriyor. Bu çok güzel bir şey. Duygulanmamak elde değil."

Hemşireliğin kadın mesleği olarak görülmemesi gerektiğine işaret eden Gökhan, "Artık bu algı değişti. Erkekler de bir kadının gösterdiği özveriyle çalışabiliyor. Biz pandemiyi bir savaş olarak görüyoruz. İlk başta çok az panik yaşadık. Sonra cephede nasıl durmamız gerektiğini öğrenince rahatladık" ifadelerini kullandı.

Başhekim Doç. Dr. Abdurrahman Hamdi İnan ise hemşirelerin, pandemi sürecinde doktorlarla omuz omuza mücadele ettiğini, onların özverili çalışmaları sayesinde Türkiye'nin salgını kısa sürede kontrol altına almayı başardığını söyledi.

 

Yayıncılık Sektörü Gerçek Bir Kriz Yaşar..

Koronavirüs salgınının ekonomik etkileri gazetelerin yanı sıra yayın evlerini de vurdu.

Yayıncılık sektörü Koronavirüsün yarattığı gerçek bir kriz yaşar.

Türkiye Gazeteciler Sendikası verilerine göre, ülkede 11 Mart’ta ilk vakanın görülmeye başlamasından bu yana ulusal gazetelerin tirajları yüzde 38, yerel gazetelerin tirajları ise yüzde 60 düştü.

Ülke genelindeki gazeteler yüzde 70 oranında resmi ilan kaybı yaşarken. Türkiye Yayıncılar Birliğine göre ise satışları yüzde 63 azaldı. Nisan ayında internetten yapılan kitap satışları beklenenin üzerinde arttı, ancak geçen senenin nisan ayına göre yüzde 17 düştü.

Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk’e göre; bu durumda 6 binden fazla kitapçının yarısı kapanır, 40 bin kişi de işsiz kalır.

Kocatürk açıklamasında: “Türkiye’de ortalama bir yayıncının bu koşullara 3 aydan daha fazla dayanacak gücü yok. Eğer sektöre ciddi bir destek gelmezse ve bu yıkıcı indirimler devam ederse haziranda pilimiz biter. Ülke genelindeki 6 bin kitapçının yarısından fazlası kapanır. 40 bin kişi işsiz kalır” ifade etti.

Öte yandan; Yalnızca geçen sene 68 bin yeni kitap üreten sektör, dünyada en çok yeni kitap üreten 6. ülke konumundaydı. Ancak marttan itibaren yeni kitap üretemediklerine dikkat çeken Kocatürk, “Cirolarımızın yüzde 30-35’i yeni kitaptan gelir. Bu olmadığında yıl sonunda en iyi ihtimalle yüzde 40 civarında bir ciro kaybı yaşarız” dedi.

Sonunda yayıncıların devletten talepleri şöyle: “Kısa Çalışma Ödeneği (her çalışan alamıyor) belli bir süre daha devam etmeli. Bu kredilerden (Nefes Kredisi vs.) yararlanmamıza öncelik verilmeli. Kültür ve Turizm Bakanlığı kitap alım bütçesini artırmalı. Milli Eğitim Bakanlığı okul kütüphanelerine, Adalet Bakanlığı hapishanelere kitap almalı. Yerel yönetimler gezici kütüphaneler açarak yayıncılara destek olmalı.”

 

Bu İnsan Değil.. Bu Bir Canavardır!

İzmir Menderes'te bir vahşet yaşandı. Bir vahşet bütün hayvan haklarını ihlal ediyor.

Olay iddiaya göre Adının Mehmetcan G. olduğu belirtilen bir kişiye ait olduğu ileri sürülen hesaptan bir hayvan cesedi (köpek olduğu belirtiliyor) ve üzerinde "yanınca böyle oluyormuş" ifadesinin olduğu fotoğrafı paylaşılmış.

Kısa sürede bu fotograf sosyal medyada yayıldı ve Türkiye'nin gündemine giren olaya hayvanseverlerden ve her insandan büyük tepki yağdı. 

Gelen tepkiler üzerine “Bu ilk ve son oldu özür dilerim” diyen M.Ç tepkilerin büyümesi ve sosyal medyada “tutuklansın” etiketi açmasıyla birlikte M.Ç önce yayınladığı videoyu sildi. Daha sonra tüm videoları ve profil resmini sildi. Ardından hesap adını değiştirerek M.Ç suçsuzdur yazarak kendini suçsuz ilan etti.

Sonra polis ve jandarma ekiplerine haber vermesi sonrasında şahsın İzmir’de yaşayan M.Ç olduğu iddia edildi. Hayvanseverlerin ve vatandaşların İhbarları sonrası emniyet güçlerinin harekete geçmesi bekleniyor.

Ocak ayında AK Parti'nin, hayvan haklarını korumaya ilişkin hazırladığı yeni yasa teklifine göre, bu ay Meclis gündemine taşınacak. 'Hayvan Haklarını Koruma Kanunu' teklifi ile hayvanlara eziyet eden, işkence yapan ve öldürenlere ağır hapis cezası yaptırımı uygulanacak.

 

 

Kılıçdaroğlu: Ateş Olsan Cürmün Kadar Yer Yakarsın!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, basın açıklamasında Erdoğan ve onun yapılandırdığı bütün kurumların CHP’ye yönellik açacağı kampanyadan bahsetmeye başladı.

Kılıçdaroğlu sözleri çok belli ve kesindi. CHP belediye başkanları AKP’nin yaplıdığı engelleri aşabildiğini ifade etti.

BBC Türkçe’nin haberine göre, Kılıçdaroğlu “Önümüzdeki süreçte Erdoğan ve onun yapılandırdığı bütün kurumlar CHP’ye yönelik bir kampanya açacaklardır. Bundan hiçbir endişem yok. CHP’yi tasfiye edecekmiş. Kendi tasfiyesini hazırlıyor aslında” diye konuştu.

Son zamanlarda bütün türkiye vatandaşları darbe ve erken seçim ile ilgili farklı soruları vardı bu yüzden Kılıçdaroğlu kesin cevabı onlara vermeyi tercih etti.

Bu cevap; “Bizim gördüğümüz tabloyu Erdoğan’ın görmemesi mümkün değil. Düşman olarak da CHP’yi görüyor.

CHP olarak biz demokrasi aleyhine ne söyledik? Hiçbir şey. Kaldı ki bütün darbelerden en çok zararı gören CHP’dir. CHP’nin genel başkanları hapse atıldı darbelerde.

CHP’nin mal varlıklarına el konuldu. Dolayısıyla darbelerden en çok zarar gören parti biziz. Erdoğan yaygın medya kanalıyla, CHP’nin demokrasiye karşı olduğunu anlatmaya çalışıyor. “

Açıklamasının sonunda Kılıçdaroğlu ‘Sosyal devlet anlayışı’ korunması gerektiğini ifade etti.

 

 

 

 

Dolardan Kaçış İçin Son Fırsat Kaybedildi Mi?!

Dünya Sağlık Örgütü’nün COVID-19 salgınını bir pandemi olarak tanımlamasından sonra dünyanın önde gelen borsalarında %30’lara yaklaşan değer kayıpları yaşanmıştı. Vaka sayılarının yüksek seyrettiği ülkeler teker teker ekonomik hayatı destekleyici politikalar açıklamaya başladı. Türkiye’de son beş yılda TL’nin ABD Doları karşısındaki değer kaybı verili bir olgu olarak alınmaya başlanmışken salgın sürecinde bu kayıp daha da hızlandı.

Fakat dolar durdurulamıyor, son günlerde Türkiye'de piyasaların kapalı olması nedeniyle piyasanın da hacimsiz olmasıyla 7'nin üzerine çıktı.

Sonra pazartesi günü tahminlerden yüksek gelen enflasyon verisi sonrası yükselişini sürdürerek 7,05 ile 13 Ağustos 2018'den beri en yüksek gün içi seviyeye çıkmıştı. Kur değer kazanarak 7,09 seviyesinin üzerine yükseldi.

Bloomberg HT'nin haberine göre küresel çapta dolar talebi son dönemde Türk Lirası ve birçok gelişen ülke para birimine baskı yapmaya devam ediyor.

 

Bugün de Piyasalar, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak Türkiye'nin ekonomik durumu uluslararası yatırımcılara anlatacağı toplantıya odaklanırken, dolar/TL gün içinde 7,15 seviyesini aştı.

Soru Şimdi; Dolardan Kaçış İçin Son Fırsat Kaybedildi Mi?!

 

 

Söylenildiği Gibi İbrahim Yaşasın!

24.2.2020 tarihinde Silivri Cezaevi'nde terör örgütü kurma ve yönetme suçlamasıyla tutuklu bulunan Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek, Adli Tıp Kurumu'nun cezaevinde kalmaya uygun olmadığına yönelik raporunun ardından İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesince tahliye edildi. İbrahim Gökçek hakkında yurt dışı yasağının yanı sıra ev hapsi kararı verildi.

İbrahim Gökçek orada yaklaşık 200 gün açlık grevi yapmış, Ocak ayının başında ölüm orucuna başlamıştı.

Geçmiş ayda ise Grup Yorum üyelerinde iki kişi hayatını kaybetti; Helin Bölek, 3 Nisan’da, eyleminin 288’inci gününde vefat etmişti ve 28 yaşındaki Mustafa Koçak da 24 Nisan 2020 tarihinde eyleminin 217. gününde yaşamını yitirmiştir.

Bugün Grup Yorum, konser yasakları ve baskılara karşı ölüm orucu eylemine başlayan İbrahim Gökçek'in ölüm orucunu sonlandırdığını ve  hastaneye kaldırıldığını açıkladı.

Grup Yorum, yaptığı açıklamada "Direnişimiz siyasi zafere ulaşmıştır. Bütün dünya direnişimizi duydu. Mücadelemiz sürecek" dedi.

İnsan hakları örgütleri İbrahim Gökçek’i yaşatmak için konser başvurusunda bulunmuştu. Halkın Hukuk Bürosu dün yaptığı açıklamada, Grup Yorum’un cezaevinde olmayan üyeleriyle birlikte bugün İstanbul Valiliğine başvuruda bulunacaklarını açıklamıştı. Açıklamada, "Valiliğe giderek konser başvurusunda bulunacağız. Konser başvurularının derhal kabul edilmesini istiyoruz. Bugün ziyaretimizde gördüğümüz üzere durumu giderek ağırlaşmakta ve hayati riski artmaktadır. Yetkilileri, İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere Cumhurbaşkanlığı ve Valiliği göreve davet ediyoruz. Konser başvuruları kabul edilsin, İbrahim yaşasın" denilmişti.