Sunday 28 February 2021

ihvan ile Erdoğan arasında kendilerini temsil edecek resmi bir parti kurmak için görüşmeler


Erdoğan gelecek seçimleri garantiye almak için kendisine sadık partileri artırmak istiyor.


Erdoğan: İhvan-ı Müslimin'i terör örgütü olarak görmüyorum

Suudi Arabistan'ın El Arabiya kanalına konuşan Erdoğan, Müslüman Kardeşler Teşkilatı'na ilişkin, "Ben o konuyla ilgili olarak da söylüyorum; ben İhvan-ı Müslimin’i bir terör örgütü olarak görmüyorum. Çünkü İhvan-ı Müslimin silahlı bir örgüt değildir. İhvan-ı Müslimin bir düşünce örgütüdür. Kaldı ki şu anda da zaten dağınık bir konumdalar, öyle bir durumları söz konusu değil. Silahlı bir eylemlerini gördüğüm anda, silahlı bir eylemlerine şahit olduğum anda ben Müslüman Kardeşler’e karşı da aynı tavrı takınırım. 

Ama şu anda Müslüman Kardeşler Cemiyeti’nin silahla bir alakası yok. Bunlar bir düşünce kuruluşu konumundadır. Silahlı bir eylemin içerisinde olmayan böyle bir derneğe, vakfa, cemiyete veya örgüte kalkıp da siz terör örgütü muamelesi yaparsanız, bu pek şık düşmez diye düşünüyorum. Bizim ülkemizde de her cemiyet, her vakıf normal faaliyetlerini yapabilir. Ama teröre bulaştıkları anda biz gereği neyse yaparız; diğer teröristlere ne uyguluyorsak aynısını onlara da uygularız" değerlendirmesinde bulundu.


YAŞ toplantısında, 700 kadar albayın emekli edilmesindeki giz nedir? Güvenlik güçlerinin ihtiyaç duyulması halinde Silahlı Kuvvetler’in ateş gücünden yararlanmasına ilişkin düzenleme neyin hazırlığıdır? Polis sayısının, Silahlı Kuvvetler toplamının yarısını geçmiş olması sadece asayişle mi ilgilidir? Çağdaş dünyada devletin gücü inzibat kuvvetlerinin çokluğu ile değil, hukukun üstünlüğü ve bürokrasisinin sağlamlığı ile ölçülüyor.

Kılıçdaroğlu: ‏Ücretsiz aşılar fatura edildi mi?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çin'den ücretsiz ithal edilen 1 milyon doz aşının Devlet Malzeme Ofisi'ne fatura edilip edilmediğini sordu. Aşıların bedelsiz temin edildiğini gösteren gümrük belgesi ortaya çıktı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasında Çin'den ithal edilen koronavirüs aşıları ile ilgili sorular sordu.

Kılıçdaroğlu, "Sağlık Bakanı’na ‘Aşıda (Sinovac) aracı olan var mı’ diye soruluyor. Sağlık Bakanı ‘Doğru değil, herhangi bir aracı yok’ diye açıklama yapıyor. 9 Şubat 2021’e kadar 10 milyon 162 bin 123 doz aşı getirildi. Esenboğa Gümrüğü'nden geçiyor aşılar. 1 milyon 242 bin doz aşı, Keymen İlaç A.Ş. tarafından faturalanıyor. 1 milyon doz aşı için ücret alınmıyor. 12 milyon dolarlık aşı ücretsiz verilmiş. Sayın Bakan ve Erdoğan’a soruyorum: Ücretsiz olarak ithal edilen 1 milyon aşı, Devlet Malzeme Ofisi’ne her dozu 12 dolardan fatura edildi mi, edilmedi mi? İthal edilen bir milyon doz aşı, ücretsiz olduğu Esenboğa Gümrüğü'ndeki beyannamesinde var. Bu firma 1 milyon doz aşıyı, her dozu 12 dolardan ithal etti mi etmedi mi?" dedi.
Diğer yandan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği, Çin'den gelen 1 milyon doz koronavirüs aşısına dair gümrük belgesi ortaya çıktı. Belgede "bedelsiz" ibaresi dikkat çekiyor.


Gara'dan Erdoğan sorumlu"
Gara operasyonuna ilişkin açıklamalarda da bulunan Kemal Kılıçdaroğlu, geçen hafta operasyona ilişkin beş soru sorduğunu hatırlatarak, "Bu insanlarımız ölmeyebilir miydi, hayatta olabilir miydi? Beş buçuk altı yıldır terör örgütünün elinde, neden ilgilenmediniz? Soru haklı mı haklı. İstanbul seçimlerinde mektup aldınız. Kendi seçimin için oy ver diye mektup alıyorsun, 13 kişinin hayatı için almıyorsun, neden?" dedi. "Kalktın, bu operasyon başarısız oldu’ dedin. Sorumlusu olması lazım. Kim bu sorumlu? Erdoğan sorumlu" şeklinde konuşan Kılıçdaroğlu, sorularının cevaplarını almadığını belirterek, "Bana hakaret edeceğine millet bu soruların cevabını merak ediyor beyefendi" dedi.

Saturday 27 February 2021

Dün her şey değişiyor deniyordu bugün ‎27'si akraba çıktı


Dün her şey değişiyor deniyordu.

Sayıştay Başkanlığı ‘İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) 2019 Yılında hazırladığı Denetim Raporu’nda; “Objektif ve denetlenebilirlik ilkelerine riayet edilmemiş, ilanların büyük çoğunluğunda spesifik ve belli bir kişiyi çağrıştıran şartlar istenmiştir. Bunun sonucunda da, alım yapılacak toplam 195 kadronun tamamı için sadece birer kişi başvuru yapabilmiş ve aynı kişiler kadrolara alınmıştır” ifadelerine yer verildi.
Sayıştay ayrıca şube müdürlüğü kadrolarına, şube müdüründen daha üst görev niteliğinde bulunan kadrolardan sınavsız atama yapılmasıyla ilgili, eşitlik, liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde atama yapılması şartları dikkate alınmaksızın atamalar gerçekleştirildiği bulgusuna yer verdi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) Üyesi Mahir Polat’ın Meclis gündemine taşıdığı önergesine gelen cevabı değerlendirdi.

CHP’li Polat, “Üniversitelerin düşünce ve bilim üreten eğitim kurumları olmaktan çıktığını, AKP iktidarıyla üniversite kadrolarının siyasallaşarak partizanlık, eş, dost ve akraba ilişkileri gözetilerek adrese teslim kadrolarla doldurulduğunu daha önce de defalarca kez gündeme getirdik. Gençlerin hayallerini çalıyorlar” dedi.

ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜNDEN DAHA ÜST GÖREV NİTELİĞİNDE KADROLARA SINAVSIZ 16 KİŞİ ATANDI

CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat’ın soru önergesine ilgilisi olduğu İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Saffet Köse tarafından verilen cevapta; şube müdürlüğünden daha üst görev niteliğinde bulunan kadrolardan 16’sının şube müdürlüğü kadrolarına sınavsız olarak atamasının yapıldığı belirtildi. Polat, “Bu durum kabul edilemez. Binlerce vatandaşımız sınavlarda alın teri dökerken bu kadrolara birileri için sınavsız atama yapılıyor. 

Her fırsatta kul hakkından bahseden yöneticiler söz konusu kendi eş dost atamalarına geldiğinde kul hakkı yemekten çekinmiyorlar” dedi.

AKP Gençlik Kollarının Hatay kongresinde tepki çeken görüntüler: ‏Davullu zurnalı eğlence yapıldı!

AKP'nin pandemiye rağmen ülke genelinde düzenlediği 'lebaleb' kongrelerden birisi de Hatay'da yaşandı. Gençlik kollarının 11 Şubat'ta düzenlediği kongresinde davullu zurnalı eğlence yapıldığı ortaya çıktı. 
Görüntüler, sosyal medyada paylaşılmasıyla büyük tepki topladı.

AKP kongrelerinde gündeme gelen ‘lebaleb’ manzaraların bir benzeri de Hatay'da yaşandı.
 Şubat’ta gerçekleştirilen Hatay İl Gençlik Kolları 6. Olağan Kongresinde partililerin kapalı mekanda bir araya geldiği, pandemi kurallarına dikkat etmediği, şarkılar söylediği, davullar eşliğinde birbirlerini omuzlarına alarak oyun oynadığı anlar yaşandı.


Sözcü'den Can Çapar'ın haberine göre, gençlik kolları kongresinde AKP Defne Gençlik Kolları Başkanı Yusuf Özyurt, partililer tarafından omuzlara alındı, kongre bir düğün havasında kutlandı. Sosyal mesafenin hiçe sayıldığı görüntülerde birçok kişinin maske takmadığı da görüldü.

Milletvekilleri, il başkanı, belediye başkanları ve partililerin kongrede sosyal mesafeye dikkat etmeden oturduğu görüntülere yansıdı. Görüntüler, sosyal medyada paylaşılmasıyla büyük tepki topladı.

Omuzlardaki görüntüsüyle dikkat çeken AKP Defne Gençlik Kolları Başkanı Yusuf Özyurt, kasım ayının sonlarında Covid-19’a yakaklanması ve ilerleyen günlerde hastalığı atlatmasıyla da gündeme gelmişti.


Thursday 25 February 2021

Erdoğan’dan ‎‘128 ‏milyar dolar nerede?’ ‏sorusuna yanıt


Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun Merkez Bankası'nın döviz rezervi hakkındaki "128 milyar doları ne yaptın, kime verdin?" sorusuna yanıt verdi: Salgın bahanesiyle yeni bir finansal dalgalanma oluşturmak isteyenlere, elimizdeki tüm araçları kullanarak fırsat vermedik. Kılıçdaroğlu'nun sürekli sorduğu dövizlerin önemli bir bölümü işte bu mücadelede kullanılmıştır.


Geçen hafta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’yla girdiği ‘Gara operasyonu' polemiği sonrası karşılıklı davalık olan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuşuyor:


Bundan üç yıl önce 15 Temmuz gecesi meydanlarda kurduğumuz Cumhur İttifakı’nı hukuki zemine kavuşturma adımımızı atmıştık. Bu ittifakın ülkemizin birliği, bütünlüğü ve devletimizin bekası en onurlu en hasbi ittifakı olduğunu görüyoruz. Tarihi mücadelemizde Cumhur İttifakı’nın çok büyük katkısı vardır. Yine nice saldırıyı da Cumhur İttifakı’nın güçlü zemininde karşılayıp boşa çıkardık.


ANLAYIŞ BİRLİĞİ BULAMAZSINIZ

– CHP bir yanına terör örgütünün güdümündeki partiyi diğer yanında yerli ve milli hassasiyetleri koruduğunu ümit ettiğimiz diğer bir partiyi alarak ilerledi. Bu zoraki ittifakın içinde ülkenin milletin birlik ve beraberliği konusunda anlayış birliği bulamazsınız. 

Uluslararası saldırılara karşı devletinin yanında yer alma erdemini hiç göremezsiniz. Karşımızda dışarıdan üflenen sufleleri muhalefet kılıfı altında dillendiren bir heyula var.


SÜZME FAŞİST BİR PARTİDİR

– Millet tek parti devrinden beri CHP’nin ciğerini biliyor. CHP’nin içinde demokrasi yoktur. Çünkü sadece lafını ettiği, istismarını yaptığı demokrasinin d’sinden bile nasibini almamış süzme faşist bir partidir. CHP’nin içinde kalkınma da yoktur. Milletin işine yarayacak hiçbir işe yaraşmaz. Adalet yoktur. Milli ve yerli hassasiyet yoktur. Çünkü duruşunu milletine göre değil önüne konan senaryolara göre belirler. Taciz, tecavüz, hırsızlık vukuatlarıyla bile yüzleşemeyecek kadar kibir bataklığına bulaşmıştır.

ŞEHİRLERDEKİ MANZARA BUNU ANLATIYOR

– Taciz, tecavüz, hırsızlık vukuatlarıyla bile yüzleşemeyecek kadar kibir bataklığına bulaşmıştır. CHP kayıp bir partidir. Bu sadece siyasetin değil, ülkenin kaybıdır. Hiç uzağa gitmeye gerek yok. Sadece yağan karın ardından CHP’li belediyelerin yönetimindeki şehirlerdeki manzara bunu anlatıyor

Moritanya'da dini işbirliği kapısından sessiz bir Türk açılımı


Türkiye, Libya'daki varlığı endişe kaynağı haline geldikten ve devrik müttefiki Ömer el Beşir'in düşmesiyle Sudan Kapısı'ndan genişleme projesi sekteye uğradıktan sonra Afrika'ya birden fazla kapıdan girecek çıkışlar arıyor. Şu anda İslami grubu sokağa taşımak ve orada geçici otorite tarafından yürütülen ve birkaç Kardeşlik liderinin tutuklanmasıyla sonuçlanan bir güvenlik kampanyasından sonra etkisini yeniden sağlamak için göndermeye çalışıyor.


  Türkiye'nin Afrika'da amansız bir genişleme yolu bağlamında yaptığı son hamlede Ankara, Moritanya'nın başkenti Nouakchott'taki dini işbirliği kapısı yoluyla nüfuzunu genişletmek için yeni bir girişimler döngüsü başlattı. insani ve yardım yardımı başlığı.

  Salı günü Ankara, sivil toplum kuruluşlarının dini platformlarda vaizler aracılığıyla aşırılığın yayılmasında Türkiye'nin rolünü kınarken, daha önce Batı'da endişe uyandıran bir şey olan, Moritanya tarafı ile imam ve vaiz yetiştirme alanında işbirliğini artırmanın yollarını tartıştı. Birkaç Avrupa ülkesinin Güvenlik servislerine göre, camilerde ve çevresinde pek çok şüphenin bulunduğu savunuculuk ve hayır kurumlarında.

  Toplumsal ve ekonomik krizler ve sivil barışı tesis etme mücadeleleri ile yüklenen Moritanya'da imamların veya insani yardım çalışmalarının eğitilmesi ve dini ve eğitim okullarının açılması sosyal dokuya sızmanın en yakın ve en kolay yoludur.

  Türkiye bu kapıdan Moritanya arenasına dönüyor, ayaklarını sağlamlaştırmak ve otorite ile İslamcılar arasındaki siyasi gerilimlere tanık olan Afrika arenalarından birine girmek için yeni bir çıkış yolu açmak istiyor.

  Son yıllarda, Moritanya İslamcıları, bazıları devletin medeniyetini reddeden ittifaklar yoluyla siyasi arenaya geri dönmeye çalıştılar.

  Moritanya Diyanet Bakanlığı'nın Facebook sayfasında yayınladığı açıklamaya göre, Moritanya İslami İşler Bakanı Dah Ould Sidi Ould Omar, Bakanlık'ın Nouakchott'taki merkezinde Türkiye Büyükelçisi Cem Kahayaoğlu ile bir araya geldi.



  Bakanlık yaptığı açıklamada, İslami İşler Sektörü'nün yakında faaliyetlerine başlamak için çalıştığı İmam Eğitim Merkezi'nin vizyonuna göre, toplantıda "iki ülke arasında özellikle imam ve vaiz yetiştirme alanında işbirliği ilişkileri ele alındığını söyledi. . "

  Moritanya hükümeti Eylül ayında imamlar ve vaizler için bir eğitim merkezi kurma prosedürlerini başlattı. Amacının "topluluk önünde konuşma becerilerini güçlendirmek ve akademik standartları geliştirmek" olduğunu söyledi.

  Türkiye kendi adına, okullar ve hayır kurumları aracılığıyla Moritanya'daki varlığını güçlendiriyor, ancak yıllar önce Moritanya arenasına sızmak için eğitim sektörüne odaklanmaya başladı ve ayrıca Moritanya öğrencileri Türk üniversitelerinde okumaya çekmek için çalıştı.

  Bölgede Kardeşler'in güçlendirilmesi projesine öncülük eden ve bu hedefe ulaşmak için büyük çaba gösteren Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şubat 2018'de Moritanya'yı ziyaret etti.


  Moritanya, Türkiye'nin bu kapılardan geçmeye çalıştığı tek destinasyon değildi, çünkü bunu daha önce Sudan arenasında test etmiş ve devrik Devlet Başkanı Ömer el Beşir döneminde önemli kazanımlar elde etmişti, ancak Sudan'daki genişleme projesi başladı. Ordu, güçlü bağları olan Başkan Ömer el Beşir'i görevden aldıktan sonra dağıldı. Erdoğan ve siyasi İslam gruplarına destek için görüştü.

Wednesday 24 February 2021

Türkiye, ‏hizmet hareketine üye oldukları iddiasıyla ‎130 ‏yeni askeri tutukladı

Türk yetkililer, 47 ili hedef alan kampanyalarla çoğu hava kuvvetlerinden olmak üzere askerlik hareketine üye oldukları iddiasıyla 130 askeri tutukladı.

  Soruşturmalar, şüphelilerin servisin hareketiyle iletişim kurmak için ankesörlü telefonları kullandığını belirtti. Ordunun çeşitli kesimlerinden 148 şüpheli hakkında tutuklama emri çıkarılırken, İzmir merkezli 47 ilde 130'u tutuklandı.

  Yapılan incelemelerde, tutuklulardan 47'sinin Hava Kuvvetleri'ne, 18'inin Deniz Kuvvetleri Komutanlığına, 12'sinin Kara Kuvvetlerine, 38'inin jandarmaya ve 19'unun Sahil Güvenlik'e ait olduğu belirtildi. Askeri okul öğrencisi olan zanlılardan 14'ünün darbe girişiminin ardından işten çıkarıldığı ortaya çıktı.

  Şüpheliler arasında bir albay, 3 binbaşı, 8 yüzbaşı, 31 teğmen, 66 astsubay ve 25 profesyonel çavuş bulunduğunu belirtti.

  Türk yetkililer, hizmet hareketini Temmuz 2016 ortasında Türkiye'deki darbe girişiminin arkasında olmakla suçlarken, muhalefet bunun "Erdoğan" ve onun sağ ve sol milliyetçi müttefikleri (Milliyetçi Hareket) tarafından düzenlendiğini söylüyor. Parti ve Ulusal Parti) direnenlerden kurtulmak için. Yeni bir otoriter rejimin kurulmasından önce.

MHP Genel Başkanı Bahçeli'den gençlere mesaj: ‏Diyeceğiniz ne varsa gelin çözelim


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Bahçeli, gençlere seslenerek "Diyeceğiniz ne varsa söyleyin, çözelim ama üniversite kapılarında terör örgütlerinin dolduruşuna gelmeyin, buna müsaade etmeyin" dedi.

Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, grup toplantısında sadece Türk gençliği üzerine konuşacağını, dertleşeceğini ve görüşlerini açıklayacağını söyledi. Bahçeli, özellikle 4 Ocak 2021 tarihinden itibaren Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşanan olayların Türk gençliği üzerinde oynanan oyunları, geniş çaplı istismar kampanyalarını yeniden ve tüm çıplaklığıyla deşifre ettiğini belirtti.

Bahçeli, gençliğin gelecek ümidi ve iradesi olduğunu bildirerek "Biz kuşakları 'X', 'Y', 'Z' kategorisiyle ele almıyor, bu şekilde analiz etmiyoruz. Çünkü bu ayrımın alfabenin diğer harflerine kadar ulaşacağını, buradan da bir sonuç çıkmayacağını düşünüyoruz. Milleti bir görüyor, adına 'Türk milleti' diyoruz. 

Gençliği bir değerlendiriyor, müstesna unvanına 'Türk gençliği' diyoruz. Geleceğimizden tasarruf yapamayacağımıza göre, gençlikten taviz vermemiz, onlara kulak tıkamamız, onları hayatın kaotik şartlarında sahipsiz bırakmamız kuşku yok ki söz konusu olamayacaktır. Düşüncesi, siyasi ve ideolojik aidiyeti ne olursa olsun, evvel emirde söylemek isterim ki; Türk gençliği bizim has bahçemiz, parlak yüzümüz, muazzam hazinemizdir. Onlar bizim her şeyimizdir, ne oy kaygısına, ne siyasi tartışmalara, ne de basit çıkar hesaplarına hapsedilemeyecek mümtaz değerlerimizdir. 

Gençlik hür istikbalimizin mimarı, mihmandarı, mirasçısı, mihrabıdır inancındayız" diye konuştu.

Tuesday 23 February 2021

Boğaziçi Üniversitesi protestoları:

Öğrenciler ve akademisyenler neden tepkili, bu noktaya nasıl gelindi?

Prof. Dr. Melih Bulu'nun geçen ay Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanmasına tepki olarak başlayan eylemler, polisin kampüs içerisinde yaptığı sert müdahale ve iktidarın başta LGBTİ olmak üzere bazı kesimleri hedef göstermesi ve sorumlu tutmasıyla farklı bir boyuta taşındı.

Haftasonu iki öğrencinin tutuklanmasını protesto etmek amacıyla Pazartesi günü kampüs içerisinde eylem düzenleyen öğrencilere polisin müdahalesi sonucunda 159 kişi gözaltına alındı.

Gözaltına alınanların büyük bölümü polis sorgusunun ardından serbest bırakıldı.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "sokakların karıştırılmak istendiğini ve darbe çığırtkanlığı" yapıldığını öne sürdü.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da olaylardan LGBTİ bireyleri sorumlu tuttu. Ancak Twitter, Soylu'nun attığı mesajlara kullandığı ifadelerin "nefret davranışı hakkındaki" kuralları ihlal ettiği gerekçesiyle uyarı ekleyerek, gizledi.

Türk İçişleri Bakanı Avrupa'da yeni bir terör dalgasını tehdit ediyor


 Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Avrupalılar için terör yaratmaya ve Kuzey Irak'ta devam eden askeri operasyonları haklı çıkarmaya çalıştı.
  Türk gazetesi Sabah Yavuz Donat'a verdiği röportajda Soylu, Türkiye'nin terör örgütünün sınırlarının diğer tarafında operasyon başlatma kabiliyetini azaltması halinde, kendi topraklarında korkunç sonuçlara şahit olabileceğini söyledi.

  “Bugün güçlü ve uzun boyluyuz, yurtiçi ve yurtdışında terörle mücadele ediyoruz. Türkiye herhangi bir nedenle zayıflarsa terör örgütlerinin hedefi olur ve bunun bedelini ağır ödeyecektir.
  Bakan Soylu, bunun Türk kalbine girip Türkiye üzerinden Avrupa'ya geçmeyi amaçlayan terör hareketleri olduğunu sözlerine ekledi ve Türkiye'nin iki sorumluluk taşıdığını vurguladı: Sınır bölgesinde can güvenliğini sağlamak için tedbirler almak ve Bu terör hareketlerinden kaynaklanacak devasa göç dalgasını önlemek için gerekli önlemler.

  Türk ordusu geçtiğimiz günlerde Kuzey Irak'ta PKK militanlarına karşı "Kartal Pençesi 2" adıyla bir askeri operasyon gerçekleştirdi ve tamamlandıktan sonra kaçırılan 13 Türk'ün cesetlerinin örgüt tarafından bulunduğunu duyurdu.


  Özellikle PKK'nın Türkiye'nin rehinelerin kaldığı bir gözaltı merkezini bombaladığını açıklamasının ardından birçok taraf Türk hikayesini sorguladı.

  Geçtiğimiz yıllarda onları kurtarmak için hareket etmediği için kaçırılanların öldürülmesinden sorumlu tutulan Cumhurbaşkanı Erdoğan da yaygın iç eleştirilere maruz kaldı ve bunu yapmaya karar verdiğinde bunun yerine askeri bir çözüme başvurdu. müzakere. Gözlemciler, askeri operasyonun kaçırılan insanları kurtarmayı amaçladığına dair işaretler olduğunu, özellikle de Erdoğan'ın lansmandan hemen önce Türk halkı için bir "sürpriz" hazırladığını söylemesi, ancak bundan sonra bir şey açıklamaması nedeniyle belirtildiğini söyledi. askeri operasyonun başarısızlığı.

Monday 22 February 2021

Özlem Zengin: ‏AKP Grup Başkanvekili ‎'çıplak arama' ‏sözleriyle neden tepki çekti, ‏eleştirilere ne yanıt verdi?


Cezaevinde "çıplak arama" yapıldığı eleştirilerini reddederek "Onurlu ve ahlaklı kadın bir sene beklemez" diyen AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin'in TBMM'deki sözleri tartışma yarattı, tepkilere neden oldu.

TBMM Genel Kurulu'nda, Perşembe günü HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ve Ömer Faruk Gergerlioğlu, cezaevlerindeki "çıplak arama" yapıldığını belirterek, bu uygulamadan vazgeçilmesini istediler.

Uşak'ta cezaevinde çıplak arama yapıldığı iddialarını reddeden Zengin, "Onurlu kadın, ahlaklı kadın bir sene beklemez. Bu, kurgusal bir harekettir ve biliyoruz ki size bir 'Aferin" geldi. Hapisteki bu çıplaklıkla alakalı mevzuyu başlatan FETÖ'cü kadınlara bekledikleri yerden bir takdirname geldi" dedi.
Zengin'in sözlerine sosyal medyadan tepki yağdı. Muhalefet sözcüleri de yaptıkları açıklamalarla Zengin'i eleştirdi.

Ayşe Çelik: 6 aylık kızımın bezini açıp aradılar
Katıldığı televizyon programında "Çocuklar ölmesin" sözlerinin ardından hapis cezasına çarptırılan öğretmen Ayşe Çelik, kendi yaşadıklarından örnek vererek tepki gösterdi.

6 aylık kızımın bezini açıp aradılar. Beni de çıplak aramak istediler, direndim, kabul etmedim ama ne yazık ki tanık oldum. Yıllar geçti söyleyemedim. Sayın Özlem Zengin, siz bizim onurumuzu sorgulayacak son kişi bile olamazsınız. Utanç verici bir konuşma."

'Kadın milletvekili olarak bu kadın milletvekilinden utandım'
CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, sosyal medya hesabından, "Kadın milletvekili olarak bu kadın milletvekilinden utandım. O söylemeye utanmadı" paylaşımında bulundu.

Sunday 21 February 2021

Fransız gazetesi: ‏Türkiye insani yardım adı altında Afrika'ya giriyor

Ankara, yoksul ülkeleri talan etme niyetini gizlemek için insani yardım kapsamında kıtadaki 20 ofisi aracılığıyla vekilleri seferber ediyor

  Fransız Liberation gazetesi Çarşamba günü Türkiye'nin Afrika ülkelerine saldırısı konusunda uyarıda bulunarak, Ankara'nın kıtadaki kötü niyetli siyasi emelleri canlandırmak için insani yardım kisvesi altında saklandığını açıkladı.


  Gazete, "Türkiye, Afrika kıtasındaki varlığının Batı ülkelerinden daha adil ve daha az katı olduğunu iddia ederek, son yıllarda varlığının gelişmesine yol açan kıtadaki 20 ofisi aracılığıyla onun için temsilciler topluyor. Afrika'ya yatırım yapan diğer ülkeler, ama aslında bu, eski sömürge niyetlerinin saldırısı. "

  Fransız gazetesi, Türkiye'nin medya silahlarıyla eski sömürge güçlerinin kınanmasını teşvik ettiğine ve bu ülkelerin onları tüketmek için Afrika'ya geldiği iddiasına dikkat çekti, bu da Türkiye'nin Afrika'da doğal kaynakları ve Afrika'yı kullanarak yaptığı gibi. Zenginlik, Ankara'nın Sudan ve Somali'ye yaptıklarından da anlaşılıyor.

  Liberation'a göre, "Türk rejimi sadakatlerini sağlamak için kıtadaki otoriter rejimlerle ilişkilerini güçlendirmekten çekinmiyor."

  Gazete ayrıca, "Türkiye halen bölgede aşırılık yanlısı örgütleri kabul eden, üyelerini barındıran ve teröre fon sağlayan ülkelerden biridir."

  Sawakin ... Afrika askeri olarak sömürülme korkusu
  Gazete, Ankara'nın Sudan'ın Kızıldeniz'e bakan Suakin adası için bir dönem 99 yıllık kira sözleşmesi imzalaması sonrasında, özellikle Afrika Boynuzu başta olmak üzere bazı ülkelerin bölgesel güvenliklerine yönelik tehdit konusunda endişelerini dile getirdiklerine dikkat çekti. Aralık 2017'de 99 yıl.


  Bu stratejik ada, yirminci yüzyılın başlarına kadar Afrikalı hacıların Mekke'ye çıkış limanı olduğu için on dokuzuncu yüzyılda Osmanlı yönetimi altındaydı.

Özdağ'a saldıranlar serbest, ‏Erdoğan'a hakaretten ‎9 ‏bin kişi cezalı"


Selçuk Özdağ'a saldıran 5 kişinin serbest bırakılmasına tepki gösteren CHP'li Başarır, AKP'li bir siyasinin başına gelseydi yargını başka karar vereceğini savunarak, 5 yılda ‘Cumhurbaşkanına hakaretten’ 9 bin 556 kişiye ceza verildiğini hatırlattı.


CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’a saldıran 5 kişinin serbest kalmasına tepki göstererek, aynı durumun AK Partili bir siyasetçinin başına gelmesi durumunda yargını başka bir karar vereceğini savundu. Başarır, sadece 5 yılda ‘Cumhurbaşkanına hakaretten’ 9 bin 556 kişiye ceza verildiğini açıkladı.

"Ülkemizin iki güzide sanatçısı"
Müjdat Gezen ve Metin Akpınar’a ‘Cumhurbaşkanına hakaretten’ 4'er yıl 8'er aya kadar hapis cezası istendiğini belirten Başarır, sözlerine şöyle devam etti: 

“(Selçuk Özdağ’a saldıran) Bu kişiler hakkında bir işlem yapılmazken, ülkemizin iki güzide sanatçısına suç unsuru bulunmayan sözlerinden ötürü ‘Cumhurbaşkanına Alenen Hareket’ suçuyla dava açılıyor. Burada adalet terazisi, ne yazık ki iktidar ve küçük ortağı için ağır basıyor.

"Cumhurbaşkanına hakaretten 29 bin kişi yargılandı"
Cumhurbaşkanına hakaret suçundan 1994-2014 yılları arasında 1279 sanıktan 386 vatandaşa mahkumiyet verilirken, Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olduğu 2014 tarihinden 2019 yılına kadar geçen süreçte ise 27 bin 717 kamu davası açılmış, 29 bin 839 kişi yargılanmıştır.

"Mevcut iktidarın baskıcı anlayışının bir göstergesi olmuştur"

Bu sanıklardan 9 bin 556’sı ise mahkumiyet kararı almıştır. Buradan da anlaşılacağı üzere, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan döneminde ‘hakaret’ suçlamasıyla yargılanan ve ceza alanların sayısı binlerle ifade edilecek oranda artış gösterdi. Bu durum; ülkemizde bize yargının siyasallaştığını ve iktidarın halkımıza ve muhalefete yargı eliyle gözdağı verdiğini gözler önüne sermektedir. AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan döneminde açılan cumhurbaşkanına hakaret davaları, önceki Cumhurbaşkanlarımız dönemiyle kıyaslanmayacak derecede artış göstermiştir. Bu durum, vatandaşlarımız ve güzide sanatçılarımız üzerinde mevcut iktidarın baskıcı, sindirici, korkutucu anlayışının bir göstergesi olmuştur.”

Saturday 20 February 2021

CHP’den ‎“Damat Firarda” ‏videosu: ‏

Merkez Bankası’nın 128 milyar doları kayıp ama sorumlusu ‘damat’ firarda…

CHP’den yeni ‘damadı bul’ paylaşımı: “Arkası yarın”

CHP'nin sosyal medya hesabı üzerinden dün yapılan “Yarın saat 13.00’te damadı buluyoruz” duyurusu sonrası, beklenen yeni paylaşım geldi. 

“Para nerede? Kayıp... Peki 'damat' nerede? Sen de oyna, firari damadı bul. Arkası yarın...” ifadeleriyle karikatür insan tiplemeleri içerisinde eski Bakan Berat Albayrak'a benzeyen bir çizgi figüre de yer verildi.
CHP'nin sosyal medya hesabı üzerinden dün yapılan “Yarın saat 13.00’te damadı buluyoruz” duyurusu sonrası beklenen yeni paylaşımı geldi.

Bugün yapılan yeni paylaşımda, “Para nerede? Kayıp... Peki 'damat' nerede? Sen de oyna, firari damadı bul. Arkası yarın...” ifadeleri kullanıldı. Paylaşılan karikatürde, insanların içerisine Berat Albayrak’a benzeyen bir çizgi figür de yerleştirildi.

CHP’nin kurumsal twitter hesabından dün yapılan paylaşımda, “Damat Firarda” başlığıyla dün yayınlanan videoda, Hazine ve Maliye Bakanlığından istifa eden Berat Albayrak'ın 'çokomel' sözleri ve "Merkez Bankası’nın 128 milyar doları kayıp ama sorumlusu damat firarda... Yarın saat 13.00’te damadı buluyoruz" ifadelerine yer verilmişti.

Financial Times: 2 ‏yeni kurulan partinin ‎2023 ‏seçimlerine etkisini yazdı


Financial Times gazetesinden Laura Pitel ve Funja Güler imzalı makalede, AKP’den ayrılan isimlerin kurduğu Gelecek ve Deva Partisi’nin seçimlere etkisi analiz edildi. Haberde, “2023'te yapılması planlanan seçimlerde AKP seçmenleri arasında az sayıdaki ayrılıklar bile, oyların en az yüzde 50'sini alması gereken Erdoğan için baş ağrısı yaratabilir” denildi.

İngiltere’den Financial Times gazetesi, Gelecek Partisi’nden Selçuk Özdağ’a yapılan saldırıyı hatırlatarak yeni kurulan Deva ve Gelecek Partisi’nin 2023 seçimlerini nasıl etkileyeceğini değerlendirdi. Financial Times’a konuşan Selçuk Özdağ, şu demecinde şu ifadelere yer verdi:

“Türkiye’nin iktidar ittifakı, hayal kırıklığına uğramış Erdoğan destekçilerini hedefe alan yeni siyasi gruplaşmadan korkuyor. Bugünün hükümeti çaresiz. Bu insanlar demokrasiden, şeffaflıktan ve hesap sorulmasından korkuyor.”

FT haberinde bu durumu 2 yeni partinin kuruluşundan bir yıl sonra Erdoğan’la mücadele karşılaştıkları zorluklardan biri olarak yorumladı.

ERDOĞAN’IN BAŞINI AĞRITABİLİR
Financial Times haberinde, “Kurulan 2 parti (Gelecek ve Deva) için analistler, 20 yılı aşkın bir ülkeyi yöneten ve 2011’deki seçim zaferi sonrasında oyları eriyen AKP’nin başındaki Türkiye Cumhurbaşkanı’na potansiyel tehdit oluşturduğunu ifade ediyordu. Bir yıl geçmesine rağmen, iktidar partisi
yetkililerinin korktuğu popülerlik düzeyine hiçbiri ulaşamadı ve her 2 parti de ortalama yüzde 2 veya 3 oy aldı” ifadelerini kullandı.

Laura Pitel 2023 seçimleri için önümüzdeki aylarda seçimlere katılmaya hak kazanacak olan 2 genç parti kuşkusuz Erdoğan’ı kızdırdı yorumunda bulunarak değerlendirmesine şu şekilde devam etti:

2023'te yapılması planlanan seçimlerde AKP seçmenleri arasında az sayıdaki ayrılıklar bile, oyların en az yüzde 50'sini alması gereken Erdoğan için baş ağrısı yaratabilir. Erdoğan 2018 yılında gerçekleşen son seçimde yüzde 52.6 oy almıştı. Son zamanda yapılan anketlere göre, AKP seçmenlerinin içerisinde kararsızlaşan bir kesimi olduğunu gösteriyor.”

Thursday 18 February 2021

Alman otomobil devi Farhym'in Türkiye'den çekilmesi


Alman devi Farhym Otomotiv, Türkiye’den çekilme kararı aldı

Türkiye’ye 2003 yılında gelen Almanya’nın en önemli otomotiv şirketlerinden Hymer-Leichtmetallbau’ya ait Farhym Otomotiv Sanayi, Türkiye’den çekilme kararı aldı.

Türkiye’de iki bölgede üretim tesisi olan Farhym, hisselerinin tamamını Türk firma Makel Yatırım’a devredeceği bildirildi. Elde edilen bilgilere göre geçen yıl bu kararı alan Alman Farhym, devir konusunda 2-3 firma ile görüşme yapıyordu.


Son aşamada Alman devi, Türk şirketi Makel Yalıtım ile anlaşmaya vardı. Rekabet Kurumu’na başvuran taraflar, gereken onayı alırsa ve son anlaşmayı da olumlu tamamlarsa Farhym, Türk Makel yalıtım grubuna geçmiş olacak. Türk otomotiv endüstrisinin yakından tanıdığı Farhym, yaklaşık 20 yıldır Türkiye’de faaliyetlerini devam ettiriyordu.
SEYAHAT VE TOPLU TAŞIMA OTOBÜSLERİNE YÖNELİK ÜRETİM YAPIYORDU
2003’te Türkiye’ye gelen Alman devi, ticari araçların iç kısımlarının tasarımı konusunda entegre çözümler üretiyordu. Almanya’nın İsviçre sınırındaki eyaleti Baden-Württemberg merkezli olan Hymer-Leichtmetallbau’ya ait Farhym, Türkiye’deki özellikle seyahat ve toplu taşım otobüsleri endüstrisine yönelik, hava kanalları, bagaj sistemleri, iç aydınlatmaları, iç kaplama ve giydirmeler ile diğer iç trim uygulamalarına yönelik üretim gerçekleştiriyordu.

ANKARA VE ADANA’DA İKİ TESİSİ VAR
Farhym'nin ana tesisi Ankara’daki MAN Otobüs Üretim Merkezi’nin hemen yanında yer alan 10 bin metrekarelik fabrika. İkinci fabrika ise Adana’daki bin 500 metrekarelik tesis. Şirket bu iki tesisten MAN, Temsa, Isuzu, Karsan, BMC, Hyundai gibi dünyaca ünlü markalara ürün sağlıyordu. Farhym’in sahibi olan Hymer-Leichtmetallbau GmbH & Co firması ise 1962 yılında Erwin Hymer tarafından Baden-Württenberg’de bulunan Wangen im Allgau’de kuruldu.

DÜNYA LİDERİ OLARAK TANINIYOR
1957'de tasarımcı ve uçak öncüsü Erich Bachem ile birlikte satış şirketi Eriba'yı kuran Hymer’in kurduğu şirket son açıklanan verilere göre 3 bin çalışana ve yaklaşık 1 milyar euroluk ciroya sahip. Hafif metal ve alüminyum işleme konusunda uzman olan firma, özellikle merdiven/iskele çözümleri alanında dünya lideri olarak tanınıyor. Alman Farhym’in hisselerini almaya hazırlanan Makel Yalıtım şirketi de Ankara merkezli. 1997 yılında kurulan Makel Yalıtım, otomotiv, beyaz eşya, iş makinaları, inşaat ve ambalaj gibi sektörlere yönelik parçaların üretimini gerçekleştiriyor.


İstanbul’un Göbeğinde Çürük Gıda Pazarı!


CHP’li Tuncay Özkan, İstanbul’da çürük gıda pazarının kurulduğunu iddia etti. 


Sosyal medya hesabı üzerinden ‘’İstanbul’un Göbeğinde Çürük Gıda Pazarı: Sebebi Belli Yoksulluk’’ sözleri ile hükümeti eleştiren Özkan, ‘’Yurttaş, ülkede yoksulluk arttıkça markete, pazara gidemez oldu. Aç kalmamak için son kullanma tarihi geçmiş çürük ürünleri alan yurttaşlar, ‘Başka çaremiz yok, mecburuz’ diyor.’’ Dedi.


Derinleşen yoksulluk nedeniyle markete, pazara gidemez hale gelen yurttaşlar, açlık tehlikesiyle karşı karşıya. İstanbul Ataşehir’de bir derneğin önünde oluşan uzun kuyruk ise yoksulluğun geldiği boyutu gözler önüne seriyor. 


Dernek tarafından satılan çürük, son kullanma tarihi geçmiş ürünleri alabilmek için saatlerce sıra bekleyen yurttaşlar, “Ne yapalım, buna mecburuz” diyor.

KAR ALTINDA BEKLEYİŞ

İçerenköy Mahallesi’nde bulunan derneğin adı; Gülenyüz Yaşamla Mücadele Ve Yardım Derneği. Bu dernek, ‘Gıda Bankacılığı’ adı altında yurttaşlara çürük, son kullanma tarihi (SKT) geçmiş sağlıksız gıda satışı yapıyor. 

Yoğun kar yağışına rağmen derneğin önünde uzun kuyruklar oluşturan yurttaşlar, 20 TL karşılığında bu sağlıksız gıdaları satın alıyor.

Kuyrukta bekleyen bir kadın, “Bütçemiz el vermiyor ki gidip marketten alışveriş yapalım” diyor. Evlere temizliğe gittiğini ama pandemi nedeniyle işsiz kaldığını anlatan kadın, “Eşim de işsiz. Sigorta yok, iş yok, para yok. Burası tek seçeceğimiz” diye konuşuyor.

Bir diğer kadın, bu ürünlerin yenecek durumda olmadığını, ama buna mecbur olduklarını dile getiriyor: “Çarık çürük, son kullanma tarihi geçmiş bu ürünlere 20 lira veriyoruz. Ne alacağımızı seçmiyoruz. Ne varsa, onlar ne verirse onu alıyoruz; yoğurt, meyve, sebze, yumurta vs. Mecbur kalmasa kimse gelmez buraya.”

Wednesday 17 February 2021

Erdoğan, ‏öğrencilere eğitim amaçlı dağıtılan elektronik cihazların sayısı konusunda yalan söyledi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde "2 milyon tablet dağıttık" açıklamasını Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk yalanladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise geçtiğimiz gün yaptığı açıklamada 2 milyondan fazla tablet dağıttıklarını söylemişti. 

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ise MEB’in 15 Ocak itibariyle dağıttığı tablet sayısının 359 bin 120 adet olduğunu açıklamıştı.

ERDOĞAN 'MEB, 2 MİLYONU AŞKIN TABLET DAĞITTI' DEMİŞTİ 
İstanbul'da 40 bin tablet kampanyası ile ilgili önceki gün AK Parti Rize il kongresinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçtiğimiz günlerde baktım birisi öğrenci sayısının 3,5 milyonu geçtiği İstanbul’da 40 bin tablet dağıtmakla övünüyor. 

MEB’in dağıttığı 2 milyonu aşkın tableti bir kenara bırakıyorum, sadece Şahinbey ilçe belediyesinin dağıttığı 50 bin tableti kimse görmek istemiyor.” demişti. 

BAKAN ZİYA SELÇUK: 359 BİN TABLET DAĞITTIK
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in “Bakanlığınız tarafından bugüne kadar dağıtılan tablet sayısı kaçtır?” sorusuna 9 Şubat’ta “Öğrencilerimizin uzaktan eğitime erişimleri için, ailenin gelir durumu, okula devam eden kardeş sayısı gibi kriterlere göre dağıtımına başlanan 500 bin tablet bilgisayardan 15.01.2021 tarihi itibariyle 359 bin 120 cihazın dağıtımı yapıldı” cevabını verdiği ortaya çıktı.

Erdoğan’ın konuşması, ‏Binali Yıldırım’ın ‎4 ‏yıl önce yaptığı konuşmanın ‎‘copy-paste’i çıktı.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün yaptığı konuşmada yabancı kelime kullanımı ile ilgili söylediği cümleler, 

AKP İzmir Milletvekili Binali Yıldırım'ın 4 sene önce yaptığı konuşmanın birebir aynısı çıktı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün yaptığı konuşmada yabancı kelime kullanımı ile ilgili söylediği cümleler, 

AKP İzmir Milletvekili Binali Yıldırım'ın 4 sene önce yaptığı konuşmanın birebir aynısı çıktı.

Saadet Partili Ali Aktaş, Erdoğan ve Binali Yıldırım'ın kolajlanmış videosunu sosyal medya hesabından "Hep dediğim gibi: Prompter Bilgeliği bu!" diyerek paylaştı.

2017'de Binali Yıldırım'ın aynı cümlelerle ifade ettiği yabancı kelime kullanımına ilişkin Erdoğan, bugün yaptığı konuşmada (16 Şubat 2021) şunları söyledi:

"Sosyal medya dili, gençlerimiz arasında yeterli bir yazı diline, iletişim diline dönüşüyor. 

Anlamsız kısaltmalar, aralara serpiştirilen yabancı kelimeler, bozuk cümleler, saçma ifadeler günden güne sıradan hale geliyor.

Tabelalarda yazışmalarda ve konuşmalarda şahit olduğumuz yabancı kelime kullanma hastalığı, artık geleceğimizi tehdit eder boyuta ulaşmıştır."

Tuesday 16 February 2021

Amsterdam, ‏Erdoğan'ın Hollanda güvenliğine yönelik ‎"tehlikesine" ‏yönelik ‎"iç soruşturmalar" ‏yürütüyor

Basın haberleri, Hollanda'da Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, özellikle aşırılık yanlısı siyasi İslam gruplarına verdiği destek ve Batı karşıtı söylemine ilişkin nüfuz ve politikalarına ilişkin iç soruşturmaların varlığını ortaya koydu.

  Hollandalı "N Il Times" gazetesi şunları söyledi: "Hollanda Terörle Mücadele Dairesi (NCTV), Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın güvenlik endişelerini dile getirmenin yanı sıra Hollanda toplumunu etkileyebilecek politikalarını ve konuşmalarını araştıracağını doğruladı. Türk toplumu için sonuçları. Hollanda'da Büyük ”.

  Bugün Pazartesi günü yayınlanan bir raporda şunları ekledi: “Hollanda basın raporları, Hollanda'daki Türk toplumunun bir analizini içerdiği için Terörle Mücadele Kurumu'nun gizli bir raporunu iletti ve bunların Türklere karşı savunmasız olabileceği gerçeği etkisi ve Erdoğan'ın İslamcı yanlısı lehçesi, Selefiler ve cihatçı İslami örgütlerin görüş ve eğilimleriyle sık sık birleşiyor ”.

  İngilizce konuşan Hollanda gazetesi, “sızdırılan resmi Hollanda muhtırasına göre, pek çok Türk asıllı Hollandalı Erdoğan'a sadıktır ve Türkiye'de olup bitenlerden çok etkilendiğini ve bunun olabileceğinin altını çizdi. Hollanda'da siyasi ve sosyal istikrar için sonuçları var. ".

  Hollanda güvenlik değerlendirmesi, 2019 yılında Yeni Zelanda'nın Christchurch kentinde Müslümanlara karşı gerçekleşen aşırı sağcı terörist saldırıların ardından Erdoğan'ın Batı karşıtı tepkisi ile Hollanda'nın Hollanda şehrinde meydana gelen terör saldırısı arasında bir ilişki olduğu sonucuna varmıştır. Utrecht aynı yıl 4 kişiyi öldürdü. Bazı kaynaklar bu bağlantının uzmanlar tarafından sorgulanabilir olduğunu söyledi.

Türkiye ‎40 ‏ilde ‎718 ‏kişiyi tutukladı

 Bugün Pazartesi günü, Türk polisi, Kürtleri destekleyen Halkların Demokratik Partisi'nin iki lideri de dahil olmak üzere 718 kişiyi, Ankara'nın 13 Türk'ün "infazını" atfettiği Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ile birliktelikleri şüphesiyle tutukladı. İçişleri Bakanlığı'na göre Irak'ta.


  Sky News'e göre Türk İçişleri, baskınlarda terör örgütüne ait çok sayıda silah, belge ve dijital malzemeye el konulduğunu söyledi.

  Fransız Basın Ajansının aktardığına göre bakanlık, operasyonların ülkedeki 40 şehri kapsadığını ve halen sürmekte olduğunu söyledi.

  Daha önce, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ABD'yi "infaz" sonrası "teröristleri" desteklemekle suçlamıştı, Ankara'ya göre, Irak'ta 13 Türk, PKK'yı infazın arkasında olmakla suçluyor.

  Erdoğan yaptığı konuşmada, "ABD'nin açıklamaları üzücü. Teröristleri desteklemiyorsunuz ama aslında onların yanında duruyorsunuz" dedi.

  ABD Dışişleri Bakanlığı "Türk vatandaşlarının öldürülmesinden pişmanlık duyduğunu" açıklayarak, Ankara'nın ölümlerinin koşullarıyla ilgili olarak açıklamış olduğu ek teyitleri beklediğini belirtti.

Monday 15 February 2021

AKP’li belediye Halk Ekmek büfesini kaldırdı, ‏İBB yenisini koydu

AKP'li Sancaktepe Belediyesi'nin Sarigazi Meydanı'nda bulunan Halk Ekmek büfesini kaldırıp alana barikat çekmesinin ardından İBB ekibi mahalleye giderek yeni Halk Ekmek büfesi yerleştirdi.

Sancaktepe ilçesinde Sarigazi Meydanı’nda bulunan Halk Ekmek büfesinin dün akşam AKP’li Sancaktepe Belediyesi zabıta ekipleri tarafından kaldırıldığı, büfenin bulunduğu yere barikatlar koyulduğu ortaya çıktı.

Bunun üzerine İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ekipleri ve İstanbul Halk Ekmek (İHE) Yönetim Kurulu Başkanvekili Özgen Nama, bugün büfenin bulunduğu meydana giderek eski büfenin bulunduğu barikatların çekildiği alanın karşısına, İBB kontrolündeki alana yeni Halk Ekmek büfesi yerleştirdi.


“EKMEKLE UĞRAŞMAYA DEVAM EDİYORLAR”

Halk Ekmek büfesinin vinç yardımıyla yerleştirildiği anlarda kameralar karşısına geçerek açıklamada bulunan Özgen Nama, Sancaktepe Belediyesi ekiplerinin hukuksuz bir işlem yaptığını ifade ederek şunları söyledi;

“Onlar ekmekle uğraşmaya devam ediyorlar. Biz de bugün, kaldırdıkları yerin tam karşısında, büyükşehire ait olan kamu akışını bozmayan iyi bir noktaya, otobüs durağının yanına konumlandırdık. Burayı ihtiyaç sahibi bir ablamız işletiyor. Sarıgazi Meydanı’nda bulunan bu büfede her gün ihtiyaç sahibi onlarca aile ücretsiz bir şekilde ekmek alıyor. Yaklaşık 400-500 civarında aile her gün 2 bin-3 bin ekmeği 1 liradan evine götürüyor. Bu karda, bu kışta, şu anda herkes ailesinin yanında olması gerekirken, arkadaşlarımla ve büfe işletmecimizle bu olaya maruz kaldığımız için çok üzgünüz.”
İBB Meclisi İYİ Parti Grup Başkanvekili İbrahim Özkan ise, “Dün Sancaktepe Belediyesi zabıta ekipleri tarafından kaldırılan Halk Ekmek satış büfesi bugün İBB kontrolündeki alana yeniden kuruldu. Kar-kış demeden halkımızı kaliteli ve ucuz ekmekle buluşturmaya çalışan Özgen Nama ve Halk Ekmek çalışanlarına sonsuz teşekkürler” dedi.
İBB’DE TARTIŞMAYA NEDEN OLMUŞTU

Halk Ekmek büfeleri önünde oluşan yoğun kuyruklar ve uygun fiyatlı ekmeğe artan talebin ardından İstanbul’a yeni Halk Ekmek büfelerinin açılması uzun süre İBB Meclisi’nde tartışılmıştı. Aylardır tartışma konusu olan ve AKP-MHP engeline takılan yeni Halk Ekmek büfelerinin açılması, İBB Meclisi’nin aralık ayı oturumunda karara bağlanmıştı. Tartışmaların ardından 142 yeni Halk Ekmek büfesinin açılması oy birliği ile kabul edilmişti.

Halk ekmek büfeleri için kura çekilecek

Thursday 11 February 2021

AKP teşkilatında taciz iddiası. 9 ‏kadın istifa etti


AKP Mardin Derik İlçe Teşkilatından 9 kadının taciz nedeniyle istifa ettiği iddia edildi. İstifa eden kadınlardan biri durumu doğrularken AKP kurucularından ve AKP Mardin Derik İlçe Teşkilatı Başkanı S.K.’nın abisi A. K. iddiaların doğru olmadığını olayın karalama kampanyası olduğunu söyledi.


Jurnal Türkiye’den Onur Dalar’ın haberine göre, AKP Mardin Derik İlçe Teşkilatı Başkanı S.K. ve AKP kurucularından olan abisi A.K.’nın fiziki ve yazılı tacizleri yüzünden Derik AKP İlçe Teşkilatından 9 kadının istifa ettiği iddia edildi. İstifa eden kadınlardan biri durumu doğruladı ve ayrıntıları anlattı.

Ayrıca tacizlerden dolayı istifa eden kadın durumu AKP İl Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir, Eski AKP Mardin Milletvekili ve AKP MKYK üyesi Orhan Miroğlu ve AKP Derik Kadın Kolları Başkanı Esengül Aydın Sancar’a bildirdiği mesajları da paylaştı.

Tacizle suçlanan isimlerden A.K.’ya durumu sorulduğunda ise bir karalama kampanyası olduğunu ve bu suçlamanın çeşitli kişiler aracılığıyla kendisine kadar ulaştığını söyledi.

Derik İlçe Başkanı S.K. ve kardeşi A.K.’nın tacizlerinden dolayı istifa etiğini söyleyen kadın, 9 AKP üyesi kadının istifasına kadar varan süreci anlattı.

AKP Mardin Derik İlçe Teşkilat Başkanı S.K. ve kardeşi A.K.’nın 9 kadına tacizlerde bulunduğunu, ve kadınların istifa ettiğini öğrendim. Dilekçeler şu an AKP ilçe başkanlığındaymış. Sizin konu hakkında bilginiz var mı?

Türkiye ‎... ‏dünya çapında uyuşturucu kaçakçılığı için yeni bir yol

Türkiye, uyuşturucu kaçakçılığı alanında küresel düzeyde eşi görülmemiş bir gelişme olan büyük ölçekte yeni bir uyuşturucu kaçakçılığı rotası haline geldi ve son zamanlarda siyasi kimliğe sahip yeni güçlü bir oyuncunun sahneye çıktığını gösteren raporlar yayıldı ve işler büyük miktarlarda uyuşturucuyu Türk limanları aracılığıyla taşımak. .
  Kolombiya uyuşturucu polisinin iki kapta bulunan yaklaşık 5 ton narkotik "kokaini" ele geçirdiği Haziran 2020'de ışıklar Türkiye'ye odaklanmaya başladı.
  Nordic Monitor raporuna göre, uyuşturucu madde ticareti pazarında toplam değeri 265 milyon dolar olan Kolombiya'nın "Buenaventura" limanından Türkiye'ye deniz yoluyla taşınacaktı.
  Ve eski Kolombiya Savunma Bakanı Carlos Holmes Trujillo, resmi Twitter hesabından Kolombiya uyuşturucuyla mücadele birimlerinin 4,9 ton "kokain" ele geçirdiğini duyurdu. İlk soruşturmalar, el koymaların Orta Amerika'ya ve daha sonra Türkiye'ye devredileceğini gösterdi.

  Narkotik Kontrol Müdürü General Luis Ramirez, uyuşturucunun yaklaşık değerinin 265 milyon dolara ulaştığını, bunun da uyuşturucu ticareti yapmaya çalışan yasadışı örgütler için büyük bir fon artışı anlamına geldiğini söyledi.
  Türkiye "kokain" için hiçbir zaman transit veya varış ülkesi olmadı.
  Süreçte tutuklu bulunmamakla birlikte, uyuşturucu sahiplerinin tespiti için Cumhuriyet Savcılığının desteğiyle soruşturma açıldı.
  Savunma Bakanlığı'na göre bu, aylar içinde ele geçirilen en büyük deniz kokain sevkiyatıydı.

  Adını vermeyi reddeden eski uyuşturucu polis şefi, Nordic Monitor'a verdiği demeçte, "5 ton kokain, hedef ve geçiş ülkesi olarak Türkiye için büyük bir miktardır." yüz kilogram.
  Eski polis şefi, "Dağıtıma ve tüketime hazır bir pazar olmadan, gerekli tüm iç ve dış temasları kurmadan, hiçbir uyuşturucu satıcısı Türkiye'ye bu kadar büyük bir miktar getirmeye çalışmayacaktır."
  Yakın zamana kadar Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Dairesi'nin küresel kokain kaçakçılığı rotalarında Türkiye'den hiç bahsedilmiyordu.

Wednesday 10 February 2021

Ahmet Takan’a ‎10 ‏polisle gözaltı

Ahmet Takan’a 10 polisle gözaltı
BDDK, Ahmet Takan hakkında Türkiye’nin IMF ile görüştüğüne dair yazdığı yazı nedeniyle kabahat duyurusunda bulunmuş, Bakırköy 16. Asliye Ceza …

BDDK, Ahmet Takan hakkında Türkiye’nin IMF ile görüştüğüne dair yazdığı yazı nedeniyle kabahat duyurusunda bulunmuş, Bakırköy 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davada da hakkında yakalama kararı çıkarılmıştı.

Takan bu davayla ilgili Ankara’da söz verme talebince bulunmuş lakin başvurusu cevapsız kalmıştı. Mahkemenin kendisinin katılmadığı 26 Ocak tarihli duruşmada yakalama kararı verdiğini ve kararın kendisine bildirim edilmediğini belirten Takan şunları söyledi:

“ARABAMIN ETRAFI 10 POLİS TARAFINDAN SARILMIŞTI”

UYAP’a bakarken hakkımda yakalama kararı çıkarıldığını gördüm. Avukatım aracılığıyla geçen hafta salı günü dilekçe verdim ve Ankara Adliyesi’nde sözümün alınmasını istedim.

*Ancak dilekçe sürece konulmadı. Balgat’ta bir postaneye uğradım ve çıktığımda otomobilimin etrafı 10 polis tarafından sarılmıştı. Arandığımı söylediler, nöbetçi mahkemeye sevk edildim.

*Kaçak değilim, adresim aşikâr. Polis tarafından yakalanıp, tabir vermeye götürülüyorum’.

CHP'li belediye meclis üyesi genç intihar etti!

Kocaeli Kartepe Belediyesi CHP Meclis Üyesi olan genç köprüden atlaması sonucu hayatına son verdi.

Kocaeli Kartepe Belediyesi CHP Meclis Üyesi olan Tugay Adak (28) 42 Evler Köprüsü’nden atlayarak intihar etti.

CHP Gençlik Kolları’nda görev alan ve daha sonra Kartepe Belediyesi CHP Belediye Meclis Üyesi olan Tugay Adak (28) gece saat 00.00 sularında 42 Evler Köprüsü’nden atlayarak intihar etti.

Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Adak burada yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.

Çok uzun zamandır ekonomik kriz içinde olduğu ve iş bulamadığı belirtilen Tugay Adak'ın işsizlik nedeniyle intihar ettiği iddia edildi.

Adak’ın cenazesi bugün Sarımeşe'de toprağa verilecek.

Tuesday 9 February 2021

Yeni Libya Başbakanı: ‏Müttefik ve kardeş ülke Türkiye ile büyük dayanışmamız var

 Libya'daki yeni geçici hükümet başkanı Abd al-Hamid Muhammad Dabaiba, kabinesinin "dost, müttefik ve kardeş" olarak nitelendirdiği Türkiye ile büyük bir dayanışmaya kararlı olduğunu açıkladı.


  Dabaiba, Pazar günü Anadolu Ajansı'na verdiği röportajda, göreve geldiğinden bu yana türünün ilk örneği kabul ediliyor: “Türk devleti ve halkıyla büyük bir dayanışma içindeyiz. Türkiye bir müttefik, dost ve kardeş ve Libyalıların gerçek hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olacak pek çok yeteneğe sahip. Gerçek partnerlerimizden. "

  İnşaat sektöründe devrimini kazanan ve merhum Libya lideri Muammer Kaddafi'ye yakın kabul edilen varlıklı Libyalı işadamı Dabaiba, “Türkiye sadece Libya'da değil, dünyadaki statüsünü ve varlığını da empoze etti. Libyalıların savaş döneminde özgürce gidebildikleri ülke. "

  "Türkiye, Trablus'ta havalimanlarını açtı ve büyükelçiliğini kapatmadı ve ekonomi alanında iki halk arasındaki işbirliğine hareket özgürlüğünün yansıyacağına inanıyorum. Bu işbirliğini geliştirip hacmi artıracağımızı umuyoruz. Anadolu Ajansı'na göre, Libya Başbakanı, ticaret alışverişinin en üst seviyelere çıktığını söyledi.


Cuma günü, Libya Siyasi Diyalog Forumu ikinci tur oylamada Dabaiba'nın başbakan olarak yöneteceği yeni bir geçici hükümeti ve Başkanlık Konseyi Başkanlığı görevini kazanan Muhammed el-Manfi'yi seçme lehine oy kullandı.

  Liste, Tobruk Temsilciler Meclisi Başkanı Aqila Saleh ve Batı'da ikamet eden İçişleri Bakanı Fetih Başağa da dahil olmak üzere 34 yarışmacıya karşı 39 oy aldı.
  Seçimler, 24 Aralık'ta cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerini düzenleme amaçlı BM liderliğindeki barış sağlama çabaları kapsamında geldi.

  Türkiye, Halife Hafter liderliğindeki ülkenin doğusundaki önemli "Libya Ulusal Ordusu" ile çatışmada Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı Fayez al-Sarraj liderliğindeki önceki ulusal anlaşmanın en büyük dış destekçisi olarak görülüyor. Tobruk, Mısır ve Emirliklerdeki Temsilciler Meclisi tarafından desteklenen.

Türkiye'nin binlerce Suriyeli öğretmeni ayırma planı

  Son günlerde bir kopyası sızdırılan ve yorumuyla ilgili çelişkili görüşlere rağmen, "şok edici ve yıkıcı" olarak nitelendirdikleri bir karardan oluşan bir planın ardından, binlerce Suriyeli öğretmen Türkiye'de "sinirlerinde" yaşıyor. Türk Milli Eğitim Bakanlığı ve "UNICEF Üniversite mezunu olmayanların ayrılması" örgütünün niyetinde anlaştılar.


  Türkiye'deki Suriyeli öğretmenler için iki tür vardır: Birincisi, birinci derece, yüksek lisans ve doktora derecesine sahip olanları, diğeri ise orta düzey enstitü sahiplerini ve sadece Suriye lise diplomasına sahip olanları, tamamlayamayanları içerir. 2011'den beri Suriye'deki savaş koşulları nedeniyle dört yıllık eğitim.

  Karara göre, Türk Milli Eğitim Bakanlığı'nın çeşitli eyaletlerdeki müdürlüklerine gönderdiği ve Suriyeli öğretmenlerin sertifikalarının fotokopilerinin yanı sıra Türkçe öğrendiklerini kanıtlayan sertifikaların da talep edilmesi şeklinde geldi. Suriyeli öğretmenin “A2” sertifikası alması gerektiği için dil.

  Ayrıca Bakanlık, öğretmen Nidal Qotrib'e göre, devlet kurumları ve ortaokulların kampanyaları için geçerli sözleşmelerin sona ermesinden sonra onlarla sözleşmeyi feshedecek olan istatistiklerin yapılması gerekliliğinden bahsettiği başka bir talep daha ekledi. Mardin eyaletinde yaşayanlar dedi.



  Çeşitli Türk eyaletlerinden yapılan bir nüfus sayımına göre, devlet orta ve orta öğretim kurumlarına sahip Suriyeli öğretmen sayısı 5.000'den fazla öğretmendir ki bu büyük bir sayı işten çıkarılma prosedürünü tehdit etmektedir ki, sızdırılan kararlara rağmen, bu konuda resmi yorum yapılmamıştır. henüz yayınlandı.

  Suriyeli geçici eğitim merkezlerindeki Suriyeli öğretmenler, çalışan olmadıkları için "gönüllü" statüsüne sahipler ve Türk çalışanların tabi olduğu iş sistemine tabi değiller.

  "UNICEF" örgütü, Suriyeli öğretmen Türkiye'deki asgari ücret olan ayda 2.020 Türk lirası aldığı için Türkiye'deki Suriyeli öğretmenlerin ücretlerinin ödenmesi için Türk hükümeti ile bir sözleşme imzalamıştı.



  Görevden alma kararının uygulanması, 5.000'den fazla Suriyeli aileyi "destekçisiz" bırakacak. Türkiye'deki tüm öğretmenler, ülkedeki en düşük ücret seviyesi olan kazandıkları aylık ücrete bağlıdır.

  2017 yılının Ağustos ayında Türkiye'deki Suriyeli "gönüllü" öğretmen sayısı 13 binin üzerinde öğretmene ulaştı ve o dönemde Milli Eğitim Bakanlığı bu sayının yeterli olacağını açıkladı.

  Türk Eğitimi şu anda, UNICEF ile anlaşarak Suriyeli öğrenci ve öğretmenleri Türk okullarına entegre etme planını sürdürmektedir. 2017'nin başı.

  Şu anda binlerce Suriyeli öğretmeni tehdit eden kararın öncesinde, geçen yılın sonlarında yüze yakın öğretmenin "keyfi" işten çıkarılması vardı, o sırada "Al-Hurra" web sitesi onlardan bazılarıyla görüştü ve tedbirin geldiğini söylediler. bu kararın arkasındaki sebeplerden bahsetmeden, yavaş yavaş ve yakın bir süre içinde.

  O zamanki ayırma operasyonları, daha önce geçici eğitim merkezlerini içeren ve şu anda "gönüllüler" adı altında Suriyeli öğretmenleri içeren 21'den fazla Türk eyaletindeki Suriyeli öğretmenleri içeriyordu.

Monday 8 February 2021

ABD: ‏IŞİD hala Türkiye ve Irak’tan ‎100 ‏milyon dolar nakit tedarik ediyor


ABD Hazine Bakanlığı raporuna göre, iki yıl önce işgal ettiği tüm bölgelerde yenilgiye uğrayan IŞİD, Türkiye ve Irak’taki sempatizanları aracılığıyla hala 100 milyon dolarlık nakit rezervine erişebiliyor.

ABD Hazine Bakanlığı tarafından hazırlanan rapora göre, IŞİD'in para rezervleri, Irak ve Suriye’de bazı bölgeleri işgal ederek petrol ve vergi geliri elde ettiği 2014 yılından bu yana en düşük seviye olmasına rağmen örgüt hala sempatizanları yoluyla ciddi bir gelir elde edebiliyor.

Hazine Bakanlığı baş müfettişleri tarafından IŞİD’in mali durumuyla ilgili yapılan değerlendirmeye göre, Suriye’deki IŞİD kalıntıları, Türkiye’deki destekçileri ve Irak’taki kaçakçılar yolu ile nakit para elde etmeye devam ediyor.



Denetim Direktörü Gregory Sullivan’ın 4 Ocak’ta açıkladığı raporda IŞİD’in “muhtemelen bölgeye dağılmış durumda 100 milyon dolar nakit rezervine sahip olduğunu” yazılıyor.

Rapora göre örgüt sempatizanları bu fonları Irak ve Suriye’nin içine ve dışına taşımak için gayri resmi şekilde havala şirketleri üzerinden yapıyor.

Bu transferin bir kısmı nüfusu yaklaşık 50 bini bulan IŞİD’li ailelerin barındığı Rojava’nın Haseke kentindeki El Hol Kampı üzerinden yapıldı. Diğer nakit havaleler ise Irak ile Suriye açık çöl olan sınırından kurye ile teslim edildi.

Rapora göre, ögrüt Suriye içinde hala petrol kaçakçılığı, gasp, sivilleri kaçırıp fidye alma, yağma ve muhtemelen paravan şirketler yoluyla para toplamaya devam ediyor.

Konu hakkında Al-Monitor’a konuşan Hudson Enstitüsü'nde kıdemli araştırmacı olan David Asher, “IŞİD'in finans ve lojistik ağlarını kesmek için Türkiye’nin yeterli bir çaba içerisinde olduğuna inanmıyorum” dedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı'nda 2014-2015 yoılları arasında IŞİD'e karşı ekonomik savaş stratejisine öncülük edenAsher, örgütün yükselmeye başladığı ilk dönemde ABD'li müfettişler tarafından sorgulanan IŞİD üyelerinin Suriye sınırının Türkiye tarafını para transferi için kullandıklarını iddia ettiklerini hatırladı.

David Asher’e göre Jode Biden yönetimi Trump’ın son 4 yılda Ortadoğu’ya yönelik izlediği dış politikada değişime gidecek.

TRT’de ‎‘çöpten yemek toplama’ ‏videosu sosyal medyada gündem oldu


TRT Belgesel’in ‘çöpten yemek toplama’ videosu sosyal medyada gündem oldu. 7 ay önce çekildiği belirtilen video sosyal medyada yeniden dolaşıma girdi. Video kullanılan ifadeler tepki çekti.

TRT Belgesel’de ‘atık ürünler’ üzerine 7 ay önce yapılan bir yayın sosyal medyada gündem oldu.

TRT’nin ‘atık gıdaların nasıl tüketileceği’ hakkında yaptığı bir belgeselde, “Son kullanma tarihi geçeli sadece iki gün olmuş. Yumurtayı tuzlu suya koyun eğer batıyorsa afiyetler tüketebilirsiniz” sosyal medyada eleştirilere neden oldu.

7 ay önce yayınlandığı öğrenilen belgesel, sosyal medyada yeniden gündem olurken yurttaşların ekonomik kriz içerisinde olduğu bir dönemde ekrana gelmesi tepki çekti.



Sosyal medyada tepki çekti
Sosyal medya kullanıcıları, “Sıfır atık anlatımını anlarım da çöpten yiyecek alıp, yenilenilir durumdaysa tüket ne demek. Çok saçma ve abartılı olmuş. Hem de TRT’de. Çöpten beslenen insanlar bu kadar gündemdeyken iş mi bu şimdi. Çöpten nasıl beslenilir belgeseli gibi olmuş” yorumunda bulundu.


CHP’li Onursal Adıgüzel ise belgeseli, “Devlet kanalı dediğin çöpten yiyecek toplayan vatandaşın sağlıklı gıdayı ayırt edebilmesini önemsemeli. Mesela çöpten bir yumurta bulduğunuzda TRT’nin gösterdiği hayati öneme sahip bu yöntemi mutlaka deneyin” ifadeleriyle eleştirdi.

Adıgüzel’e yanıt veren bir sosyal medya kullanıcısı ise, “Bu programı izliyorum geri dönüşüm üzerine güzel bir program. Tabiki de o yumurtayı yemiyor. O sebzeler organik atıklardan nasıl gübre üretilir, plastik, cam, metal ürünler nasıl dönüştürülüyor onu öğretiyor. Yani iktidara düşman olmak için her program elestirilmez ki!” değerlendirmesinde bulundu.

Sunday 7 February 2021

Iraklı bir milletvekili, ‏Türkiye'den ‎30 ‏milyar dolar getiri çağrısında bulundu

Bugün Cumartesi günü Iraklı parlamenter Faleh Khazali, Irak hükümetini Bağdat ile imzaladığı "anlaşmayı ihlal ettiği için" Türkiye'ye borçlu olduğunu söylediği 30 milyar doları geri almaya çağırdı.

Basın açıklamasında, "Türkiye'nin Irak-Türk petrol taşımacılığı anlaşmasını ihlal etmesi nedeniyle borçlu olduğu meblağ 30 milyar dolar olarak tahmin ediliyor" dedi.

Khazali, "Irak hükümeti bu dosyada kayıtsız değil, özellikle de ülke ciddi bir mali krizden geçerken" uyarısında bulundu.

Iraklı milletvekili, "Türkiye'nin borçlu olduğu Irak fonlarını boşa harcamama ve bu dosyayı takip etme" gereğini vurguladı

Albayrak’ı ‎14 ‏milyar euroluk para transferi istifa ettirdi

Dünyaca ünlü hacker grubu Anonymous, eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Erdoğan’dan habersiz bir biçimde, 118 milyar liraya denk gelen 14 milyar avroluk bir işlem yaptığı için istifa ettiğini öne sürdü.

Dünyaca ünlü hacker grubu Anonymous, eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Erdoğan’dan habersiz bir biçimde, 118 milyar liraya denk gelen 14 milyar avroluk bir işlem yaptığı için istifa ettiğini öne sürdü.
Anonymous’un Twitter hesabı üzerinden yapılan paylaşımda, Ziraat Bankası’nın İstanbul Gaziosmanpaşa Şubesi üzerinden Deutsch Bank’ın Frankfurt şubesine gönderilen ve 118 milyar liraya denk gelen 14 milyar euroluk para transferinin dekontları yayınlandı.

Yapılan paylaşımda, “Reis, Berat’ı sırf senden habersiz 14 Milyar Avrocukluk bu işlemi yaptırdığı için mi azlettin? Yakıştıramadık sana ” ifadesi kullanıldı.


Aynı hesap üzerinden bu hafta başında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya ait olduğu öne sürülen cep telefonu numaraları ve torpil amaçlı gönderildiği iddia edilen CV’ler yayınlanmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın banka işlemlerine ait olduğu belirtilen mesajların da yayınlandığı hesapta, Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne atanmasının sebebi olarak koronavirüs aşısını getiren firma yetkilisi ile yakın ilişkileri işaret edilmişti.

Saturday 6 February 2021

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ‏ABD'nin ‎15 ‏Temmuz ‎2016'da düzenlenen darbe girişimine destek verdiği yönündeki iddialarını bir kez daha gündeme getirdi.

Türkiye, ABD'nin 15 Temmuz 2016'da düzenlenen darbe girişimine destek verdiği yönündeki iddialarını bir kez daha gündeme getirirken, Washington yönetimi de bunların doğru olmadığını yineledi.İki ülke arasındaki polemik bu kez İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıklamalarıyla yeniden alevlendi.

Soylu, bu hafta içerisinde Haber Global kanalında katıldığı bir programda, 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında yalnızca Fethullah Gülen Yapılanması'nın olmadığını, ABD'nin de olduğunu öne sürdü.
Soylu, bunun ertesi günü Hürriyet'e verdiği demeçte de iddialarını bir adım ileriye götürerek, "Amerika'nın 15 Temmuz'un arkasında olduğu apaçık ortada. Onların talimatıyla bunu icra eden de FETÖ idi" diye konuştu.ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price ise bu iddiaların söyledi.Price, iddiaları ayrıca "temelsiz ve sorumsuz" olarak nitelendirdi ve iki ülke arasındaki müttefiklik ile stratejik ortaklık anlayışıyla çeliştiğini ifade etti.İki ülke arasındaki 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili polemik yeni değil. 

Türkiye, darbe girişiminin ardından ABD'yi suçlayan açıklamalar yapmış ve bu iddialar 15 Temmuz ile ilgili hazırlanan davaların iddianamelerinde de yer almıştı.Gülen ve destekçileri de darbe girişimini gerçekleştirdikleri yönündeki iddia ve suçlamaları reddediyor.

Thursday 4 February 2021

İnsan Hakları İzleme Örgütü Türkiye'yi Suriyelileri ‎"sorgulanabilir" ‏suçlamalarla sınır dışı etmekle suçladı

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün yayınladığı yeni bir raporda insan hakları örgütü, Ankara'yı ve Suriye yanlısı grupları, ömür boyu hapis cezası doğurabilecek suçlamalarla "keyfi" yargılanmak üzere düzinelerce Suriyeliyi gözaltına almak ve yasadışı yollardan Türkiye'ye göndermekle suçluyor.
  İnsan Hakları İzleme Örgütü, 3 Şubat 2021 Çarşamba günkü raporunda, Türkiye'yi ve Suriye yanlısı grupları, Suriye'nin kuzeydoğusundan 63 vatandaşı tutuklamak ve "keyfi" yargılanmak üzere "yasadışı" olarak kendi topraklarına nakletmekle suçladı. ömür boyu hapis.


  Örgüt, gördüğü nakil ve sorgu kayıtları, iddianameler ve tıbbi raporlar da dahil olmak üzere gördüğü belgeleri ortaya çıkardı.Bu rapora göre, Türk yetkililer ve kendisine bağlı gruplardan oluşan bir koalisyon olan Suriye Ulusal Ordusu'na bağlı bir silahlı grup Ekim ve Aralık ayları arasında Suriyelileri tutukladı. 2019, kuzeydoğudaki Ras al-Ain'de. Suriye.

  "Hem Kürt hem de Arap olan erkekler, iddia edilen suçlar Suriye'de işlenmiş olmasına rağmen savcılık makamlarının kendilerini Türk ceza kanununa göre suçladıkları Türkiye'deki tutukevlerine nakledildi." Dedi.

  Örgüte göre, resmi Türk dosyaları "suçlamalar arasında devletin birliği ve toprak bütünlüğüne zarar verme, terör örgütü üyeliği ve cinayet yer aldığını" gösteriyor. Suriye'nin en önde gelen Kürt partisi olan Demokratik Birlik Partisi'nin askeri kolu olan "tutukluların Kürt Halkını Koruma Birimleriyle bağları olduğu yönündeki kanıtlanmamış iddialara" dayanıyor.


  Ankara, partiyi ve Kürt birliklerini bir "terör örgütü" olarak görüyor ve onları, onlarca yıldır topraklarında isyan yürüten Kürdistan İşçi Partisi'nin bir uzantısı olarak görüyor.

  Türkiye ve Suriye yanlısı gruplar, Ekim 2019'da Tel Abyad (Rakka'nın kuzeyi) ve Ras al-Ain (Hasaka'nın kuzeyi) şehirleri arasındaki yaklaşık 120 km'lik bir sınır bölgesinde Kürt savaşçılara yönelik büyük ölçekli bir saldırının kontrolünü ele geçirdi. ).

  Örgütün müdür yardımcısı Michael Page, "İşgalci güç olarak Türk makamlarının, keyfi gözaltı ve insanların topraklarına nakledilmesinin yasaklanması da dahil olmak üzere, Suriye'nin kuzeydoğusundaki işgal yasası kapsamındaki insanların haklarına saygı göstermesi gerekiyor." Raporda Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölümü belirtildi. Türkiye'yi tutuklayarak ve "şüpheli suçlamalarla yüzleşmek için" kendi topraklarına götürerek "yükümlülüklerini ihlal etmekle" suçladı.


  İddianamelerde tutukluların Kürt Birlikleri saflarında savaşçılar olduğu iddia edildi, ancak örgüt belgelerin "çoğu durumda ... bu iddiaları destekleyecek kanıt" göstermediğini söyledi. Aile üyelerinin bazılarının PYD'de "idari görevlerde" bulunduklarını, ancak "Halk Koruma Birlikleri saflarında savaşmadıklarını veya silah taşımadıklarını" söylediği aktarıldı.

  İddianamelerde suçun Türkiye'nin Şanlıurfa ilinde olduğu belirtiliyor, ancak rapora göre "birkaç tutukluun savcı huzurundaki ifadeleri de dahil olmak üzere kayıtlar, onların Suriye'de yakalandıklarını ve ardından Türkiye'ye nakledildiklerini gösteriyor."

  Ekim 2020'de Şanlıurfa Ağır Ceza Mahkemesi tutuklulardan beşini müebbet hapis cezasına çarptırdı. İnsan Hakları İzleme Örgütü onlardan birinin babasını aktardı: "Oğlum 36 yıl hapis cezasına çarptırıldı (...) yargıcın kararı siyah bir cezaydı."

Wednesday 3 February 2021

Kadıköy'de Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine destek için toplanan gruba polis müdahalesi

gözaltına alınan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine destek olmak ve Cumhurbaşkanlığı kararıyla rektörlüğe atanan Melih Bulu'yu protesto etmek isteyen gruba polis müdahale etti.

Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerin protestolarına destek için Kadıköy'de gerçekleştirilen eyleme polis biber gazı ve plastik mermi ile müdahale etti.

​Gruptan çok sayıda kişi biber gazından etkilenirken, polis ekipleri eylemi dağıtmaya çalışıtı.

Boğaziçi Üniversitesi'nden Kadıköy'e giden öğrencilerin otobüslerden ve duraklardan gözaltına alındığı belirtildi.


TİP: Polis, milletvekilimiz Barış Atay Mengüllüoğlu'na saldırdı
Türkiye İşçi Partisi'nden yapılan açıklamada, "Polis, kayyum rektöre direnen öğrencilerle dayanışma için #AşağıBakmayacağız diyerek Kadıköy'de toplanan halka ve milletvekilimiz Barış Atay Mengüllüoğlu'na saldırdı. Bu saldırılar mücadelemizi engelleyemeyecek. Saldırıları durdurun! Gözaltındaki yurttaşları serbest bırakın" ifadelerini kullandı. 

Süleyman Soylu: 15 ‏Temmuz'u FETÖ yapmadı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "15 Temmuz'u FETÖ yapmadı" dedi, ardından "Sadece FETÖ mü yaptı dedim, destekçileriyle birlikte yaptı dedim," diyerek kendini düzeltti.


İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Haber Global ekranlarında Candaş Tolga Işık'ın sorularını yanıtladı.

Gündeme dair değerlendirme yapan Soylu, 15 Temmuz ile ilgili olarak da 'FETÖ mü yaptı 15 Temmuz'u? Candaş Bey, 15 Temmuz'u FETÖ yapmadı, bizi rahat bırakmazlar. Ancak ayakta sağlam durursanız rahat olursunuz, bu kadar basit' dedi.

Devamında program sunucusu Candaş Tolga Işık'ın "FETÖ yapmadı ne demek?" sorusuna cevap veren Soylu "Sadece FETÖ mü yaptı dedim, destekçileriyle birlikte yaptı dedim." açıklamasını yaptı.

"Nerede duruyor FETÖ?" diye soran Soylu'ya Işık, "Amerika'da" dedi. Bunun üzerine Soylu "Bitti" dedi.

Tuesday 2 February 2021

Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüs Kapıları kelepçeli. ‏

 Boğaziçi Üniversitesi ve üniversitenin bulunduğu semt Hisarüstü, 4 Ocak'tan bu yana çevik kuvvet polisi, TOMA'lar ve çeşitli polis araçları tarafından kuşatılırken, gizli polis sayısında önemli bir artış yaşandı. 6 Ocak'taki protestolar, göstericilerin Boğaziçi Üniversitesi'nden Beşiktaş'a yürüyerek (5 kilometrelik yürüyüş, 5 kilometre) Kadıköy'de diğer göstericilerle bir araya geldiklerini gördü. O zamandan beri, öğrenciler gözaltına alındı, elleri arkadan kelepçeli ve işkenceye maruz kaldı. O zamandan beri birçok şehir ve ülkede protestolar devam etti.

 Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü'ndeki açık hava sergisinin ardından, dini bir sanat eseri Türkiye'nin dindar nüfusunu öfkelendirdi, iki öğrenci cezaevine gönderildi ve iki öğrenci de ev hapsine alındı.

 Leman'ın kapağında tutuklanan öğrenciler. Tuncay Akgün'ün izniyle, Twitter
 1 Şubat'ta öğrencilerin okul dışındaki protestocularla görüşmek için Güney Kampüs'ten çıkmaları engellendi ve okul dışındaki öğrenciler gözaltına alındı.  


Okuldan çıkışına izin verilmeyen öğrenciler protesto için rektörlük binasına döndüler. Bir özel güvenlik görevlisi, öğrencilere tahta sopayla saldırdı. Mezunlar derneğinin başkanı akşam 7 civarında protestocuları saat 9'dan sonra sokağa çıkma yasağının uygulanacağı konusunda uyardı ve polis şefi onu öğrencilerin kaldırılacağı konusunda uyardı.  

Saat 21.40 civarında çevik kuvvet polisi kampüse girdi, bazı öğrencileri kampüste gözaltına aldı kampüs dışında da bazı öğrencileri gözaltına aldı.
 159 öğrenci gözaltına alınarak toplam meblağ 1 Ocak'tan bu yana 200'den fazla oldu.

Gözaltına dan bir öğrenci. Kaynak: Sezgin Tanrıkulu, Twitter
 Gözaltına alınan öğrenciler sözlü ve fiziksel tacize maruz kaldı. Cezaevindeki öğrencilere “birbirlerini sikmeleri” söylendi ve gözaltına alınan bazı öğrencilere “annelerini sikmeleri” söylendi. Çenesi kırılan, kaşları kanayan çok sayıda öğrenci dövüldü 
 bir öğrencinin kafasına polis telsizi kırıldı   

 Çalışmaları Kulübü'nün aday statüsü kaldırıldı, Çalışmaları ve Kadın Çalışmaları Kulübü'nün kilitleri değiştirildi 

 Okula yürüyen öğrencilere “aşağı bakmaları” söylendi, taciz edildi ve uyumsuzluk üzerine gözaltına alındı. Gözaltı sırasında öğrenciler de cinsel tacize uğradı. Bir öğrenci çevik kuvvet polisinin eline vurdu.

 Gözaltında öğrenciler sudan mahrum bırakıldı. Bir öğrenci, başörtüsünü zorla çıkardı ve yere sürüklendi.

Türkiye Borsası'nda 24 yıl sonra ilk kez deprem nedeniyle işlemler durduruldu.

Türkiye Menkul Kıymetler Borsası, deprem nedeniyle yaşanan yoğun satışların ardından bugün 24 yıl sonra ilk kez hisse senedi alı...