Saturday 6 November 2021

Eski MİT yöneticisi Eymür: Devlet görevlileri 18 kişiyi para için öldürdü;


Çiller cinayetleri biliyordur, ama Ağar kim bilir nasıl takdim ediyordur!

"Abdullah Çatlı'yı Bebek’te bir restorana getirmişti biri. Dedim ki, uyuşturucu işi yapıyorsunuz. 'E biz mecbur kaldık, aç mı yaşayalım' dedi. Birileri tabii kullandı. Hiçbir şey de yapmadılar. ASALA’yı bitirdik hikâyeleri palavra, yalan..."


Mehmet Eymür, 1970'li yıllardan bu yana Türkiye'nin geçtiği kritik virajlarda bir biçimde yer alan, adından söz ettiren, bir istihbaratçı olarak yaşananlarla ilgili bilgi sahibi olan ya da bilgi sahibi olduğuna inanılan bir isim.

"Z kuşağı" olarak nitelendirilen genç kuşak, belki uzun yıllardır aktif görevde olmadığı için Eymür'ü gazetelerde, televizyonlarda fazla göremedi. Ancak yakın tarihe biraz ilgisi olanlar, Susurluk'tan Ergenekon'a, faili meçhul cinayetlerden silah kaçakçılığı operasyonlarına kadar uzanan, Türkiye siyasi tarihine damga vuran olaylar ve skandallarda Eymür'ün isminin de mutlaka ya özne ya tanık olarak yer aldığını biliyor.

Mehmet Eymür'ün tanıklıkları önemli. Meslek yaşamı boyunca, göz önünde bir istihbaratçı olan Eymür, kitapları, yazıları, açıklamaları ile hep gündemde oldu. Ancak uzun zamandır sessiz. Buna rağmen, Sedat Peker'in açıklamalarıyla birlikte, 80'li yıllardan bu yana Türkiye'nin ve kendisinin gündeminde olan isimlerle ilgili iddiaları yakından izliyor. Daha önce yaptığı, "cinayetlere" ilişkin tanıklıkların ciddiye alınmaması nedeniyle dertli.

Eymür'ü, yeniden görülmeye başlanan Mehmet Ağar'ın da aralarında olduğu 19 sanığın, 90'lı yıllardaki 18 faili meçhul cinayetle ilgili olarak yargılandığı davada, geçmişte yaptığı tanıklığı sormak için aradığımda, geniş bir söyleşi yapma umudum çok yoktu. Ancak Eymür, ileri bir tarihte görüşebileceğini söyledi. Buna rağmen kararından vazgeçeceğini düşünüyordum. Buna karşılık, benim için sürekli kaleme aldığım faili meçhuller, yargısız infazlar ve işkencelerle ilgili olarak, bu iddiaların merkezindeki isimlerden biriyle görüşebilmek, artık aktif görevde olmasa da mühimdi.

İlerleyen günlerde yeniden aradığımda görüşmeyi kabul etti, ancak güvenlik gerekçesiyle görüntülü biçimde yapmak istemediğini aktardı. Bu nedenle, söyleyişi ilk konuşmamızdan yaklaşık iki ay sonra, Eymür'ün yaşamını sürdürdüğü yerin oldukça uzağında, gözden uzak bir yerde yapabildik.

Söyleşi öncesinde kendisini rahatsız edecek konuları da soracağımı vurguladığımda, "İstediğinizi sorun" yanıtını verdi. Ayırdığı süre içerisinde, işkence, yargısız infaz, faili meçhuller, Yeşil gibi katillerle olan ilişkileri, yeraltı dünyasıyla olan temasları, siyasilerle olan yakınlığı dahil her başlığı sormaya çalıştım. Çok az soruyu yanıtsız bıraktı. Bugüne ilişkin sorularda daha temkinli, geçmişe ilişkin sorularda daha rahattı. Mehmet Ağar'la adının "iki Mehmet'in rekabeti" şeklinde anılmasına ve Çiller Özel Örgütü denilen yapının parçası olduğuna yönelik iddiaların sürmesine ise tepkiliydi. Eymür'ün T24'e verdiği röportajda ismini söylediği, hakkında iddialarda bulunduğu isimlerin elbette yanıt hakları saklı. Sütunlarımız bu yanıtlar için de sonuna kadar açık.

Ancak bir dönem MİT'in Kontrterör Dairesi'ni yöneten ismin, özellikle faili meçhul cinayetlerle ilgili sözlerinin mutlaka yargı tarafından dikkate alınması ve kapsamlı biçimde araştırılması gerekiyor.
İlk bölümünü bugün paylaştığımız söyleşinin ikinci bölümü yarın yayımlanacak.



Sedat Peker'le karşılaşma
- Bugünden başlayalım… Sedat Peker ile ilgili olarak, "Mehmet Ağar'ın tosunlarından biriydi" şeklinde ifadeniz vardı faili meçhul cinayetler davasında. Ne gibi bir bağı vardı ve bugün değişen ne oldu? Peker'in açıklamaları gerçekten sadece aile hassasiyetinden mi kaynaklanıyor? Sistemin dışına çıkartılmasının nedenleri ne size göre?

Böyle dedim ama "O senelerde yaşım şu kadardı" diye düzeltme yaptı Sedat Peker. Geçmişte bir kere karşılaştım kendisiyle. Bir akrabanın evinde karşılaştık tesadüfen. Benim yazılarım vardı o zaman. İsmi geçiyordu. "Ben artık iş adamı oldum" dedi. "İş adamı arkasında 30 kişiyle gezmez" dedim. "İş adamı olmanı temenni ederim ama bugünkü durumun benzemiyor" dedim. Öyle bir konuşmamız geçti. Tahminimden fazla okuyan bir adam. Diğerleri gibi değil pek. Hitabeti de iyi. Tabii kendi de zaten söylüyor. Pirüpak bir adam değil. 15 Temmuz'dan sonraki açıklamaları vs. Bunlara bakmak lazım. E kendisi de korku iklimi yaratmak için bunları yaptım, diye açıklıyor. Devlet böyle insanları neden kullanır… Normalde olmaması lazım…

- Mehmet Ağar'la olan ilişkisi… Ya da bilgi aldığı kaynaklar için ne dersiniz?

O piyasada herkesin çok çabuk birbirlerinden haberleri olur. Tabii birileri taşıyor bilgi. Birileriyle arası bozuldu belli ki. Ama müthiş dinleyici kitlesi var. Herhalde yabancı ülkelere de enteresan geliyor anlattıkları. Kolay kolay ulaşılacak bilgiler değil zira.

"Amerika şunu diyecek de cemaat yapmayacak, mümkün mü?"
- Ama açıklamaların bir nedeni ve bağlamı olmalı. İddiaları derin bir yapılanmaya işaret ediyor…

Çok konuşmak istemiyorum. İkimizi de sıkıntıya sokmak istemem. Geçenlerde "Ortalık karışacak" dediğimde de tartışıldı. Ben bunu 25 sene önce de söyledim. Mehmet Ağar'ların zamanında söylediğim şey. 25 sene olmuş. Kanunsuz güç varsa ortada her şeyi yapar. Her şey olur. Mehmet Ağar'ı "iki Mehmet kavgası" yapan millet, birçok şeyi görmezden geldi. Bugüne kadar geldiler. E geldik bugüne. Şimdi durumu sıkıntılı tabii. 18 cinayetten yargılanıyorlar.

- 15 Temmuz'dan itibaren yaşananlara ilişkin konuşuyor Peker. Ki kendisi de hem o günün hem sonrasının aktörlerinden biri… Siz 15 Temmuz'a ve sonrasında yaşananlara nasıl bakıyorsunuz? Cemaat MİT tarafından fark edilmemiş bir yapı mıydı? Bu mümkün mü?

Bence bundan çok başka yere bakılmalı. 15 Temmuz henüz çözülmedi tam olarak. Çok sual var. MİT'in ilgili bölümünde muhakkak bir rapor vardır geçmişte cemaatle ilgili elbette. Burada cemaati suçlamak bence esası bırakmak demek. Amerika'yı bırakmak demek. Arkasındaki güç önemli. Amerika, şunu diyecek de cemaat yapmayacak, mümkün mü? Cemaat istediği gibi davranabilir mi? Bu bağlamda bakmak lazım. Çok soru var. Mesela Adil Öksüz. Hâlâ yok ortada. Ben öldürülmüş olabileceğini de düşünüyorum. Normal değil.

No comments:

Post a Comment

Türkiye Borsası'nda 24 yıl sonra ilk kez deprem nedeniyle işlemler durduruldu.

Türkiye Menkul Kıymetler Borsası, deprem nedeniyle yaşanan yoğun satışların ardından bugün 24 yıl sonra ilk kez hisse senedi alı...