Saturday 27 March 2021

UYGURLAR, ‏TÜRKİYE İLE ÇİN ARASINDA PAZARLIK KONUSU OLMAKTAN ENDİŞELİ


Türkiye’de yaşayan bir Uygur Abdullah Metseydi’nin geçtiğimiz ay kapısını polis çaldı. 

Bir düzine kadar tam teçhizatlı terörle mücadele polisi evine girdi ve Metseydi’ye Çin aleyhinde herhangi bir hareket içerisinde yer alıp almadığı soruldu. 

Karısı ve çocukları sınır dışı edilmekle tehdit edildi. Daha sonra eşi ile birlikte göçmenlerin sınır dışı işlemlerinin yapıldığı tesise götürüldü. Bugün hala bu mekanda akıbetini bekliyor.

Metseydi’nin karısı Melike AP muhabirine gözyaşları içinde, “Sınır dışı edilmekten korkuyorum” dedi ve intikam korkusuyla soyadını vermeyi reddetti. “Kocamın akıl sağlığı için endişeliyim” diye de ekledi.

Siyasi muhalefet liderleri, Türkiye’de hükümeti Çin aşısı karşılığında Uygurları gözden çıkarmakla suçluyor. Vaat edilen Çin aşılarının on milyonlarca dozu henüz teslim edilmedi.

Avukatlar, son aylarda yaklaşık 50 Uygur’a baskın düzenlenerek gözaltına alındıklarını ve Türk polisinin sınır dışı etme merkezlerinde onları tuttuğunu söylüyor. Bu da geçen yıldan bu yana bu şekilde alınan insanların sayısında önemli bir artışa işaret ediyor.

Avukatları Uygurların pazarlık konusu olmasından endişe ediyor. Türkiye ile Çin arasındaki aşı anlaşması bir yıl önce imzalandı ve Pekin tarafından aralık ayında onaylandı.

Henüz bu anlamda bir değiş tokuşa dair herhangi bir kanıt yok ancak Çin aşılarının ilk sevkıyatının aralık ayında haftalarca bekletildikten sonra yapılması konuya şüpheyle bakanların aklında soru işaretleri yarattı.

CHP’li Kaya: Türkiye’ye şantaj mı yapılıyor?
CHP’li YIldırım Kaya da parası ödenmiş aşıların sadece üçte birinin geldiğini onun da geç gelmesini şüpheli bulduğunu belirtiyor ve “Çin Türkiye’ye ek koşul mu ileri sürüyor? Şantaj mı yapıyor?” diye soruyor. Kaya, resmi olarak Türk hükumetine Çin’den gelen baskıyı sorduğunu ancak henüz bir yanıt almadığını söyledi.

Hem Çin hem Türk yetkililer bu tür bir pazarlık olduğu iddialarını tamamen reddediyor ve iddiaların karalama kampanyası olduğunu ileri sürüyorlar.

Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu aralık ayında yaptığı bir açıklamada aşılardaki gecikmenin Uygurlarla bağlantılı olmadığını ifade ederek “Uygurları politik malzeme etmiyoruz, insan haklarını savunuyoruz” demişti.

Anlaşma Uygurlar için kabusun başlangıcı mı?
Uygurlara göre ise bu aşı anlaşmanın onaylanması onların hayatlarını tehlikeye sokabilecek bir kabusun başlangıcı olabilir. Çin’e iade edilerek toplama kamplarına gönderilebileceklerini düşünüyorlar.

Şimdiye kadar çok az sayıda Uygur Çin’e iade edildi ve bu iadeler de Türkiye’de bulunan 5 bin Uygur’un protestoları ile karşılaştı.

Son haftalarda Türkiye’nin Pekin Büyükelçisi de Çin’in aşı çalışmalarını överek Ankara’nın Çin ile yargısal işbirliğine önem verdiği açıklamasında bulundu.

Bugün Çin’de bir milyondan fazla Uygur bu tür kamplarda tutuluyor. Çin hükumeti bu kampların son derece normal ve gönüllü eğitim ve meslek beceri edinme kampları olduğunu ileri sürüyor. Aynı zamanda bu adımın terörle mücadele için atıldığı belirtiliyor. ABD ise Uygurların yaşadıklarını ‘soykırım’ olarak ilan etti.

Geçmişte az sayıda Uygur militan eğitimi almak için Suriye’ye gitti. Ancak Türkiye’deki Uygurların çoğu cihatçılarla görünmekten kaçınıyor çünkü bunun Uygur davasına zarar vermesinden endişe ediyor.


No comments:

Post a Comment

Türkiye Borsası'nda 24 yıl sonra ilk kez deprem nedeniyle işlemler durduruldu.

Türkiye Menkul Kıymetler Borsası, deprem nedeniyle yaşanan yoğun satışların ardından bugün 24 yıl sonra ilk kez hisse senedi alı...