Wednesday 19 August 2020

Berat Albayrak Hollanda Maliye Bakanı mı?

Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın “Maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz?” sorusundan hareketle döviz kurundaki sıçramanın sade yurttaşın yaşamını nasıl etkilediğini madde maddede irdeledim. Gerçi soru bir mantık hatası içeriyor; maaşını dolarla alan kişilerin (artık kaç tane kalmışsa!) kurun yükselişinden endişelenmek yerine bayram etmesi gerekir o ayrı…


Eğer Berat Albayrak Hollanda Maliye Bakanı koltuğunda otursaydı ve ödemeler dengesi 2019’daki gibi 93 milyar dolar cari fazla verseydi, kur düzeyinden gerçekten de fazla tedirginlik duymazdık. Üstelik 17,2 milyon nüfuslu, 2019’da 709 milyar dolar ihracat yapan bir ülkeden söz ediyor olurduk. Ekonomisini dış borç, şirketlerinin döviz borcu sorunu yaşamadığı, vatandaşlarının tasarruflarını ağırlıklı yabancı paralarda değerlendirmediği, enflasyonun yıllık 1,6’da seyrettiği bir memlekette muhtemelen insanlar endişeyle dakika başı kur hareketlerini de izlemek zorunda kalmazlardı.

293 milyar dolar cari fazlası bulunan, 2019’da bin 460 milyar dolar ihracat gerçekleştiren Almanya’yı hiç hesaba katmıyoruz bile…

Ahmet Hakan’ın CNN Türk’te Berat Albayrak’la yaptığı söyleşi, “Çokomel, Eti Puf” muhabbetleri bir yana bırakılırsa daha çok “Önemli olan kurun seviyesi değil, rekabetçi olup olmamasıdır. Türkiye tarihinde ilk defa rekabetçi bir kur düzeyiyle ekonomisini dönüştürebilecek bir yapıya kavuştu” sözleriyle gündeme oturdu. Bir maliye bakanının ağzından çıkan ”Kur iner de çıkar da“ aforizmasını ise hafızamıza not ediyor, bir doktorun “tansiyon bu iner de çıkar da var mı başka şikayetin ?” vurdumduymazlığına benzetmekten kendimizi alamıyoruz.
 
1- Türkiye’nin dış borçları 431 milyar dolar. Doların her 10 kuruş artışı dış borç yükünü 43 milyar TL yukarı çekiyor.

2- Kamunun dış borçları Merkez Bankası da dahil 177 milyar dolar. Bu borçlar kamu kaynaklarından yani her bir yurttaşın cebinden ödeniyor.

3- Kamunun 2021’deki 5,5 milyar dolar dış borç faiz ödemesi bütçeye doğrudan 40,5 milyar lira yük bindirecek. Bu da büyük olasılıkla yurttaşın yaşamına değen sosyal harcamaların kısılmasına neden olacak.

4- Gerçek kişilerin döviz mevduatları 120 milyar dolar. Doların her yükselişi bu kesimin “servetinin” artmasını getiriyor. Ülkede servet dağılımı döviz istiflemeyenler aleyhine daha da bozulurken, beklentiler kanalı üzerinden “Döviz tutan zenginleşiyor” algısını güçlendiriyor. Dolayısıyla dolara-avroya yöneliş eğilimini besliyor.

5- 1 dolar - 1 avro kur sepetinin 2019 sonu değeri 6,31 lira iken son rakamlarla 8 liraya çıktı. Bu yüzde 26,7’lik bir artışa denk geliyor. Kur geçişkenliği, diğer bir ifadeyle kurdaki değişimin tüketici fiyatlarına etkisi kaba taslak yüzde 20 tahmin ediliyor. Bunun da zamana yayılmış biçimde zaten yüksek seyreden enflasyon düzeyini yüzde 5 daha yukarı çekmesi beklenir.

6- Sade yurttaşın tükettiği hemen hemen her ürün kur artışından etkileniyor. Örneğin pazardan aldığımız domates, patlıcan, kabak; mazot, gübre, tohum, tarım ilacı derken tüm tarım girdileri dövizden etkilendiği için şipşak pahalılaşıyor.

7- Kurun yükselişi ithalat maliyeti artınca, yabancı makine ve teçhizata gereksinim duyan yatırımları zorlaştıracak. Dolayısıyla büyüme ve istihdamı yavaşlatacak.

8- Doğal gaz ve petrol fiyatlarının kura bağlı yükselmesiyle önümüzdeki kış ısınmak da daha pahalı hale gelecek. İthal ilaç kullananların beli iyice bükülecek.


 
9- Kuru tutabilmek için usul usul başlatıldığı üzere kaçınılmaz biçimde faizler artırılacak. Böylelikle ekonomi hız kesecek, işsizlik sorunu daha da ağırlaşacak.

10- Faizlerdeki sıçrama daha çok dar gelirli yurttaşların kullandığı ihtiyaç kredilerinin ve kredi kartı borçlarının maliyetini yükseltecek, geri ödenmesini zorlaştıracak.

11- Kamu-özel işbirliği projelerinde sözleşmeler döviz üzerinden hazırlanıyor. Uğur Emek’e göre hali hazırda 145.8 milyar dolarlık bir yükümlülük söz konusu. Doların 10 kuruş artışı bütçeye 14,6 milyar lira yük bindiriyor. Örneğin müteahhit Osmangazi köprüsünden araç başına 35 dolar+KDV gelir sağlıyor.

12- Şirketler kesiminin 166 milyar dolar net döviz borçları bulunuyor. Kurun yükselmesi hem nakit akışlarını bozuyor, hem de açık pozisyonlarını bir an önce kapatmak için dövize yönelmelerine neden oluyor. Nitekim 2018 Mart’ından bu yana varlıklarını 10 milyar dolar artırarak, yükümlülüklerini 47 milyar dolar azaltarak 57 milyar dolar döviz talebi yarattılar.

13- Altın fiyatları dolar cinsiden küresel piyasalarda altının ons fiyatı ve döviz kurlarının bileşik etkisi sonucu belirlenir. Dünya konjonktürünün de yardımıyla altın fiyatları yükselirken bir de dövizin sıçraması altına olan rağbeti artırdı. Yurttaşların tasarruflarının üretken alanlar yerine atıl bir yatırıma yönelmesine neden oldu.

14- Kamu giderek iç borçlarda eski bir alışkanlığa yönelerek dövize endeksli enstrümanlar satıyor. Geçtiğimiz hafta yapılan ihaleyle 3 milyar dolar daha borçlanılınca, toplam bakiye Murat Kubilay’ın hesaplamalarına göre 36 milyar dolara yükseldi. Böylece dövizdeki artış, iç borçların geri ödenmesini de zorlaştırmaya başladı.

No comments:

Post a Comment

Türkiye Borsası'nda 24 yıl sonra ilk kez deprem nedeniyle işlemler durduruldu.

Türkiye Menkul Kıymetler Borsası, deprem nedeniyle yaşanan yoğun satışların ardından bugün 24 yıl sonra ilk kez hisse senedi alı...